Korku Kasabası (Priscilla)


KORKU KASABASI
Sayfa Sayısı: 135 Orijinal Sayı: 32-34 Fasikül: 5-7, 332-335 Cilt: 2, 93-94 Mavi: 62-63, Lal Kitap Klasik Maceralar Dizisi No: 11

Bölümler: Korku Kasabası, Dehşetler Evi, Perili Evin Esrarı, Landon’ların Sonu. (Mavi cilt tekrarında “Hayalet” adlı bölüm eklenmiştir.)

     (Nolitta-Ferri) Stanford’ların evi perili olduğu için kasaba halkından tepki toplamaktadır. Miras için kasabaya gelen genç Landon Zagor’dan yardım ister. Bat Batterton ve Çiko ile birlikte Landon’ların evine yerleşen Zagor, burada gece yarısı ortaya çıkan ve zamanında yakılarak öldürülen Priscilla adlı bir genç kız hayaleti ile uğraşmak zorunda kalır.  (Orhan BERENT, Serüven Dergisi No: 3 Eki "Zagor Tüm Maceralar 1" kitapçığı. Oğlak Yayınları Maceraperest Çizgiler dizisi. Eylül 2004)




    "Stanfordların Evi" macerasını ilk kez 8-9 yaşlarında Mehmetlerin evinde çizgi romanlarının arasında fark etmiştim. Sayfaları şöyle bir karıştırdığımda korku filmi ile karışık harika bir Zagor öyküsü ile karşılaştığımı ve çok beğendiğimi hatırlıyorum. Sanıyorum Mehmet'te devamı yoktu. Birkaç yıl sonra Perihan Abla'nın dükkanında o maceranın devamını bulacak ve okuıyacaktım. Hayatımın sonbaharında yani 2000'li yıllarda tekrar çizgi roman biriktirmeye başladığım zamanlarda Stanfordların Evi macerasını sahaflardan topladığım eski Zagor Mavi seride tamamlamış ve büyük bir heyecanla okuyup bitirmiştim. Güzel bir serüvendi. Bir kasabada rastladıkları Stanfordların varisi onlara amcasının (babasının ?) eski evine miras meselesi yüzünden tekrar döndüğünü söylüyor ve yardım istiyordu. Ev kasabalılar tarafından lanetli olarak addediliyordu. Zagor ve Çiko, Stanford ile birlikte o eve gittiklerinde orada eski dostları Bat Batterton ile karşılaşırlar. Ev gerçekten de korku filmlerinde rastlanan bir atmosfere sahiptir. Beklenen olur. Gece saat 12'de gaipten gelen bir piyano sesi eşliğinde Priscilla Stanford'un hayaleti ortaya çıkar.


    Bat Batterton karakteri tıpkı diğer Zagor serüvenlerinde ara sıra rastladığımız Digging Bill (Kazmakürek Bill) gibi renkli bir karakterdir. Bat Batterton mu daha korkak yoksa Çiko mu? Sanırım her ikisi de. Bu macerada korkaklıklarında yepyeni bir çığır açmışlardır ve korkaklıkları son derece abartılıdır. En azından Çiko'nun bu tür şeylere alışık olması gerekiyor. Zagor'la birlikte vampirler, kurt adamlar, büyücüler, dirilen Mısır mumyaları vesaire türünden sayısız vakayla karşılaşmıştır. Bu tür şeylere karşı şerbetli olması gerekir. Keza Bat Batterton da özel dedektif olduğu için bu onun işidir ve korkmaması gerekir. Ancak  Guida Nolitta (Sergio Bonelli) tarafından korkak ve beceriksiz yan kahraman rolü verildikleri için ölesiye korkarlar.  Ve en güzel, en heyecan dolu Zagor maceralarına renk katarlar. İtalya'da orijinal sıralamada ilk karşılaştıkları macera "Mumyaların Esrarı" macerasıdır. Ancak "Korku Kasabası" bu maceradan daha önce yayınlandığı için çevirmen Ay Barka sonradan yayınlanan "Mumyaların Esrarı" macerasında tercümeye müdahale etmiş ve önceden tanıştıklarınıkonuşma balonlarına monte etmiştir.


    "Mumyaların Esrarı" (Ombre nella notte, Gli adoratori del sole) macerasında da bekçilik ettiği müze-evde sonsuz korkulara gark olur Batterton. Gece nöbet beklediğinde (sanırım yanında yine Çiko vardır) dirilen mumyalara şahit olur. Korkudan ölmediyse eğer bu onun şansına yorumlanmalıdır. Ya da şöyle diyebiliriz: Yine diğer bir dirilen mumya vakası olan Kandrax'ın tabutun Kazmakürek Bill tarafından parçalandığı Yağmur (Kandrax Il Mago) macerasında her üçü de dehşet içinde dona kalmıştır. Rapid City (Il buono e il cativo) macerasında ise Larson'un kafilesinde yolculuk ederken garip kayalıklardan oluşmuş bir arazide mola verdiklerinde (Canlılar Mezarlığı) kayaların altından çıkan mumyaya benzeyen kızılderilileri ilk kez Çiko ile Batterton görürler. Ne kadar korktuklarını söylemek gereksizdir. Aynı şekilde "Ölüm Mendili" (La dea nera) macerasında kurbanlarını düğümlü bir mendille öldüren Thugs'lara karşı da Batterton ve Çiko çaresizdir.  Ancak Kandrax'ın ikinci gelişi olan "Korku Vadisi" (La vendetta di Kandrax) macerasında Batterton korkuyu bir kenara bırakıp tüm cesaretiyle kıstırıldıkları evde Zagor'a yardımcı olur. Nedense genç kız hayaletleri, dirilen mumyalar, kayaların altından çıkan buruşuk yüzlü yerlilerden ödü kopan Batterton, bu macerada kurbanlarının başını baltayla koparan Kandrax'ın kıyıcı ve korkutucu görünümlü dazlak adamlarından zerre çekinmemiştir. 



