Şafak Aktaş'la 17 Eylül Buca Şirinyer Gezisi 3. Bölüm


    Buca Efeler tren istasyonuna geldik. Bir müddet burada oturup soluklanıyoruz. Çünkü Eylül ayı olmasına rağmen hava müthiş sıcak ve güneş yakıcı. Efeler istasyonunda bir süre  oturduktan sonra aşağıya doğru inmeye devam ediyoruz. Efeler'den Şirinyer'e doğru da hafif bir rampa varmış. Bir demiryolcu efsanesi eski yıllarda Buca'daki vagon dizilerinin ta Alsancak'a kadar rampa aşağı makinesiz gittiğini söylüyor.



    Buca'daki hem zemin geçitlerden biri. Elektrifikasyonla birlikte buraya da kontrollu geçişi sağlayan otomatik bariyerler konmuş. Ancak demiryolu düşmanı belediyelere bu da yetmemiş. Efendiler şehrin içindeki demiryollarının yer altına alınmasını buyuruyorlar. Şahsen bu kesimde otursaydım eğer, önümdeki demiryolundan önce karayolunun yer altına alınmasını talep ederdim, demiryolu düşmanlarına inat. Şirinyer'e yaklaştık. Sağda görülen levhada süratin 40'a düşürülmesi işaret ediliyor sanırım. Zaten bu mevkide trenlerin yayalar ve hemzemin geçitler yüzünden epey düşük bir süratte seyrettiğini biliyorum.


    İlerde Alsancak Cumaovası hattının katenerleri görülmeye başlandı. Birazdan Şirinyer istasyonunu da göreceğiz. Şirinyer tarafına geçmeden geri dönüp son bir kez Buca demiryoluna bakıyoruz.  Hoşçakal. Kadir kıymet bilmez belediye başkanları senin daha fazla yaşamana izin vermedi.



    Sırtımız Cumaovasına dönük Şirinyer istasyonuna doğru bakıyoruz. Sağda görülen makas Buca'ya doğru giden yol ayrımı. Bu kısım metro inşaat planında bir değişiklik olmazsa yer altına alınacak. (ne gerek varsa) Sırtımız Şirinyer'e dönük Cumaovasına doğru bakıyoruz. Solda görülen Buca'ya sapan hattın ihata duvarları. Buca yol ayrımına ve Cumaovası tarafına bakıyoruz. İlerde Şirinyer hipodromu var.



    Şirinyer istasyonuna geldik. Buradaki çay ocağına oturup bir kaç çay ve sigara içiyoruz. Daha sonra Basmane'den gelip Denizliye gidecek olan 15:15 treninin sesini duyuyoruz. Çocuklar gibi seviniyoruz Şafak'la. Gezimizin başında Basmane'ye dönen bir MT5700'ü Buca makasları civarında görmüştük. Bugün gördüğümüz ikinci tren bu. Bu kez Fiat MT5500 geliyor. Şirinyer’e geldiğimizde Basmane ve Alsancak’a tren olmadığını gördük. Ancak bir miktar oyalandık. Kemer’e gidişe göre sağ tarafta kalan Çay ocağında çay içip gelecek treni beklemeye başladık. Çünkü tarifeye göre Denizli’ye bir mototren vardı. Onu görüntüleyecektik. Görüntülememiz de gerekiyordu. Eğer tünel inşaatları yüzünden İzmir’e 2 yıl tren girmeyecekse, o mekanların son bir kez tren geçerken belgelenmesi gerekiyordu. Bir anlamda tarihçiliğe de katkımız oluyordu. Ben  Kemer ‘den geliş yönüne göre soldaki peronda kaldım, Şafak sağa geçti. Fiat Mt 5500 ‘ini Şirinyer istasyonunda görüntüledik. 



    Fiat MT5500 Şirinyer istasyonunda yolcularını bekliyor. Gerideki bina tarihi Şirinyer tren istasyonu. Bir süre sonra hareket emri geliyor ve trenimiz Cumaovası yönüne doğru yola koyuluyor. Masamıza geri dönüp oturduk biten çayımızı yudumlamaya başladık. Çaylarımız yarım kalmıştı. Çünkü treni görünce, çocuklar gibi “tren geliyor, tren geliyor” diye heyecanlanıp çaylarımızı yarım bırakmıştık. İstasyonda fotoğraf çektiğimizi gören güvenlik görevlisi gelip “izniniz var mı” diye sordu. TCDD Genel Müdürlüğünün bana vermiş olduğu izin kağıdını yanımda taşıyordum. Onu uzattım görevliye bir miktar inceledi, “teşekkür ederim” dedi. Biz de ona iyi vazifeler diledik. Sonra kalktık otobüs durağına yol aldık.

