KENTSEL EKOSİSTEMLER ve ETKİLERİ 

 

Ertuğrul ERDİN

 

1. Çevre Bilinci ve Kentletme

 

Dünya'da 1960'larda geliten ve artan "Çevre Bilinci" ıtığında Dünya Ulusları ortak bir eyleme doğru yöneldi. 1972 yılında Stockholm'de düzenlenen Birleşmiş Milletler " Çevre Konferansı" ndan alınan kararla 5 Haziran "Dünya Çevre Günü" olarak kabul edildi.

İnsanlar faaliyetleri ile doğal dengeyi bozmaktadır. Bu bir gerçek.

Yüzyıllardır bozmaya devam etmiştir. Ta ki 1960'lı yıllarda "Çevre Bilinci" iyice bilinenene yerleşene kadar Dünya ve Türkiye bunun sonunda çölleşmektedir. Örneğin 1880 yılında dünya yüzeyini % 9.4'ü çöl ve kullanılmaz araziler iken 1952'de % 23.3'e yükselmiştir. Aynı sürede orman alanları ise % 43'9'dan % 21.1'e inmiştir. Odun ağaç yaklaşık 600 çeşitli sahalarda kullanılmaktadır ve kullanım miktarı da nufus ve sosyal ekonomik düzey arttıkça artmaktadır. Sadece bir ton kağıdın 17 yetişmiş ağaçtan elde edildiğini düşünürsek ormanlarımızın nasıl olumsuz etkilendiğini anlarız. Ayrıca artan nüfus , ve bu nufusun konut ve iş ihtiyacı ; konut, fabrika, işyeri gibi yerlerin yapılmasına zorlamıştır. Bu gelişme de tarımsal sahaların aleyhine olmuştur. Metropol İzmir ve çevresi için bu böyle olmuştur. Bornova, Kemalpaşa, Torbalı , Balçova, Narlıdere, Cumaovası, Menemen, v.d. gibi yörelerde verimli tarım alanları ya yapılaşmış, ya da sanayiye mekan olmuştur. İzmir Metropol' dan Megapol olmaya doğru bir gidiş içindedir. Altyapı tamamlama hızı hiçbir zaman kentsel gelişme hızına ulaşamamıştır ve ulaşacağa da benzememektedir. Eğer bu büyüme hızı ile kentsel büyüme devam ederse.

Özellikle ülkemizde 1920'li ve 1930'lu yıllarda asıl "Çevre Sorunu" su ve rüzgar toprak erozyonu iken, 1930'lu ve 1950'li yıllarda artan sanayileşme ile birlikte, su, hava, toprak kirlenmesi ve katı artıklar gibi sorunlarda ortaya çıktı; daha doğrusu bilincine varıldı. Çevre sorunlarına çözüm aranmaya başlandı.

1970'li ve 1980'li yıllarda Avrupa'da özellikle Almanya, Avusturya v.b gibi ülkelerde asit yağmuru büyük sorun oldu.

Ormanların yaklaşık % 50'si çeşitli kademede hasta durumdadır. Türkiye'de de bu durum Trakya, Batı Karadeniz ve Kazdağı ormanlarında zararlar görülmüştür. Yatağan daki Termik santral de 2271 ha kızılçam ormanı kurutmuştur.

Avrupa'da insan faaliyetleri sonucu 1600 yıllarından beri, yaklaşık 250 hayvan türünün nesli tükenmiştir. 500 civarındaki türün de nesli yok olmak üzeridir.

 

Türkiye'nin kuzeyi, güneyi, doğusu ve batısı veya ortası neresi ele alırsak alalım. Türkiye tümü ile bir inşaat alanına dönüşmüş sanki çağdaşlaşmaya biran önce erişmek için uğraşırcasına inşaat şantiyeleri. Artan nufus artan nufusun iş sorunu, barınak sorunu ve insanımızın iyi yaşam ve iş peşinde koşması bu olayın asıl itici gücü olmuştur.

Özellikle ülkemizde 1950'li yıllarda sanayileşme hamlesi ile Anadolu'nun çeşitli yerlerinden büyük kentleşme ve sanayi merkezlerine akım başlamıştır. Bu akımla birlikte daha 1950'li yıllarda gecekondulaşma hızlandı. Konut yapma ihtiyacı arttı. Konut ihtiyacını karşılamak için toplu konut, biraraya gelerek konut yapma girişim ve faaliyetleri kendini gösterdi. Bu çabalar sonucunda 1960'lara doğru yasal girişimlerde bulunuldu. Konut kooperatifçiliğini gelişmesi sağlandı.

Konut kooperatifçiliği konusundaki yasal düzenlemeler 1957 yılında yürürlüğe giren Türk Ticaret kanununu ile başlamış; 1969 yılında yürürlüğe giren 1163 sayılı kooperatifler kanununu ile de geniş kapsamlı bir temele oturtulmuştur.

% 4 göçün zorladığı konut kooperatifleri yolu ile konut sahibi olabilme olğusu genelde Devlet'ten destek görmüştür. Bu desteğin özünde ise

 

1. Ucuz arsa temin ve tahsisi

2. Dütük faizli kredilendirme

3. Vergilendirme

4. Tasarrufa teşvik ve tasarrufların değerlendirilmesi

konut sözcüğü sosyal ve ekonomik baskılardan kurtularak huzura ermeyi ifade eder, etmelidir. Ancak Devlet Planlamacı ve yönlendirici rolünü iyi üstlenmeli ve gerçekleştirmelidir. Bunun için de;

- Öncelikle gerekli konut ihtiyacı ve bunların maaliyetleri belirlenmeli

- Yeni evler eski evlerin yerine yıkılarak yapılması önlenmeli, önce iyileştirilip kullanılması ilkesine ağırlık verilmeli,

- Vergi yolu konut tasarrufu özendirilmeli

- Sosyal konut üretimine ağırlık verilmeli

- Aile birey sayısı ve evlilik süresi göz önüne alınarak kredi tahsis edilmeli

Kent-Koop 17 Ekim 1979'da 13 kooperatif ve 113 bireysel ortağın katılımı ile kurulmuştur. 17 Mart 1988'de de ise kent kooperatifleri merkezi birliği 310 kooperatif ve 59 bin bireysel ortağı temsil ederek kuruldu.

Ev-Ka ve Ege Kent projeleri ile İzmir Büyükşehir Belediyesi 6 sene içinde 17 bin konut yapmıştır. İzmir, Ankara, İstanbul vb. gibi kentlerimizde kentleşen, büyüyen Türkiye ile birlikte çok sayıda yeni yeni peyzaj alanlarının arazilerin inşaat sahası olarak kullanımı arttı.

 

Zeytincilik, çam ormanları veya diğer ağaçlıklar; bahçeler yavaş yavaş ortadan kalktı. Kalkmaya da devam ediyor.

