"Stanfordların
Evi" macerasını ilk kez 8-9 yaşlarında Mehmetlerin evinde çizgi
romanlarının arasında fark etmiştim. Sayfaları şöyle bir
karıştırdığımda korku filmi ile karışık harika bir Zagor öyküsü
ile karşılaştığımı ve çok beğendiğimi hatırlıyorum. Sanıyorum
Mehmet'te devamı yoktu. Birkaç yıl sonra Perihan Abla'nın
dükkanında o maceranın devamını bulacak ve okuıyacaktım. Hayatımın
sonbaharında yani 2000'li yıllarda tekrar çizgi roman biriktirmeye
başladığım zamanlarda Stanfordların Evi macerasını sahaflardan
topladığım eski Zagor Mavi seride tamamlamış ve büyük bir
heyecanla okuyup bitirmiştim. Güzel bir serüvendi. Bir kasabada
rastladıkları Stanfordların varisi onlara amcasının (babasının ?)
eski evine miras meselesi yüzünden tekrar döndüğünü söylüyor ve
yardım istiyordu. Ev kasabalılar tarafından lanetli olarak
addediliyordu. Zagor ve Çiko, Stanford ile birlikte o eve
gittiklerinde orada eski dostları Bat Batterton ile karşılaşırlar.
Ev gerçekten de korku filmlerinde rastlanan bir atmosfere
sahiptir. Beklenen olur. Gece saat 12'de gaipten gelen bir piyano
sesi eşliğinde Priscilla Stanford'un hayaleti ortaya çıkar.

Bat Batterton
karakteri tıpkı diğer Zagor serüvenlerinde ara sıra
rastladığımız Digging Bill (Kazmakürek Bill) gibi renkli bir
karakterdir. Bat Batterton mu daha korkak yoksa Çiko mu?
Sanırım her ikisi de. Bu macerada korkaklıklarında yepyeni bir
çığır açmışlardır ve korkaklıkları son derece abartılıdır. En
azından Çiko'nun bu tür şeylere alışık olması gerekiyor.
Zagor'la birlikte vampirler, kurt adamlar, büyücüler, dirilen
Mısır mumyaları vesaire türünden sayısız vakayla
karşılaşmıştır. Bu tür şeylere karşı şerbetli olması gerekir.
Keza Bat Batterton da özel dedektif olduğu için bu onun işidir
ve korkmaması gerekir. Ancak Guida Nolitta (Sergio
Bonelli) tarafından korkak ve beceriksiz yan kahraman rolü
verildikleri için ölesiye korkarlar. Ve en güzel, en
heyecan dolu Zagor maceralarına renk katarlar. İtalya'da
orijinal sıralamada ilk karşılaştıkları macera "Mumyaların
Esrarı" macerasıdır. Ancak "Korku Kasabası" bu maceradan daha
önce yayınlandığı için çevirmen Ay Barka sonradan yayınlanan
"Mumyaların Esrarı" macerasında tercümeye müdahale etmiş ve
önceden tanıştıklarınıkonuşma balonlarına monte etmiştir.

"Mumyaların
Esrarı" (Ombre nella notte, Gli adoratori del sole) macerasında
da bekçilik ettiği müze-evde sonsuz korkulara gark olur
Batterton. Gece nöbet beklediğinde (sanırım yanında yine Çiko
vardır) dirilen mumyalara şahit olur. Korkudan ölmediyse eğer bu
onun şansına yorumlanmalıdır. Ya da şöyle diyebiliriz: Yine
diğer bir dirilen mumya vakası olan Kandrax'ın tabutun
Kazmakürek Bill tarafından parçalandığı Yağmur (Kandrax Il Mago)
macerasında her üçü de dehşet içinde dona kalmıştır. Rapid City
(Il buono e il cativo) macerasında ise Larson'un kafilesinde
yolculuk ederken garip kayalıklardan oluşmuş bir arazide mola
verdiklerinde (Canlılar Mezarlığı) kayaların altından çıkan
mumyaya benzeyen kızılderilileri ilk kez Çiko ile Batterton
görürler. Ne kadar korktuklarını söylemek gereksizdir. Aynı
şekilde "Ölüm Mendili" (La dea nera) macerasında kurbanlarını
düğümlü bir mendille öldüren Thugs'lara karşı da Batterton ve
Çiko çaresizdir. Ancak Kandrax'ın ikinci gelişi olan
"Korku Vadisi" (La vendetta di Kandrax) macerasında Batterton
korkuyu bir kenara bırakıp tüm cesaretiyle kıstırıldıkları evde
Zagor'a yardımcı olur. Nedense genç kız hayaletleri, dirilen
mumyalar, kayaların altından çıkan buruşuk yüzlü yerlilerden ödü
kopan Batterton, bu macerada kurbanlarının başını baltayla
koparan Kandrax'ın kıyıcı ve korkutucu görünümlü dazlak
adamlarından zerre çekinmemiştir.
Tekrar maceraya
dönersek eğer... Korku Kasabası, tam anlamıyla klasik bir Zagor
macerasıdır. Çünkü her şeyden önce macerada gizem ve korku
ögeleri bulunmaktadır. Klasik korku temalarını westerne büyük
bir başarıyla katabilen Sergio Bonelli, şüphesiz daha önce G. L.
Bonelli'nin zaman zaman Tex'te denediğini daha rafine olarak
Zagor'a uyarlamaktadır. Vampirler, hayaletler, mumyalar, kurt
adamlar artık vaka-i adiyeden sayılacaktır. Bu maceranın olay
örgüsü de ustalıkla işlenmiş ve macera sonunda ortaya çıkan
entrikaya kadar her şey okuyucunun merakını celbetmektedir.
Gittikleri bir kasabada (Windy Cliff) genç Stanford'un tuttuğu
özel dedektif Batterton'u tanıyan Zagor ve Çiko onlara yardım
etmeye karar verirler. Zaten Stanford'un varlığı bile kasabada
huzursuzluğa sebep olmaktadır ve barda çıkan bir kavgada Zagor
kasaba halkından birkaç kişiye iyi bir dayak attıktan sonra
Stanford'la birlikte hayaletli eve doğru yola çıkarlar. Stanford
amcasından yüklü bir miras beklemektedir.