 

    Yolculuğumuzun bundan sonraki bölümünü karayoluyla sürdürüyoruz. Çünkü Şirinyer'den akşama kadar Basmane ya da Alsancak'a başka tren yok. Bir dolmuşa atlayıp Kemer istasyonuna geliyoruz. Ordan yaya yürüyerek Hilal'e geliyoruz. Bu fotoğrafta Basmane tarafına sırtımız dönük olarak Halkapınar'a doğru bakıyoruz. Eski emektar B kulesi artık CTC yüzünden iş görmüyor ve terk edilmiş. Hemen onun yanında metro viyadüğü görülmekte. Resimdeki yayalar ise Kemer yönüne doğru yürüyor. Yapılan metro viyadüğü ve çelik yaya merdivenleri yüzünden Hilal mevkisi eski sade görüntüsünden uzaklaşmış. Gelen Şirinyer – Kemer dolmuşuna atlayıp Gürçeşme yoluyla Kemer’e indik. Kemer istasyonunu inceleyip Şafak’a pozdan önceki ve sonraki yol şemasını anlattım. Hilal’e kadar yürüyüp oradan Basmane’ye geçmeye karar verdik.
 Hemzemin geçidi atladıktan sonra oradaki kulübedeki görevliye hat boyunda yürüyeceğimizi söyledik ve izin yazımı ona da gösterdim. “Madem öyle trenlere dikkat edin o zaman” diye uyardı bizi. Hilal’e doğru Şafak’la beraber yürümeye başladık. Uzaktan metronun manzarayı bozan viyadük silueti ve emektar güzelim  Hilal B kulesi görünüyordu. Oraya doğru yol alırken (ki pek tekin yerler değildir, 70’li ve 80’li yıllarda da öyleydi) pek çok berduş ve Adem baba gördük. Kesişme noktasına geldiğimizde ise çok eski bir yazlık sinemanın perdesinin hala durduğunu fark ettim.Yıllarca trenlere yol vermiş ve trafiği ayarlayan görevlilere mekan olmuş B kulesini selamladık ve Basmane’ye doğru yola çıktık. Şafak’la beraber Basmane köprüsünden mi yayan geçmek tehlikeli, Alsancak köprüsünden geçmek mi diye bir iddaya tutuştuk. Tabii ki Basmane köprüsünden geçmek çocuk oyuncağıydı. Köprüden sonra kenarda oturup ufaktan demlenen birkaç kişiye “selamın aleyküm, afiyet olsun” deyip ve onların aleyküm selamlarını aldıktan sonra Basmane’ye doğru yolumuza devam ettik.



    Hilal'den Basmane'ye doğru Şafak'la yürüyoruz. Metronun tam yer altına girdiği kısma gelince uzaktan bir düdük sesi duyduk ve bekledik. Gelen 17:07 Basmane Çiğli banliyö treniydi. Tren yakınımıza gelince ard arda düdk çalmaya başladı. Kabine dikkatlice bakınce Önder abiyi fark ettik ve el salladık. Yukardaki fotoğrafta Önder abinin kullandığı  MT5700 Basmane gar sahasından çıkmış ve eski emektar A kulesinin yanından Hilal'e doğru yol almakta. Basmane'ye doğru yaklaşırken kısmetimiz açılmıştı. 17:07 Çiğli treninden sonra 17:10 Ödemiş mototrenini de gördük. O da Fiat MT5700 idi.  Resimde Ödemiş mototreni Kapılar hemzemin geçidine doğru yol almakta. Birazdan sağa giden bir kurpla Kemer istasyonuna doğru sapacak Gezimizin sonu Basmane Garında noktalanıyor. Bekleyen bir DE11000'i fotoğraflıyor ve 18:15 Ankara Mavi Trenini uğurladıktan sonra Şafak'la vedalaşıyoruz. Bitti.  İzmir Basmane Alsancak Demiryolu Hilal Kemer İstasyon İstasyonu Steam Diesel Dampflok Lokomotiven Historische Bahn Eisenbahn zırt pırt cırt. Aslında orada olmaması gereken İzmir Metronun şekilsiz yer altına giriş kapısını ve emektar A kulesini geçtikten sonra uzaktan bir düdük sesi duyduk. Bu Basmane – Çiğli akşam treniydi. Hemen Şafak’la beraber makinelerimizi hazırladık. Tren geçerken garip bir şekilde düdük çalmaya başladı bize. Biraz dikkatlice baktık kabine. Bu Önder ağabeydi evet bu makinist Önder ağabeydi. MT 5700 kabininden bize gülümseyerek el salıyordu. Tanıdık ve güler yüzlü biriyle selamlaşmak moralimi düzeltmişti. Şafak’la beraber cefakar bir TCDD çalışanı olan makinist Önder ağabeye el salladık. Ondan 5 dakika sonra yine MT 5700 Ödemiş mototreni geçti biz peron başlangıcına varırken. Peronları geçerken bir 11000 gördük.Yorulmuştuk. Bir süre Basmane peronlarında oturduk. Birer gevrek yeyip su içtik. Ankara Maviyi uğurladık. Sonra Şafak’la vedalaştık, o metroya bindi, ben de Pasaport iskelesine doğru yola çıktım. Birkaç yıldır “acaba iyi bir yazar olabilir miyim” diye bir vehme kapıldığımdan oturup bunları yazdım, bir web sayfası oluşturdum. Böyle işte, ne diyeyim.


Trenler Ana Sayfa