 

Büyümenin ve ortamların bozulmasını veya dönüştürülmesini bir nedeni de populasyon dinamiğidir. Dinamik hızla artan bir nufus sahibiz. Bunun getirdiği ek ihtiyaçlar ve bu ek ihtiyaçların ilave sorunları eklenik olarak sürüp gitmektedir. Nufuzumuzun kontrolu, sağlıklı bir meharda ve ekolojik ortamda yaşıyor nufus oluşturmak çok daha fazla önemlidir.

 

Günümüzün ekonomik faaliyetlerini mal, hizmet, sermaye üretim ve tüketim ilitkileri bir döngü teklindedir. Kesiksiz çizgi reel, kesikli çizgisi moneter akıları ifade etmektedir. Bu iki real akılar iş verimi olarak tüketiciden üreticiye; tüketim malı olarak da tüketiciye gitmektedir. Üreticiler yatırım hesabına yatırım malı üretmektedirler.

 

Ekonomi artık kapalı devre bir sistem değildir. Açık sistemdir. Ekonomik prosesler kolay kolay bertaraf olamayacak artıklar üretmektedir. Bu da çevreye geçmektedir.

. Hava, toprak ve su ortamlarının kalitesi bozulmaktadır.

. Bitki, hayvan türleri, peyzaj etkilenmektedir.

. Doğal kaynaklar hoyratca sömürülmektedir.

. İklimlerde beklenilmeyen değişiklikler olmaktadır.

. Sonucta insanın huzuru kaçmaktadır.

Ekoloji canlının çevresi ile olan ilişkisini incelerken; ekonomi de insanlar arasındaki mal akışını ele alır inceler.

Ekonominin ve ekolojinin ortak noktaları şöyle sıralanabilir;

. Ekoloji doğanın ekonomi bilimi olarak tanımlanabilir

. Ekonomi de, doğa da kendini belirgin davranışı ile ortaya koymaktadır. Eğer sistemin bir halkasında bozulma ve arıza olursa bu tüm sisteme yayılmaktadır.

. Her ikisininde dengeye ihtiyacı vardır.

 

2.İzmir Örneğin'de Ekonomik Büyüme ve Çevre

 

Ekonomik büyüme için çevredeki yenilenebilir kaynaklar kullanılır ve artıklar yük olarak da çevreye bırakılır.

Hem hammaddeler, hem de artıkların çevre tarafından alınabilirliği sınırlıdır.

Bu nedenle de eksponansiyel ekonomik büyüme devam edemez.

Ekolojik büyüme teorisinin iki varyasyonu vardır:

Ekolojik varyasyonda; ekonomik ekolojik sistemin sınırları ortaya konmaktadır. Doğanın kendini yenileme gücünü kayıp etmeden artıkları ne şekilde ve ne kadarını alabilir. Bu konuyu kapsamlı ortaya koyabilmek için bir CED Raporu hazırlamak gerekir. İster sahiıl yolu yapılsın , ister Körfez taraması yapılsın , ister Çöp ve Katı Atık İşlem Merkezleri kurulsun, Otoyollar yapılsın ,v.d. faaliyetler için mutlaka bir ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) Raporu hazırlanmalıdır. Demokratik uzlaşma sağlandıktan sonra büyük yatırımlar, ikna ve katılımcılık, açıklık anlayışı içinde yapılmalıdır. Çok seslilik ve renklilik , uzlaşma yatırımlarda ihmal edilmemelidir. ÇED tek başına bir Demokratik Öğretidir, Okuldur.

. Sistem dinamiği varyasyonu ise simmilasyon yöntemine dayanmaktadır. Bunun için de aşağıdaki değişkenler incelenir.

- Nufus

- Reel kapasite

- Gıda maddesi

- Yenilenemeyen ham maddeler ve kaynaklar

- Kirlenme

Ekonomik büyümeyi eksponansiyel fonksiyonlarla ifade edebiliriz.

Ekolojik büyüme ise ifadesinin lojistik gelişme denklemlerinde bulmaktadır. Sosyal ürünün nisbi artış hızı çevrenin sınırlayıcı faktörleri altında azalır ve hatta sıfıra kadar gidebilir.

Sistem dinamik gelişme teorisi ise ekolojik alanı aşmaktadır. Gelişmenin üst sınırına erişme kontrolsüz koşullarda olmaktadır. Bu olgu yavaş yavaş değil ani ve hızlı bir şekilde gerçekleşmektedir. Sonucu ise felakettir. Zira sosyal ürün seviyesi çevrenin sınırladığı üst noktaya geldiğinde birden aşağıya sıfıra kadar düşer.

Ekonomik büyüme teorisi ekonomi iyimser iken ekolojik büyüme teorisi aşırı kötümserdir. Bir ekonominin sınırsız büyümesini öngörürken; diğeri ise üretiminin büyümemesi sıfıra gelmesinin gerekliliğine inanmaktadır. Örneğin gelişmekte olan ülkeler için ekolojik sorunlarla ilgilenmemiz onlar için lüks olduğu, bu sorunun sadece zenginlerin sorunu olduğu düşünülebilir. Acaba bu doğru mu?

 

Büyüme Nedir?

Bu soruyu kendimize sorduğumuzda;

. Reel sosyal ürünün büyümesi

. Tüketimin büyümesi

. Nufus başına düşen üretimin ve tüketimin büyümesi

. İş verimliliğinin büyümesi

. Tüketim yararının büyümesi

noktalar aklımıza gelebilmektedir.

Bunun amacıda insanımızın yaşam koşullarının ve düzeyini iyileştirmek, büyüme ile refaha ulaşmaktır.

Dünya uzay gemisinde yaşayan dört milyar insanın mutluluğu ve iyi yaşama için eksponansiyel üretim artışına devam edebiliriz. Bu takdirde çevrenin maf olmasını önlemek imkansızlaşmaktadır. Çevrenin müsaade ettiği sınırları aşarak buna rağmen ekonomik büyümeye yönelmişsek o zaman teknolojinin verdiği alanlardan yararlanarak; durumu iyileştirmeye gidebiliriz. Teknolojinin iyileştirilmesi ise sınırlıdır.

Burada felakete gidişin engellendiği veya geçiktirildiği görülmektedir.

Ekolojik gelitme teorisinde özellikle;

. Üretim ve tüketim stabilizasyonu

. Hammadde girdisinin tamamen mamül çıktısına dönüşmesinin sağlanması

. Oluşan artıkların tekrar üretim için kullanılması gibi konuların ilk başta ele alınması gerekmektedir. Yoksa sürekli artan üretim ve tüketim çevremizin büyük bir çöplük olmasına neden olabilir. Üretim de; tüketildiğinde çevreye hiç zarar vermeyecek artık bırakan mal üretmeye özen göstermeliyiz.

Büyümeye rağmen sağlıklı çevrede diğer bir deyişle çevreyi fazla olumsuz etkilemeden ve olabildiğince bozmadan yaşayabilmek için;

. Ana okulundan-Üniversiteye ve hatta yaşam boyunca eğitime önem vermek ekolojik etkili ekonomiyi öğretmek, geri kazanma ekosisteme uyumlu teknoloji getirme v.s.

