Katı Atık Olarak Piller, Aküler ve Bataryalar ve Etkileri

 

Bunlar elektrokimyasal elektriksel akım kaynağıdır. Primen bataryalar şarj edilemezler. Sekunder bataryalar yani akümülatorlar ise şarj edilebilirler. Alet bataryaları, ilk startı veren bataryalar (otomobil), Lif, yükleme araçlarında görüldüğü gibi traksiyon bataryaları (kurşun akümülatorları). Yedek elektrik tesisinde sabit bataryalar (kurşun/kadmiyum veya nikel/kadmiyum akümülatorları).

 

Bataryaların ve akümülatorların bileşiminde çinko, mangandioksit, civa, gümüş, çinkoklorür, amonyumklorür, potasyum hidroksit, kömür, kağıt/plastik, demir, kadmiyum, sülfirik asit gibi maddeler vardır. NİCd akümülatorlarında ise nikel, kadmiyum, kurşun, sülfürik asit, demir, grafit ve plastik gisi maddeler bulunmaktadır.

 

Görüldüğü gibi akü, batarya ve piller çevre için çok tehlikeli olabilecek çok çeşitli maddeler içermektedir. Bunun büyük çoğunluğu da çevresel ortamlara zarar veren ağır metallerden oluşmaktadır. Bu nedenle de bu anılan artıklar gelişmiş ülkelerde büyük bir özenle ve ayrı toplanmaktadır. Özel artık giderme veya işlem merkezlerinde fiziksel ve kimyasal işlemlere tabi tuttuktan sonra, sağlıklı çevresel koşullar da (su, toprak, hava ve canlı ortamını olumsuz etkilemeyecek şekilde) geri kazanılabilen tekrar ekonomik döngüye sokulmakta kalan hiç bir işe yaramayan kısmı ise, sağlıklı, fenni özel artık depolama yerlerinde depolanmaktadır.

 

Çinko anodu olan tüm pillerde koruyucu madde olarak civa bulunmaktadır. Sadece lityumlu pillerde civa bulunmaz. Federal Almanya da pil sanayinde yılda 128 ton civa kullanılmaktadır.

 

Akü, pil ve batarya gibi kullandığımız malların çevreye, bu malların üetiminden tüketimine kadar ve hatta bertarafına kadar kontrol yolu ile zarar vermemesi sağlanmalıdır. Örneğin Japonya nın ve Federal Almanya nın uyguladığı gibi, bu tür malları satanlar belirli bir ücret ödeyerek geri almaları sağlanabilir. Böylece bu tehlikeli artıklar belirli merkezlerde toplanır, özel artık işlem merkezine gönderilir. Örneğin Japonya da bu yolla toplanan 100 000 ton kullanılmış pil ve akülerde 127 ton civa, 23 044 çinko, 661 ton gümüş, 26 ton kurşun, 8 ton kadmiyum, 21 132 ton mangandioksit, 170 ton piriçn, ve 21 546 ton demir bulunmaktadır. Bunları geri kazanmak için teknolojiler geliştirilmiştir ve 1985 yılından beri 6000 ton/yıl kapasite ile çalışmaktadır. Deposite yolu ile bu tür artıkların toplanmasının ve geliştirilen teknolojilerle geri kazanılmasının ekonomik ve ekolojik olduğu artık anlaşılmıştır.

 

Civa ve İnsan

 

Oral yolla alınan metalik civa zehirli sayılmamaktadır. kAsıl toksik olan civa buharları, anorganik (civa iki sülfürün dışında) ve organik civa bileşikleridir.

 

Civa buharı veya civa bileşiklerinin tozu şeklinde solunum yolu, civa 1 veya civa iki bileşikleri şeklinde ağız yolu, ve organik civa bileşikleri içeren bitki koruma ilaçlarında olduğu gibi deri yolu ile insana geçmektedir.

 

2.5 gr buharlaşan civanın solunum yolu ile alınması ölüm için yeterlidir. Civa 11'nin tuzlarının öldürücü dozları 0.2 ve 1.0 gr arasındadır. İlk işareti metalik tatlı bur koku ve şiddetli kusma olayıdır. Bunu salgı akışı, ishal, vücut ağrıları, merekzi sinri sisteminin zarar görmesi ve böbreğin iflas etmesi gibi olaylar izler.

 

 

Kurşun ve İnsan

 

Kurşunun insan sağlığını tehdit eden bir madde olduğu uzun süredir bilinmektedir. Kurşunun toksit etkisi partikel büyüklüğüne, vücuda giriş şekline ve vücut sıvısında çözünebilirliğine bağlıdır. Kurşunu sis, duman, buhar ve toz şeklinde solunum yolu, su, içecek, yiecek şeklinde ağız yolu ve organo kurşun bileşikleri ise deri yolu ile alınmaktadır. Kurşun eşya veya anorgnaki bileşikleri ile temas etmek hiç de tehlikeli değlidir. Ancak ağıza almak veya tenefüs etmek sakıncalıdır. Toz ve buhar şeklinde alınanın resorbsiyonu ağız yolu ile alınandan daha kolay ve hızlıdır.

 

Kurtun alkiller beyin fonksyinonun etkiler. Etkisi kronik değildir. bilakis akut toksit psikoze şeklindedir ve ölüme kadar götürür. Organizmanın almış olduğu kurşun idrar yolu ile dışarı atılır, ancak atılan miktar az olduğundan böbrek ve karaciğerde birikimler olur. Kemik dokusuna karşı şiddetli afinitesi olduğu içni orda da birikir. Akut kurşun zehirlenmesi kusmaya, kendinden geçmeye, bilincini kayıp etmeye neden olur. Kronik zehirlenme uzun süre ağız veya solunum yolu ile alınması sonucunda oluşur. Belirtileri ise yorgunluk, zayıflık, iştahsızlık, başağrısı, sürekli kabızlık, yağ ve ağırlık kaybı şeklinde kendini gösterir. Çok ilerlemişzehirlenmenin belirtileri mide, bağırsak kolukleri, vücudun alt kısımlarında ağırlar ve duyarlılık, kan dolaşımı bozuklukları, anemi, titreme, eklem ve kas ağrıları, el ve kolda yavaş yavaş felçleşme, ve sinir sisteminin bozulması gibi arızalardır.