HilalCrossing



Geçen gün bizim Doktor Acar aradı. "Trenleri özledim, bir yerlere gidip tren görelim, lokomotifleri, yük vagonları..." dedi. "Hilal'e gidelim," dedim, "Yakınlarda oraya yeni bir istasyon yapacaklar belki çapraz makaslar bozulur, iyisi mi bozulmadan son bir kez görüntüleyelim..." Pazar saat 12:00'de Karşıyaka İzban istasyonu önünde buluşmak üzere sözleştik.

Pazar günü hava yağmurluydu. Zaten gece de şakır şakır yağmıştı. Acar gelip de İzban'a binmek üzere aşağıya perona indiğimizde yağmurun fazla şiddetli olmaması için dua ettim. Şansımız vardı, hemen bir tren geldi ve ona binip yola çıktık. Set tekliydi ayakta yolculuk ediyorduk ama fazla dolu değildi. Halkapınar'a varınca indik ve metroya aktarma yapmak üzere merdivenleri tırmanmaya başladık.

Metro geldiğinde bindik ve viyadük üstündeki yolculuğumuz başladı. Acar bir ara Halkapınar Lokomotif Deposunun yanından geçerken, "Buraya da uzun bir zamandır gelmedik." dedi. Yaklaşık 3 dakika sonra Hilal'e vardık ve indik. İstasyon viyadük üstünde olduğu için merdivenlerden aşağı inmemiz gerekiyordu. Biz aşağı inerken bir DM15000 Basmane'ye doğru gidiyordu. İndikten sonra istasyon çıkış turnikelerinden geçtik ve karşımıza bir merdiven daha doğrusu çelikten yapılmış rampa çıktı. Bunu tırmandıktan sonra tam kıvrımında mevzilendik. Buradan Hilal makasları görünüyordu. Bir ara aşağıda üstü bitkilerle örtülü bir beton yığını dikkatimizi çekti. Bu eski B kulesinin kalıntılarıydı. 2005 yılı Ekim'inde Şafak Aktaş'la birlikte yine tam bu bölümde Basmane'den gelen Çiğli banliyösünü fotoğraflamıştık.


Orada bir 15 dakika kadar oyalandık. Cumaovası'ndan gelip Alsancak'a giden bir İzban trenini tam Hilal makaslarından geçerken görüntüledim. Eğer yapılacak olan istasyon haç biçimindeki makasları bozarsa bu çektiğimiz fotoğraflar gerçekten tarihi bir değere sahip olacaktı. Fotoğraf çekerken az bir şey tırsmadım değil. Yan tarafta yüksek gerilim hattı vardı. Gerçi epey uzaktık ama neme lazım. Daha sonraa tekrar geldiğimiz noktadan geriye dönüp Hilal metro istasyonuna girdik. Yukarı çıktıktan sonra ışıklı tabeleda yazdığı gibi tam 2 dakika sonra bizi Basmane'ye götürecek olan metro seti geldi. Bindik. Metro Meles'i geçtikten sonra yeraltına indi ve bir durak sonra Basmane'ye vardık. Tekrar merdivenleri çıktık. Yağmur başlamıştı. Hızlı hızlı Basmane Gar'ının sundurmalarına yürüdük.

Basmane Gar her zamanki kalabalıklığındaydı. Birer çay alıp 1. yolun tamponlarının dibine oturduk. Yağmur kimi zaman hızlanıyor kimi zaman hafif hafif atıştırıyordu. Bir ara bir adam 3. yolun oradaki su borularını kurcalarken bir anda fışkıran suyla sırılsıklam oldu. Acar bu duruma kakır kakır güldü. Çaylarımızı içtikten sonra dispeçer Erdal abiyi aradık. Telefonu cevap vermiyordu. Biraz daha oturmaya karar verdik. 3. yolda bir DM15000 vardı. Sonra depodan bir DM30000 birinci yola girdi. Bu Tire'ye gidecek olan trendi. Onun kalkışını bekledik. Bu arada Acar'la da laflıyorduk. Yeterince oturduğumuza karar verdikten sonra kalkıp Fuar kenarından Alsancak'a kadar yürüdük.

Alsancak'a vardığımızda tam garın orada yağmur şiddetini arttırmıştı. Bu arada Acar, "Senin karnın acıkmadı mı?" dedi. Ara sokaklardan birinde bir dürümcü görünce dışardaki masalardan birinde oturduk. Acar acılı Adana ben de Urfa söyledim. Yemeğimizi bitirdikten sonra çayımızı içerken yağmurun şiddetini artırdığını fark ettik. Acar'la içeri kaçtık. O, vitrinli dolapta etleri ve kebapları görünce, "Ben bir şeyler daha yiyeceğim," dedi ve kendine bir porsiyon şiş söyledi. Ben dürümle doymuştum. İkinci parti yemeğin üzerine de bir şeyler içtikten sonra Alsancak Gar'a yürüdük.

Birinci yolda turladıktan sonra banliyö peronlarına geçtik. Bir adam kız arkadaşının fotoğrafını çekmeye hazırlanıyordu. Kızın perondaki buharlı lokomotifin üstüne tırmandığını gören Acar müdahale etme ihtiyacını hissetti. Çünkü geçen aylarda bir Lübnan'lı yönetmen buharlı lokomotife çıkayım derken elektrik akımına kağılıp hayatını kaybetmişti. Acar kızı uyarınca sordum: "Acaba kaç santimden atlama yapıyor akım?" Yanımızdan geçen bir genç "60 cm," ded. Bilmiyorum doğru mu söylüyordu. Ne olursa olsun iki metreden fazla yaklaşmamak lazımdı.


Treni fazle beklemedik. Zaten seferler arasında 12 dakikalık bir periyod vardı. Gelen Caf'a bindik ve oturacak yer de bulduk. Naldöken istasyonunda Acarların evinin orada indik. Acar eve gitti ben de pazar alışverişi için katlı pazaryerine yürüdüm. Eski yıllardaki gibi güzel bir tren gezisi yapmış ve kent belleğine çektiğimiz fotolarla nacizane bir katkı yapmış bulunduk.

Not: 2. fotoğraf, 1. fotoğrafla aynı yerde 2005 Ekim'inde çekilmişti. Aradan geçen yıllar içinde Hilal'deki mahalle müselles yapımı için istimlak edildi.