. Mevcut tüketim malları konusunda daha iyi bilgi verilmeli kullanılması sağlanmalı

. Eğer reklamlar kişiler arasında ve hasete, prestije neden olup daha fazla mal tüketmesine neden oluyorsa, bu tür reklamları fazla verğilendirerek; aşırı mal tüketimini engellemek gibi önlemleri almak gerekir.

Böylece üretimin tüketiciye sunduğu mallardan daha iyi yararlanmak mümkündür.

Nufus artışı çevremizi mutlaka etkilemektedir. Doğrudan ve dolaylı olarak etkiletme görülmektedir.

. Dolaylı olarak artan nufusla birlikte üretim tüketim kapital zincirinde büyüme ihtiyacı görülmekte

. Doğrudan

a) Nufus yoğunluğunun artması ve sürekli olarak yeni yeni altyapılara ihtiyaç duyurması, yerleşim yeri, yol, dinlenme yerleri vb. kentler böylece sürekli olarak büyüyecek peyzaj dan araziden daima bir kayıp söz konusu olacaktır. Yeşil alan kaybı toprakların betonlaşması yeni mikroiklimlerin oluşmasına neden olacaktır.

b) Günümüzde dünya nufusunun üçte ikisi açlık çekmektedir. Yeterli gıda maddesi bulmamaktadır. Beslenememekten dolayı her yıl çok sayıda insanın telef olduğunu bilmekteyiz. Dolayısıyla olaya dünya ekosistemi boyutunda bakıldığında insanın büyük çoğunluğu için "Doyma sorunu " "Çevre kalitesi sorununun" önünde gitmektedir. Halbuki sanayiletme ve gelitmit ülkeler için durum bunun tamamen tersidir.

1650 yılında yarım milyon olan dünya nufusu 1988 de dört milyara ulaşmıştır. Yaklaşık her 35 yılda nufus katlanmaktadır. (iki misline ulaşmaktadır). Yıllık nufus artış %0,3 den hesap yapılarak 1900 yılında dünya nufusunun bir milyar olması beklenirken; süper eksponensiyel bir gelişme ile bir milyar altıyüz milyon olduğu belirlenmiştir.

Bunun nedeni de gelişmekte olan ülkelerdeki nufus artışının % 3 gibi bir sayı ile çok büyük olmasıdır. Buna göre de bu ülkelerde nufus 23 yılda katlanmaktadır. Buna karşın sanayi ülkelerimizde ise katlanma 90 ve 100 yıl içinde gerçekleşmektedir. Dünya da nufus artışı % 2 ile devam ederse 500 yıl sonra her metrekareye bir kişi düşecektir.

Sadece yerleşim alanı nedeni ile büyüme sınırlanma bile, nufus sabit kalması gerekir. Eksponensiyel gelişme yerine lojistik gelişme ön plana geçmelidir. Eksponensiyel nufus artışının bir afetle ve hüzünlü sonuçlanmaması için lojistik gelişmeye dönüşmesi gerektiği bugün herkezce kabul edilmektedir. Bunun için de nufus artışlarının kontrol altına alınması gerektiği açıktır. İnsanlığın ve ülkemizin insanının mutlu geleceği sağlıklı bir nufus artışına bağlıdır:

. Hangi nufus artış hızı optimaldir ?

. Nufus belirli sayıda dondurulmalı mıdır ?

. Ölüm oranı ve doğum oranını azaltarak mı nufus artışı

olmalı ?

. Belirli bir nufus artış hızından diğer bir nufus artış

hızına geçiş nasıl olmalıdır?

Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler hızlı gelişmek istiyorlarsa nufus artış hızlarını ani bir şekilde ve büyük bir oranda düşürmek zorundadırlar.

İstekli olarak az doğuma yönlendirilmeli insanlar bu ara hamileliği önleyici günümüzün gelişmiş modern tıp tekniği ve araçları kullanılmalıdır.

Ekonomi de ekoloji de insan içindir. Her ikisi de birbirine sınırlayıcı etki yapmaktadır. Artan nufus ise bunu daha da çok olumsuz yönde etkilemektedir. İyi ekonomik ve ekolojik koşullarda sağlıklı ve mutlu nufus olgunlaşmasını arzu ediyoruz.

 

 

İyi Bir Ev Ekonomisi ile Suların Korunması

 

Su canlıların birincil yaşam ihtiyacı aynı zamanda da evde yemekten temizlik işlerine kadar bir çok alanda da kullanım maddesi dir. Günde bir insan 3 litre su içer ve yaklaşık 150 litre su kullanır. Evde çeşitli alanlarda kullanılan su miktarları farklı farklıdır. Bu sular kullanıldıktan sonra artık, atıksu oluşmuştur ve bunların artık arıtılması gerekmektedir. Ancak arıtıldıktan sonra akarsu, göl ve deniz (İzmir Körfezine , Körfeze akan derelere) gibi ortamlara verilebilir. Arıtma yöntemleri olarak mekanik , biyolojik ve kimyasal arıtma yöntemleri vardır. Kiritik maddeler ise ağır metaller, gres ve yağlar , tuzlar ve deterjanlardır.

 

Vatandaş olarak , birey olarak acaba sularımızı kirlenmeye karşı korumak için ne yapabiliriz veya yapmalıyız ?

 

Kentleşme ve Katı Atıklar

 

Kesinkes tuvalete atılmamalıdır, arıtma tesislerinde sorunlar yaratır , bu nedenle her türlü katı atık öğütücülerinin evde kullanılması yasaklanmalıdır. İletim borularını tıkama olasılığı da çok fazladır. Kanalizasyon şebekesine verilmemesi gereken katı atıklar ise şunlardır:

 

- Yiyecek artıkları, kahve ve çay kalıntıları

- Her türlü izmaritler

 

- Tekstil , çorap parçaları

 

- Hazır kullan at çocuk bezleri

 

- Tampons, aybaşı pamukları,

 

- Pamuk , kulak temizleme çubukları

 

- Traş bıcakları ,kullanat traş makinaları

 

- Ev hayvanı altlıkları

 

- Bot kutular , ambalaj malzemeleri

 

 

* Çöp ve Katı Atıklar

 

Çevremizde gördüğümüz çöp aslında atılması gereken, değersiz çöp değildir, o çöpün içinde gördüğünüz bir çok madde , tekrar hammadde olarak kullanılabilir, değerlendirilebilir. Çöplüğe dökmeden veya yakmadan önce düşünmeliyiz, acaba ekonomiye kazandırmamız mümkün mü ? Mümkünse bu nasıl mümkün ?

Çöpün içindeki geri kazanılabilir maddeleri ayrı toplamak ve değerlendirmek ile , ekonomiye hammadde olarak kazandırmanın yanı sıra, bu atıkların çöp depolama yerlerinde işgal edecekleri yerlerden tasarruf yapmış oluruz. Ayrıca da bu atıkların ve çöplerin çevreyi kirletme potansiyelini bertaraf etmit oluruz.