    Tekrar maceraya dönersek eğer... Korku Kasabası, tam anlamıyla klasik bir Zagor macerasıdır. Çünkü her şeyden önce macerada gizem ve korku ögeleri bulunmaktadır. Klasik korku temalarını westerne büyük bir başarıyla katabilen Sergio Bonelli, şüphesiz daha önce G. L. Bonelli'nin zaman zaman Tex'te denediğini daha rafine olarak Zagor'a uyarlamaktadır. Vampirler, hayaletler, mumyalar, kurt adamlar artık vaka-i adiyeden sayılacaktır. Bu maceranın olay örgüsü de ustalıkla işlenmiş ve macera sonunda ortaya çıkan entrikaya kadar her şey okuyucunun merakını celbetmektedir. Gittikleri bir kasabada (Windy Cliff) genç Stanford'un tuttuğu özel dedektif Batterton'u tanıyan Zagor ve Çiko onlara yardım etmeye karar verirler. Zaten Stanford'un varlığı bile kasabada huzursuzluğa sebep olmaktadır ve barda çıkan bir kavgada Zagor kasaba halkından birkaç kişiye iyi bir dayak attıktan sonra Stanford'la birlikte hayaletli eve doğru yola çıkarlar. Stanford amcasından yüklü bir miras beklemektedir.


    Stanford'ların evinin alaca karanlıkta uzaktan resmedilmesi, Çiko ve Bat Batterton'un evi görür görmez kapıldıkları dehşet, -ki onları daha önce kasabada duydukları korkunç hikayeler yüzünden fazla suçlayamayız- Gallieno Ferri'nin usta çizgileriyle tadına doyulmaz bir şekilde resmedilmiştir. Kapıyı açan uşak ise son derece tanıdıktır. 1970'li yıllarda Korku dergisinde gördüğümüz korkunç amcalardan biridir. (Sonradan Vampirella'nın eniştesi mi amcası mı ne oldu şu an hatırlamıyorum?) Evi dolaşıp hayalet hakkında bilgi aldıktan sonra Zagor ve arkadaşları geceye geçirmek üzere odalarına çekilirler. Gecenin ilerleyen saatlerinde esrarengiz ve gaipten gelen bir müzik sesi duyulur. Gaipten geliyordur çünkü kaynağı belli değildir. Esrarengizdir çünkü genç Stanford bunun piyano ya da orga benzeyen klavsen adlı bir çalgıdan geldiğini söylemektedir. Ayrıca Stanford çalınan ezginin 1600'lü yıllara ait olduğunu söylemektedir. Daha sonra üst kattaki odalarından çıkan kahramanlarımız merdivenin başına geldiklerinde Priscilla'nın hayaletiyle karşılaşırlar. Ortaya çıkmıştır....


    Zagor tabii ki korkmaz ve avizeye tutunup Priscilla'nın üzerine doğru uçar. Ancak hayalet bir anda geldiği gibi yok olmuştur. Ertesi gün de hayalet kahramanlarımıza çeşitli oyunlar oynar. Evi dolaşan Bat ve Çiko bir ara kendi kendilerini korkuturlar. Evde buldukları eski bir İspanyol askerine ait miğferi başına geçiren Çiko arkadaşını istemden korkutur. Alt katta pencereden Priscilla'nın sureti görünür, Zagor baltasını fırlatır, cam kırılır. Ancak dışarı çıktıklarında ortada ne hayalet vardır ne de başka bir şey. Bat ve Çiko bahçede dolaşırken bir ağacın içinden Priscilla'nın çığlığını işitirler. Elbette tüm bu olaylardan sonra kahramanımız Zagor olayı çözmek için bir plan yapar. Gündüzden yerleşeceği salondaki bir sandık içinde geceyi bekleyecek ve hayaletin ortaya çıkmasını bekleyecektir. Dar bir yerde saatlerce bekleme sekansı daha sonraki Zagor maceralarında sıkça kullanılacaktır. Hatta bir keresinde kızılderilileri şaşırtmak için toplantı öncesinde kurumuş bir ağaç kütüğünün içinde saatlerce beklemeyi bile göze alacaktır. (Bu olay Hellingen'in 5. gelişi "Kabus" macerasında oluyordu) Nitekim gece yarısı o esrarengiz melodi tekrar duyulur ve hayalet ortaya çıkar. Sandığın içindeki Zagor tüm olup biteni rahatlıkla görebiliyordur.



    Maceranın sonunu söyleyip olayın tadını kaçırmaya lüzum yok. Bu maceranın içinde olduğu Zagor Klasik Maceralar cilt 11 rahatlıkla çizgi roman satan tüm kitapçılarda ve sahaflarda ayrıca Internet'te bulunabiliyor. Bu klasik Zagor macerasını okuyup tadını çıkarın diyorum.  Orhan BERENT
First Edit: Jul 2010, Last Update: 23 Jul 2015