Stanford'ların
evinin alaca karanlıkta uzaktan resmedilmesi, Çiko ve Bat
Batterton'un evi görür görmez kapıldıkları dehşet, -ki onları
daha önce kasabada duydukları korkunç hikayeler yüzünden fazla
suçlayamayız- Gallieno Ferri'nin usta çizgileriyle tadına
doyulmaz bir şekilde resmedilmiştir. Kapıyı açan uşak ise son
derece tanıdıktır. 1970'li yıllarda Korku dergisinde gördüğümüz
korkunç amcalardan biridir. (Sonradan Vampirella'nın eniştesi mi
amcası mı ne oldu şu an hatırlamıyorum?) Evi dolaşıp hayalet
hakkında bilgi aldıktan sonra Zagor ve arkadaşları geceye
geçirmek üzere odalarına çekilirler. Gecenin ilerleyen
saatlerinde esrarengiz ve gaipten gelen bir müzik sesi duyulur.
Gaipten geliyordur çünkü kaynağı belli değildir. Esrarengizdir
çünkü genç Stanford bunun piyano ya da orga benzeyen klavsen
adlı bir çalgıdan geldiğini söylemektedir. Ayrıca Stanford
çalınan ezginin 1600'lü yıllara ait olduğunu söylemektedir. Daha
sonra üst kattaki odalarından çıkan kahramanlarımız merdivenin
başına geldiklerinde Priscilla'nın hayaletiyle karşılaşırlar.
Ortaya çıkmıştır....

Zagor tabii ki
korkmaz ve avizeye tutunup Priscilla'nın üzerine doğru uçar.
Ancak hayalet bir anda geldiği gibi yok olmuştur. Ertesi gün de
hayalet kahramanlarımıza çeşitli oyunlar oynar. Evi dolaşan Bat
ve Çiko bir ara kendi kendilerini korkuturlar. Evde buldukları
eski bir İspanyol askerine ait miğferi başına geçiren Çiko
arkadaşını istemden korkutur. Alt katta pencereden Priscilla'nın
sureti görünür, Zagor baltasını fırlatır, cam kırılır. Ancak
dışarı çıktıklarında ortada ne hayalet vardır ne de başka bir
şey. Bat ve Çiko bahçede dolaşırken bir ağacın içinden
Priscilla'nın çığlığını işitirler. Elbette tüm bu olaylardan
sonra kahramanımız Zagor olayı çözmek için bir plan yapar.
Gündüzden yerleşeceği salondaki bir sandık içinde geceyi
bekleyecek ve hayaletin ortaya çıkmasını bekleyecektir. Dar bir
yerde saatlerce bekleme sekansı daha sonraki Zagor maceralarında
sıkça kullanılacaktır. Hatta bir keresinde kızılderilileri
şaşırtmak için toplantı öncesinde kurumuş bir ağaç kütüğünün
içinde saatlerce beklemeyi bile göze alacaktır. (Bu olay
Hellingen'in 5. gelişi "Kabus" macerasında oluyordu) Nitekim
gece yarısı o esrarengiz melodi tekrar duyulur ve hayalet ortaya
çıkar. Sandığın içindeki Zagor tüm olup biteni rahatlıkla
görebiliyordur.

Maceranın
sonunu söyleyip olayın tadını kaçırmaya lüzum yok. Bu maceranın
içinde olduğu Zagor Klasik Maceralar cilt 11 rahatlıkla çizgi
roman satan tüm kitapçılarda ve sahaflarda ayrıca Internet'te
bulunabiliyor. Bu klasik Zagor macerasını okuyup tadını çıkarın
diyorum.
Orhan BERENT
First Edit: Jul 2010,
Last Update: 23 Jul 2015