 

Aslında çok çeşitli maddelerden oluşan çöpün bertarafı her geçen gün büyük sorun olmaktadır. Özellikle de kolay ayrışabilen yaş çöpler bidona atıldığından itibaren ayrışmaya ve koku yaymaya başlamaktadır. baBu nedenle günlük yaşam alışkanlıklarımızda olabildiğince az çöp oluşturmak ve kaynağında da ayrı biriktirmek zorundayız. Doğrudan değerlendirilebilenlerin dışındaki bertarafı zorunlu olan çöplerin de çevreye zarar vermeyecek şekilde işlem görmesi ve bertaraf edilmesi gerekmektedir.

 

Yakın çevremiz bu çöplerle dolu olduğuna göre , günlük yaşam tarzımız ve davranışlarımız nasıl olmalı ki, olabidiğince az atık üretelim ve çevremizi kirletmeyelim :

 

- Alış-Veriş'deki davranış

 

Bazı ambalajlı olarak aldığımız bir maddenin kendi bedeli , ambalajın değerinden çok daha azdır. Kullanat içecek şişesi ve kutuları, plastik kablar , folyeler ve kullanat çakmakları. Bu ambalajlar sadece malın fiatını artırmakla kalmamakta aynı zmanda da atıkların bertarafı ve depolanması bir sorun olmaktadır. Bir çevresel yük oluşturmaktadır.

 

Alış-veriş'e gitmeden önce de cebimize bir file , bir bez torba sokmalı veya bir sepeti beraberimizde götürmeliyiz. Böylece aşırı plastik tüketimini ve kullanımını en aza indirmiş oluruz. İçecek alıtveriti yaparken de depoziteli kaplarda almaya dikkat etmemiz gerekmektedir.

 

Olabildiğince ambalajsız malzeme ve madde almaya çok dikkat etmeliyiz. Ambalajsız madde ambalajlı olandan hem ucuz , hem daha taze ve de çevreye daha dost ve uyumludur.

Kullanat kapları, kaşıkları, çatalları, bardakları ve bıçakları ile yemek yemeyiniz, bunun yerine uzun ömürlü araçları kullanın ve az çöp oluşturun.

 

Temizlik raflarından malzeme alırken dikkat edin , çünkü bu raf-larda insan ve çevre sağlığı için tehlikeli olan sayısız kimyasal maddeler vardır.

Sprayler de çevre sağlığı için bir çok açıdan sakıncalıdır, özellikle de kloroflorokarbonlar ozon tabakasının delinmesine neden olmaktadır.

 

Çöp Atma

 

Daha alış veriş yapılırken atılacak yeri, çöp kovasını düşünmek zorundayız. Özellikle de plastik ambalajlarından ve alufolyelerinden sarfı nazar etmeliyiz. Ambalajlama için kullanılan bu hammaddeler aslında diğer ihtiyac duyulan alanlarda kullanılabilir.

Atıklarımızı gelişi güzel çöpe atarsak, cam gibi değerli maddeleri de çöpe atmış olabiliriz. O nedenle de değerli maddeleri kaynağında ayırmalıyız, ayrı ayrı toplamalıyız.

Değerli maddelerin yanı sıra, zararlı ve tehlikeli maddelerin de ayrı toplanması ve bu artıkların normal çöpe atılmaması gerekmektedir. Özel (tehlikeli) çöpler olayını unutmayalım.

 

"Damlaya damlaya büyük tehlikeler oluşur". Düşüncesi ile hareket edip, bireyler olarak ayrı toplama, depozitesiz kablarda sunulan tüketim malları almama gibi bilinçli yaşam tavrı ile hem hammeddelerimizi, dövizimizi korumuş oluruz, hem de enerji tasarrufu yapmış oluruz. Ayrıca tehlikeli artıkların da ayrı toplanması ile de çevrede tedavisi pahalı olan olası hastalıkları da önceden "koruyucu hekimlik uygulaması" yapmış gibi önlemiş oluruz. Çünkü kirlenen toprak, su ve hava gibi ortamların, hastalanan canlıların yeniden sağlıklarına kavuşturmak çok zordur.

 

Biyolojik organik atıklar da (biyoçöpler ) kompost yığınına gitmelidir.

Organik atıklar hiç bir zaman atıksu uzaklaştırma şebekesine verilmemelidir. Hem tıkanmalarına neden olabilir, hem de atıksu arıtma tesislerinin yüklerini artırabilir.

 

Neden Ayrı Toplama

 

Özellikle evde oluşan çöplerde daha evde oluştuğu sırada ayrı ayrı biriktirirsek, bir ayırma yaparsak, artıkların ekonomiye fazla değer kayıp etmeden geri kazanılmasını sağlamış oluruz.

 

Öncelikli olarak neleri ayrı toplayabiliriz?

 

Cam kağıt/karton, plastik ve metal artıkları ayrı gerekirse ayrı ayrı biriktirme kaplarında, organizasyon olanağı zorsa ve gerçekleşmiyorsa, bunları kuru çöp olarak tanımlayıp bir kabda geriye kalan çöpleri de organik kısmını ayrı bir kabda kompost gübresi elde etmek amacı ile toplanabilir ve yaş çöp olarak adlandırılabilir. Kül, curuf, taş, porselen vb. olanları da diğer artıklar grubu altında biriktirilebilir. Böylece ayrı toplama olayına başlangıçta üç kap sistemi ile başlanabilir:

 

1. Değerli maddeler kabı (Kuruçöp)

 

2. Biyolojik çöp kabı (Biyoçöp)

 

3. Diğer çöpler kabı

 

Birinci kabda (kontenyerde) cam, kağıt, karton, plastik ve metal gibi geri kazanılabilir artıklar biriktirilir. Katı Artık İşlem Merkezinin değerli madde ayıklama ünitesinde işçilere ayıklatılıp preslendikten sonra stoklanıp, kamyonlara yüklenip ikincil ham madde işleme merkezlerine gönderilir.

 

İkinci kabda toplanacak olan yiyecek, sebze, meyve gibi organik artıklar da kompostlaştırma ünitesine gönderilir ve orada organik gübreye dönüştürülür.

 

Üçüncü bir kabda toplananlar da kül, curuf, taş, porselen gibi maddelerden olduğundan bunlar doğrudan depolama yerine verilir. İu anda Karşıyaka'daki veya turistik beldelerdeki sosyoekonomik ve kültürel yapıya göre uygulaması mümkün olan çöp ve katı artıkların toplama şekli tanımı yapıldığı gibi olmalıdır.Ancak

bu uygulamanın gerçekleşmesi ve yerleşmesi için inançlı bir çevre bilincinin eylem gücü olarak hazır olması gerekir.Bunun için de küçük yaştan başlayan bir eğitim şarttır.

 

 

Katı Atık Uzaklaştırılmasının Maaliyeti

 

Katı artıkların bertarafının planlanmasında karşımıza halledilmesi gereken şu ödevler çıkmaktadır:

- Yerel ödevler

 

Artık kaynaklarının artık işlem tesislerine ve depolama yerlerine iletilmesinin planlanması ve bu ara gerekirse de araç parkının ve aktarma istasyonlarının planlanması

 

- Kapasite sorunları

 

Araçların çöp toplayacakları bölgelerin ve oradaki kapasite ihtiyaçlarının belirlenmesi, toplama kab tipleri ve hacimleri, işlem yerlerinin büyüklükleri, toplama bölgesinin kapsamı ve sınırları, kap ve araç kapasiteleri sorunlarını çözerken birbirlerine uyumlanmalıdır. Hatta-nihai deponilerin de büyüklükleri de gözönünde bulundurulmalıdır.

 

- Taşıma sorunları

 

Planlanan bölgede oluşan çöp ve katı artıkların belirli tesislere ve işlem ünitelerine götürülmesinin detaylı düşünülmesi olayıdır.

 

- Çöp ve katı artık toplama turlarının planlanması ödevi

 

a) Bölgesel olarak toplama turlarının planlaması düşünülebilir, bunu da toplama sıralarını belirliyerek yapmak mümkün, çöpleri toplanması gereken bölgeleri noktasal gösterip araçların bu bölgeler arasında ki güzargahını en iyilemek

b) Kentiçi turları normal trafik akışına engel olmayacak şekilde, hızlı olarak sistematik bir şekilde toplamayı gerçekleştirmek

 

- Uzaklaştırmanın planlanması

 

Bir ekip tarafından birim zamanda örneğin bir günde uygun araç tipi ile uzaklaşltırmanın planlanması

 

- Toplama sistemi sorunu

 

Toplama taşıma sisteminde kullanılan tüm araç ve gereçleri aynı şekilde ve miktarda yüklemek, ekiplere eşit iş dağıtmak için, toplama sıklık aralığına uyumu sağlamak için gerekli planlamayı yapmak.

 

Bunlardan ilk üç ödev bize tesis planlaması ve sorunları ile uğraşmayı hedeflerken; ikinci üçünde ise bu tesislere çöp ve katı artıkların nasıl en iyi bir şekilde toplanıp götürülebileceğini ele alınmaktadır.

 

Sorunlara özgün planlamalar yapılır, bu planlar arası benzerlik ve farklılıklar vardır. Örneğin:

 

Evsel çöp toplaması kent içi planlama ile olabileceği gibi aynı zamanda kentler arası işbirliği ve eniyilenmiş şekilde de yapılabilir.

 

Bölgesel olması halinde yerleşim yeri sayısı ve konumu, her yerdeki mevcut kap sayısı, yol bağlantıları ve yapılabilecek araç hızı, boşaltma, aktarma istasyonları ve yeri, haftada toplama sıklığı gibi karekteristiklerin belirlenmesi gerekmektedir.

 

Kentiçi toplamada ise, kapların sayısı, her sokak için toplama süresi, yolda alınabilen araç hızı, bertaraf yerine taşınması, haftada toplama sıklığı gibi parametreler belirlenir.

 

Hastahane artıklarına özğün toplama çalışmaları ise aynen bölgesel evsel çöplerin toplanmasında uygulanan kriterler uygulanır.

 

Cam ve kağıt ayrı toplama optimizasyonu için de aynı şey geçerlidir. İnşaat, moloz, hafriyat ve kül, curuf gibi artıklar, özel duruma özgün programlarla toplanır. Esnafın, müşterinin çeşidi, yeri, artıklarının miktarı veya büyüklüğü, yol bağlantısı, bertaraf tesisine veya deponiye olan uzaklığı vg. bilinmesi gerekir.

 

- Hastahane

 

Çöp ve katı artık bertarafının maaliyet faktörleri

 

Çöp ve katı artıkların toplanmasından, taşınmasına ve nihai bertarafına kadar çeşitli uygulanan yöntemlere göre belirli masrafları vardır. Bunların bir kısmı sabit giderler, diğer bir kısmı da değişken giderlerdir:

 

Kablar ve Toplama Düzeni

 

- Bunların temini için yapılan harcamalar

- Sürekli yapılan harcamalar (çöp torbaları, vb.)

 

Toplama ve Taşıma

 

- Araçlar

- Araçların temini

- Araçların işletilmesi, kullanımı

- Personel

- Randımanla ilgili masraflar

- Özel masraflar

- Aktarma istasyonu masrafları

- Sıkıştırma işlemleri masrafları

 

Depolama/Deponi itletmesi

 

- Düzenlenmesi, hazırlanması masrafları

- İşletme masrafları

(Aynı şeyler kompostlaştırma ve çöp yakma tesisleri için de geçerlidir...)

 

Toplam masrafların %13.5'u kablar ve toplama düzeni içindir.

 

Toplama %49.2'isi, taşıma ise %16.5'i ve deponilerde depolama da %10.8'idir. Federal Almanya'da depolanan çöpün metreküpünün maaliyeti 18.50 DM'dir. Buradan dağılım oranlarına göre hesaplanabilir.

 

 

Ekosistemi Korumak İçin Çöp Miktarını Azaltma

 

Çetitli kaynaklarda oluşan çöplerin içindeki geri kazanılabilir ve/veya biyolojik ayrışabilir çöp ve katı atıkları deponiye giden nihai çöplerden atırdığımız da çok önemli miktarda çöp ve katı atık depolama yerinden hacim kazanmış olunur, bu yolla da ekosistemin korunmasına bir katkı sağlar. Çünkü doğada depolama için daha az alana ve hacime ihtiyaç duyulur. Biyoçöp kavramı, ayrı toplaması ve uygulaması ; ayrıca da kağıt ,karton, plastik, cam, metal v.d. gibi değerli kuru çöplerin ayrı toplanması ve değerlendirilmesi ile çöp miktarının azalmasına büyük katkıda bulunulmuş olunur.

Bağ, bahçe, çalı çırpı, otlak, çayır mera, tarla ve orman artıkları bu amaç için kullanılabilir. Hatta evlerde oluşan bu tür yeşil artıklar "biyoçöp veya yaş çöp" olarak ayrı toplanıp bunlarla birlikte kompostlaştırılması düşünülebilir.

Ve gerçekleştirilmesi çevre sağlığı açısından da zorunludur.

Küçük yerleşim yerleri ve orman işletmeleri için bir kıyıcı, parçalayıcı ve tanburdan oluşan mobil TIR şeklindeki uzun araçlara monte edilmiş bir sistem düşünülebilir.

Kıyımdan geçmiş dallar, yapraklar, bitki artıkları ve arıtma

çamurları beraberce tanburda karıştırılabilirler. Buna mutfak biyoçöpleri ilave edilebilir.

Ayrıca mutfak biyoçöpleri bahçeli evlerde İekil de görüldüğü gibi çeşitli biçimlerde oluşturulacak düzenlemeler yardımı ile kompostlaştırılabilir.

 

Bir aracın üzerinde olan çimento karma makinasının düzeneğine benzeyen bu amaca uyarlanmış bir tanbur içinde biyolojik çöpleri önstabilize etmek mümkündür.

 

Doldurulan tanbur 48 saat boyunca dönebilir, buradaki ön ayrışma sırasında sıcaklık 65-75 oC'ye kadar çıkabilir. Daha sonra trapez yığınlarda da kızışma devam eder. Altı ay sonra aktarma yapılır. İyice olgunlaştırılır. Kompostun ağır metal içeriğini çok önemli bir parametredir ve verilen sınır değerleri aşmamalıdır. Almanya, İsviçre, Hollanda ve Avusturya gibi ülkeler toprakta bulunması gereken veya maksimum bulunabilecek olan sınır değerleri tespit

etmitlerdir.

 

 

Kentsel Altyapıya Gelecek Kirlilik Yükünü Azaltma

 

Ev Ekonomisi ve Suların Korunması

 

Su canlıların birincil yaşam ihtiyacı aynı zamanda da evde yemek ten temizlik işlerine kadar bir çok alanda da kullanım maddesidir. Günde bir insan 3 litre su içer ve yaklaşık 150 litre su kullanır.

Bu sular kullanıldıktan sonra artık atıksu oluşmuştur ve bunların artık arıtılması gerekmektedir. Ancak arıtıldıktan sonra akarsu, göl ve deniz gibi ortamlara verilebilir. Arıtma yöntemleri olarak mekanik , biyolojik ve kimyasal arıtma yöntemleri vardır. Kiritik maddeler ise ağır metaller, gres ve yağlar , tuzlar ve deterjanlardır.

 

Vatandaş olarak , birey olarak acaba sularımızı kirlenmeye karşı korumak için ne yapabiliriz veya yapmalıyız ?

 

Örneğin Katı Atıklar;

Kesinkes tuvalete atılmamalıdır, arıtma tesislerinde sorunlar yaratır , bu nedenle her türlü katı atık öğütücülerinin evde kullanılması yasaklanmalıdır. İletim borularını tıkama olasılığı da çok fazladır. Kanalizasyon şebekesine verilmemesi gereken katı atıklar ise şunlardır:

- Yiyecek artıkları, kahve ve çay kalıntıları

- Her türlü izmaritler

- Tekstil , çorap parçaları

- Hazır kullan at çocuk bezleri

- Tampons, aybaşı pamukları,

- Pamuk , kulak temizleme çubukları

- Traş bıcakları ,kullanat traş makinaları

- Ev hayvanı altlıkları

- Bot kutular , ambalaj malzemeleri

 

 

Temizlik Maddeleri

 

Temizlik maddeleri bol değil kararınca kullanılmak zorundadır.

 

Her temizlik paketinin üzerindeki yazı iyi bir şekilde okunmalı ve hiçbir şekilde aşırı kullanıma gidilmemelidir. Piyasadan alırken de "Çevre Dostu" olanlar alınmalıdır. Varsa fosfatsız deterjanlar kullanılmalıdır. Çünkü Körfez zaten aşırı dercede kirlenmiş ötrofikasyona uğramıştır. Bu durdurmak için de Körfeze fosfor girdisini azaltmak ve hatta durdurmak gerekmektedir. Fazla kirlenmemiş çamaşırları sabun veya sabun tozu ile yıkamaya özen göstermelidir.

Temizlik maddelerini kullanırken kullanılan makinaların da enerjiden maksimum tasarruf sağlayacak şekilde kullanılması da ayrıca çevremize olumlu katkıda bulunmamızı sağlayacaktır.

Gerek ısınma , gerek pişirme ve aydınlanma, aydınlatma eylemlerinde enerji tasarrufu yapacak şekilde yaşam alışkanlıkarı geliştirirsek o zaman çevre kalitesinin iyileşmesine büyük katkıda bulunuruz.

Kimyasal maddeler hem evde hem de işyerlerinde günlük yaşamımızla içiçedir. Bu nedenle de bunlarla bilinçli olarak bir arada yaşamak zorundayız. Kendimize ve çevremize olası toksik ve zararlı etkilerini en aza indirmek veya sıfırlamak gerekmektedir.

Kimyasal maddelerin canlıların üzerine zararlı etkisini inceleyen bilim dalına toksikoloji denilir.Bu maddelerin insan ve hayvan sağlığına etkilerini, tekhlikesini inceler ve tahmin eder. Eğer bir madde en küçük dozda bile kullanıma zarar veriyorsa o madde zehir olarak tanımlanır.

Çevremizde ister canlı olsun ister cansız,ister yapay olsun ister doğal çok sayıda organik veya anorganik kimyasal maddeler vardır.

Gerek bitkiler gerekse de hayvanlar çeşitli komplike madde sentezleme yeteneğine sahiptir bu maddeler besin maddesini görevini görebildiği gibi zehir olanı da vardır. Chinin , Nikotin gibi toksik maddeler ve 0.5 gram insan için öldürücü dozdur. Botulinis-toxini de insana 0.000002 mg'lık miktarı ile bile toksik etki yapmaktadır. Nitrosaminler Aspergillus fluvus'un oluşturduğu Aflat'oxin kanserojen etkisi olan maddelerdir.

Kimyasal maddelerle ister istensin ister istenmesin beraber yaşanma zorunluğu vardır. Bu temas ve ilişki istek içi veya dışı olabilir. Örneğin bir ilacın alınması istek çerçevesinde gerçekleşirken hastalığın iyileştirilmesi amaçlanmaktadır, ve doktorun verdiği dozu aşmamalıdır.

Kimyasal maddenin eliminasyona idrar veya safra sıvısı yolu ile gerçekleşmektedir. Bünyeden çabuk atılan zehirli maddelerin etki süresi az olduğu için zararsızlaşmıştır. Uzun süre beklemesi halinde ise olumsuz etkisi görülebilir:

Eliminasyon hızı azalır veya durursa akumulasyon olur. Her yeni alım da ise organizmada etki madde konsantrasyonu artar. Kimyasal maddelerin zarar verdiği organlar ise karaciger, böbrek, kan, merkezi sinir sistemidir. Kullanılan kimyasal maddeler ise tarımsal mücadele ilaçları, çözücüler ve dezenfeksiyon maddeleri vs. Biyolojik etkisine göre de kansorejen veya mutejendir. Fiziksel olarak gaz veya toz halindedir. Kimyasal olarak anilin türevleri klorlu hidrokarbonlar diye ayrılabilir; Genel kriterler açısından da hava kirleticileri işyeri maddeleri, gıda maddelerindeki kalıntılar; gibi ayrılabilir.

 

Çeşitli kimyasal maddelerin toksik (zehirlilik) etkisi çok sayıdaki yöntemlerle test edilebilir[ a) Bakteri toksisitesi b) balık toksisitesi (zehirlilik seyreltme faktörü) c) memeli hayvan toksisitesi, d) Fitoplankton zooplankton toksisitesi e) v.d. gibi.

Ekotoksikolojik araştırmalar ve çalışmalar özellikle son yıllarda yoğunlaşmıştır. Çevre bilimi ve bilgisi arttıkça da çalışmalar önem kazanmakta ve artmaktadır. Bir ekosistemde toksik maddelerin canlılara etkisini araştırmak bir sistemanalizi olayıdır. Sucul ve karasal ekosistem organizmalarına toksik maddelerin etkilerinin incelenmesi ve testi o biyotoplardan alınan organizmalarla yapılmaktadır.

 

Balık ve kuşlar aynı zamanda sucul ve karasal ekosistemlerin beslenme zincirinde en son halkasını oluşturmaktadırlar. Test sistemi analog olarak aynen memeli hayvanlara uygulananı gibidir. Kuşlar maddeyi içeren yemi beş gün boyunca yerler ve sonra gözlemeye incelemeye alınır. Balıklar ise 14 gün boyunca maddeyi içeren su ortamında yaşar ve sonra inceleme yapılır.

Doğada biyolojik olarak parçalanmayan dayanıklı maddalerin beslenme zinciri yolu ile en alt düzeydeki organizmalardan en üst düzeydeki organizmaya taşınması ve onun kütlesinde birikmesi söz konusudur. Bunun tipik örneği yağda çözünen, zor ayrışan veya hiç ayrışmayan DDT ile ilgilidir.

 

Çevremizin yoğun bir şekilde kimyasal madde yükü altında kal- dığı ve önümüzde çözülmemiş bir problem olarak durduğu bilin- mektedir.

Kalıcı kimyasal maddelerin beslenme zinciri yolu ile canlı bün- yesine geçtiği ve uzun süre kaldığı bir gerçektir. Bu nedenle de yeni kimyasal maddeler bulunduğunda , bunların piyasaya sürüle- bilmesi ekotoksikolojik deneylerle , beslenme zinciri yolu ile in- sanlara zarar vermediğinin kanıtlanması gerekmektedir. Ekotoksik etkiden anlaşılan ise

, kimyasal maddelerin hava , su , toprak ve tüm canlı alemine

tesiridir. Ekosistemin çetitli ortamlarında biyotik ve abiyotik parametreler değiştirilerek bu kontrol deneyleri yapılmaktadır.

 

 

Özel Artık Depolama Yeri

Özel artıkların oluşturacağı sızıntı sular yağmur sularından daha etkilidir. Bu nedenle de iyi kontrol edilmelidir. Bunun içinde depolama yerlerinde gibi zemin sızdırmazlığı için önlemler alınmalıdır. Depolama yerinin ömrü dolduktan sonra da önlemleri alınmış olarak kapatmak gerekir. Görüldüğü gibi gerek işletmeye açılırken

gerekse de işletmesi bittikten sonra doğaya enteğre etmek, zararsız hale getirmek için bir sürü masraf yapılmaktadır. O halde deponi hacminden olabildiğince en iyi şekilde yararlanmak gerekmektedir.

Aslında bu tür depolama yeri seçilirken ÇED Raporu hazırlanmalı ve ilgili özel, tüzel kuruluşların görüşleri alınmaktadır. Bu görüş ve raporlar ÇED'dedeğerlendirilmelidir.

Artıklar ancak onun için izin verilen yerlerde bertaraf edilebilir, işlem görebilir veya depolanabilir. Özel artık depolama yeride belirli özel artık türü içindir.

 

Özel Atık Depolama Yerinin İşletilmesi

Deponinin işletilmesi sırasında dikkat edilecek hususları şöyle sıralayabiliriz:

 

- İşletme sahibi suların canlı sağlığını ve havayı, toprağı tehdit edip kirletmemelidir. Sızıntı su, koku kirlenmesi olmamalıdır. Önlemleri alınmalı arıtılmalıdır. Biyolojik çamurlarda koku gidermek için 100 kg/ton yaklaşık ölçütü ile kireç verilmektedir. Ağaçlandırma sonucunda da kısmen koku giderilmesi sözkonusudur. Deponilerde çöp yakılmasına izin verilmezse o zaman kokuya da meydan verilmez.

Sinterletmiş galvaniz çamurları (0.002-0.02 mm dane boyutu var) kuruyunca toz emisyonlarına neden olmaktadır. Zımpara silme bileme gibi işlemlerin tozları depolandığında aynı şekilde toz sorununa neden olabilmektedir. Toz emisyonları sürekli olarak toz ölçüm cihazları ile ölçülmelidir.

- Yeterli yangın önleme tedbirleri alınmalıdır:

. Örneğin asitli reçinelerle alkali maddeler birlikte karıştırılamazlar depolanamazlar yoksa yangına sebebiyet verilir. Deponi de çalışanlar yangın söndürmü uygulamaları yapıp, hazırlıklı olmayı öğrenmelidirler. Yeterli miktarda yangın söndürücü ve yanmayan örtüleme maddeleri hazır bulunmalıdır.

-Deponide mutlaka

. Terazi kantar

. Laboratuvar

. WC duş, oturma odası, giyim odası v.s bulunmalıdır.

. Garaj

. Tamir ve bakım evi

- Önemli alt ve üst yapı ihtiyaçları sağlanmalıdır. (Su, ceryan, telefon, telsiz, saniter hususlar sıhhı tesisat)

- Açık bulunduğu sürece işletmenin başında konunun uzmanı bulunmaktadır. Artık kabul ve bertaraf işlemleri yasalara kurallara uygun olsun.

 

- Bir kaza olması halinde ne yapılması gerektiği konusunda çalışanlar eğitilmelidir.

 

- Artıkların miktarları ve türü yazılı olarak kağıda geçer.

 

Artıkların deponiye kabülü bir plan çerçevesinde olur. Artıklar karışık teslim edilemez.Ayrı ayrı getirilmesi tehlikesiz bir şekilde bertaraf edilmesini sağlamaktadır.

Karışık artıklar kabul edilmeyebilir, geri çevrilir.

- Burada ancak tehlikesizce depolanabilecek artıklar depolanır. Bunun içinde getirilen özel artıkların ön işlem görmesi gerekir. Bu Ön işlem ÖKAİM'de olabileceği gibi, daha önceden de yaptırılmış olabilir.

- Ön işlem görmüşler de teslim eden araçlarla ÖKAİM'de taşıyan aktaran araçlar arasında bir aktarma istasyonunun yapısının bulunması gerekir. Önişlem görmesi gerekenler işlem tesisine boşaltılır. Ön işlemden sonra da ÖKAİM'in araçları ile

depolanacağı istifleneceği yere götürülür.

- ÖKAİM sahasına ancak işletmecinin müsaadesi ile girilir. Mesai saatlerinde açıktır. 2 m yüksekliğinde tel örgü ile çevrilmiştir ve 6 voltluk ceryan verilmiştir.

- Yolların genişliği sağlamlığı işletmeye gelecek olası araçlara göre hazırlanmalıdır.

- ÖKAİM'in işletilmesi sırasında can ve mal güvenliğine ekonomik olmasına özen gösterilmelidir. Ekonomik olsun diye can ve mal güvenliği çevre güvenliği kesinkes ihmal edilmemelidir.

 

Deponiye gelen özel artıklar mutlaka bir plan ve düzen içinde depolanmaktadır. Böylece depolanmış maddenin birbirleri ile reaksiyona girmesi ve patlaması engellenmiş olunur. Tüm artıklar kadastro kurallarına göre depolama yerinde

depolanmaktadır. Koordinat sistemi esas alınarak yerleştirilmesi ve depolanmasi halinde ilerde çıkartılması alınması gerektiğinde daha kolay olur.

Deponiye gelen özel artıkları gömme olayı, her türlü çevreden gelecek etkileri (Su baskını, şiddetli yağış v.s) göz önünde bulundurularak gerçekleştirilmelidir. İnşaatı kat (etaj) şeklinde olmalıdır. Katı artıklar dökülebilir.Fıçılar ise filtrelerle veya vinçlerle yerleştirilmelidir. Fıçılar batarya şeklinde yanyana istiflenmelidir. Ara boşlukları ise uygun maddelerle doldurulmalıdır ki deponideki stabilite gerçekleşsin ve araçların dolaşımı çatlaklara kaymalara göçmelere sebebiyet vermesin. Araları petrolle kirlenmiş toprak,alçı, kum, kireç, taşları konabilir. Köpük sünger lastik, kauçuk v.s. gibi sıkıştırılamaz olan artıklar 30 cm'lik tabakalar halinde yapılmalı ve örtülmelidir. Petrol ile kirlenmiş topraklar da aynı şekilde yayılmalıdır. Çamurlar ise saplanabilir sertlikte olmalıdır.

 

Ülkemizdeki uygulamalarda özellikle aşağıdaki hususlar şiddetli tenkit edilebilir:

- Yüzeysel katı artık depolama yerlerinde her türlü tehlikeli artıklar da, hiç bir uzmanın ve konuyu bilenin görüşü alınmadan depolanmaktadır. Normal çöpler bi-le gelişi güzel depolandığı için zaten sakıncalıdır; tehlikeli katı artıkların ise ne kadar daha büyük çevreyi olumsuz etkileme potansiyeline sahip olduğu açıktır.

- Suda kolay çözülen artıkların veya süspanse maddelerin (evlerde laboratuvarlarda v.s) kanalizasyona verilmesi olayı da aslında çok sakıncalıdır.

- Her türlü özel artığın denize atılması veya dökülmesi, örneğin iç körfezden alınan özel artık durumunda bulunan çamurların orta körfeze dökülmesi gibi

- Sanayii kalıntılarının artıklarının gelişi güzel yerde düzeneklerde yakılması

- Bilinçsizce yabancıların özel artıklarını ülkemize ihraç etmelerine fırsat vermek

- Bugüne kadar da bu konularda herhangi "Yönetmeliğin" ve "Yönelgelerin" çıkmamış çıkarılmamış olması ve/veya sıkı izlenmemesi büyük bir eksikliktir.

- Türkiye'de emsal göstermek için bir tane dahi özel artık işlem merkezi (ÖKAİM) yoktur bu olmadığı için de teknik ve analitik olanaklarla hızlı bir fiziksel ve kimyasal özelliğini belirleme olanağına, toksisite durumunu belirlemeye imkan yoktur.

Teknik ve çevresel etkilerin en aza indirilmesi bakımından mükemmel bertaraf kapasitelerinin oluşturulması, çok geç olmadan biran önce ele alınıp gerçekleşti-

rilmelidir:

 

- Eski yeraltı maden ocakları deponisinin yerleşiminin belirlenerek bir an önce oluşturulması

 

- Su kirlenmesine meydan vermeyecek tekilde yeryüzeyi deponilerinin belirlenmesi, hazırlanması,

 

- Duman gazını en iyi şekilde arıtma koşulu ile katı ve sıvı özel artıkların yüksek sıcaklıklarda yakma tesislerinin planlanması ve kurulması

 

- Kirlenmiş, kirletilmiş topraklar için de dekonteminasyon tesislerinin kurulması

 

- Eski çöp depolama yerlerinden gelen her türlü kirliliğin termik, kimyasal veya biyolojik olarak arıtılması için tesislerin yapılması

Mevcut "Çevre Kanunu'83" çerçevesinde gerçeklettirilmelidir.

 

 

Kentletme ve yerletimler nedeni ile zorunlu yapılatmadan dolayı ortaya çıkan gerçek durumdaki etki ilitkileri ve en azından istenen ve beklenenlerin ortaya konulması gerekmektedir.

 

Gereksinim duyulan konut intaatı nedeni ile kiti batına düten alan ihtiyacı, ve de esnaf, sanayii , ticaret v.b. gibi faaliyetler nedeni ile ihtiyaç duyulan alan gereksinimi ortaya konulmalıdır. İekil 'de inşaat tasarımı için değerlendidrilecek noktalar ve hususlar görülmektedir.

 

Kaynaklar :

 

Lauxen, Sabine (1989): " Die militaerischen Strukturen im Grossraum Kaiserslautern" Starnberg.

Hanisch, Jochen (1989): " Umweltvertraeglichkeitsprüfung für einen Truppenübungsplatz" UVP-Report H4, S. 95-97

Bundesverteidigungsministerium (1989) : " Stationierung der Bundeswehr in Deutschland. Band I und II; Bonn

 

 

 

Ek 1 :

 

Çizelge : Ekolojik Yük Analizini Belirleme Verileri İçin Bir Örnek Çizelge

-------------------------------------------------------------------

Modul Submodul Faktör İndikatör

(Çevresel ortamlar)

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Hava/İklim - Yağıt miktarı

- Nisbi nem

- Sıcaklık

EKOLOJİK - Rüzgar yönü

- Gürültü emisyonu

- Zararlı madde emisyonu

------------------------------------------------------------------------------------------------

Su - Yüzeysel suların zararlı

denecek kadar bozulması

- Yeraltısuyunun durumu

------------------------------------------------------------------------------------------------

ÇEVRE Toprak - Toprak kalitesi

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Doğa/Peyzaj - Manzaranın relyefi,

topoğrafyası

- Doğanın canlı ve cansız

unsurlarının sınıflandırılması

- Doğal potensiyel bitki

örtüsü

- Reel bitki örtüsü

- Fauna durumu,

türleri ve sayıları

- Tarım, orman, balıkcılık

durumları

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------

İletişim/Boş zaman - Boş zaman aktivitesi

- Bot zamanı iyi değerlendirmek için

Sosyal yapılmıt alt yapı tesisleri

-----------------------------------------------------------------------------------------------

Konaklama yerlerinin

çevresi

----------------------------------------------------------------------------------------------

Estetik durumu ve - Doğayı tahrip eden ve bozan tesisler

görünümü - Düzensiz atık atma ve botaltmalar

- Düzensiz dağ ve kaya patlatmaları

- Geliti güzel orman kesimi ve

ağaçlandırılması

Çevre - v.d.

 

 

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------