Buca Efeler tren istasyonuna geldik. Bir müddet
burada oturup soluklanıyoruz. Çünkü Eylül ayı olmasına rağmen hava
müthiş sıcak ve güneş yakıcı. Efeler
istasyonunda bir süre oturduktan sonra aşağıya doğru inmeye devam
ediyoruz. Efeler'den Şirinyer'e doğru da hafif bir rampa varmış.
Bir demiryolcu efsanesi eski yıllarda Buca'daki vagon dizilerinin ta
Alsancak'a kadar rampa aşağı makinesiz gittiğini söylüyor.
Buca'daki hem
zemin geçitlerden biri. Elektrifikasyonla birlikte buraya da
kontrollu
geçişi sağlayan otomatik bariyerler konmuş. Ancak demiryolu
düşmanı
belediyelere bu da yetmemiş. Efendiler şehrin içindeki
demiryollarının
yer altına alınmasını buyuruyorlar. Şahsen bu kesimde otursaydım eğer,
önümdeki demiryolundan önce karayolunun yer altına
alınmasını
talep ederdim, demiryolu düşmanlarına inat. Şirinyer'e yaklaştık.
Sağda görülen levhada süratin 40'a
düşürülmesi
işaret ediliyor sanırım. Zaten bu mevkide trenlerin yayalar ve hemzemin
geçitler yüzünden epey düşük bir
süratte seyrettiğini biliyorum.
İlerde Alsancak Cumaovası hattının katenerleri
görülmeye başlandı. Birazdan Şirinyer istasyonunu da
göreceğiz. Şirinyer tarafına geçmeden geri
dönüp son bir kez
Buca demiryoluna bakıyoruz. Hoşçakal. Kadir kıymet bilmez
belediye başkanları senin daha fazla yaşamana izin vermedi.
Sırtımız Cumaovasına dönük Şirinyer istasyonuna
doğru bakıyoruz. Sağda görülen makas Buca'ya doğru giden yol ayrımı. Bu
kısım metro inşaat planında bir değişiklik olmazsa yer altına alınacak.
(ne gerek varsa) Sırtımız Şirinyer'e dönük Cumaovasına doğru
bakıyoruz. Solda görülen Buca'ya sapan hattın ihata duvarları. Buca yol ayrımına ve Cumaovası tarafına bakıyoruz.
İlerde Şirinyer hipodromu var.
Şirinyer
istasyonuna geldik. Buradaki çay ocağına oturup bir kaç çay ve sigara
içiyoruz. Daha sonra Basmane'den gelip Denizliye gidecek olan 15:15
treninin sesini duyuyoruz. Çocuklar gibi seviniyoruz Şafak'la.
Gezimizin başında Basmane'ye dönen bir MT5700'ü Buca makasları
civarında görmüştük. Bugün gördüğümüz ikinci tren bu. Bu kez Fiat
MT5500 geliyor. Şirinyer’e geldiğimizde Basmane ve
Alsancak’a tren olmadığını gördük. Ancak bir miktar oyalandık. Kemer’e
gidişe göre sağ tarafta kalan Çay ocağında çay içip gelecek treni
beklemeye başladık. Çünkü tarifeye göre Denizli’ye bir mototren vardı.
Onu görüntüleyecektik. Görüntülememiz de gerekiyordu. Eğer tünel
inşaatları yüzünden İzmir’e 2 yıl tren girmeyecekse, o mekanların son
bir kez tren geçerken belgelenmesi gerekiyordu. Bir anlamda tarihçiliğe
de katkımız oluyordu. Ben Kemer ‘den geliş yönüne göre soldaki
peronda kaldım, Şafak sağa geçti. Fiat Mt 5500 ‘ini Şirinyer
istasyonunda görüntüledik.
Fiat MT5500
Şirinyer istasyonunda yolcularını bekliyor. Gerideki bina tarihi
Şirinyer tren istasyonu. Bir süre sonra
hareket emri geliyor ve trenimiz Cumaovası yönüne doğru yola koyuluyor.
Masamıza geri dönüp oturduk biten
çayımızı yudumlamaya başladık. Çaylarımız yarım kalmıştı. Çünkü treni
görünce, çocuklar gibi “tren geliyor, tren geliyor” diye heyecanlanıp
çaylarımızı yarım bırakmıştık. İstasyonda fotoğraf çektiğimizi gören
güvenlik görevlisi gelip “izniniz var mı” diye sordu. TCDD Genel
Müdürlüğünün bana vermiş olduğu izin kağıdını yanımda taşıyordum. Onu
uzattım görevliye bir miktar inceledi, “teşekkür ederim” dedi. Biz de
ona iyi vazifeler diledik. Sonra kalktık otobüs durağına yol aldık.
Yolculuğumuzun
bundan sonraki bölümünü karayoluyla
sürdürüyoruz. Çünkü Şirinyer'den akşama
kadar Basmane ya da Alsancak'a
başka tren yok. Bir dolmuşa atlayıp Kemer istasyonuna geliyoruz. Ordan
yaya yürüyerek Hilal'e geliyoruz. Bu fotoğrafta Basmane
tarafına sırtımız dönük olarak
Halkapınar'a doğru bakıyoruz. Eski emektar B kulesi artık CTC
yüzünden
iş görmüyor ve terk edilmiş. Hemen onun yanında metro
viyadüğü
görülmekte. Resimdeki yayalar ise Kemer yönüne
doğru yürüyor. Yapılan metro viyadüğü ve
çelik yaya merdivenleri yüzünden Hilal
mevkisi eski sade görüntüsünden uzaklaşmış. Gelen Şirinyer – Kemer dolmuşuna
atlayıp Gürçeşme yoluyla Kemer’e indik. Kemer istasyonunu inceleyip
Şafak’a pozdan önceki ve sonraki yol şemasını anlattım. Hilal’e kadar
yürüyüp oradan Basmane’ye geçmeye karar verdik.
Hemzemin geçidi atladıktan sonra
oradaki kulübedeki görevliye hat boyunda yürüyeceğimizi söyledik ve
izin yazımı ona da gösterdim. “Madem öyle trenlere dikkat edin o zaman”
diye uyardı bizi. Hilal’e doğru Şafak’la beraber yürümeye başladık.
Uzaktan metronun manzarayı bozan viyadük silueti ve emektar
güzelim Hilal B kulesi görünüyordu. Oraya doğru yol alırken (ki
pek tekin yerler değildir, 70’li ve 80’li yıllarda da öyleydi) pek çok
berduş ve Adem baba gördük. Kesişme noktasına geldiğimizde ise çok eski
bir yazlık sinemanın perdesinin hala durduğunu fark ettim.Yıllarca trenlere yol vermiş ve
trafiği ayarlayan görevlilere mekan olmuş B kulesini selamladık ve
Basmane’ye doğru yola çıktık. Şafak’la beraber Basmane köprüsünden mi
yayan geçmek tehlikeli, Alsancak köprüsünden geçmek mi diye bir iddaya
tutuştuk. Tabii ki Basmane köprüsünden geçmek çocuk oyuncağıydı. Köprüden sonra
kenarda oturup ufaktan demlenen birkaç
kişiye “selamın aleyküm, afiyet olsun” deyip ve onların aleyküm
selamlarını aldıktan sonra Basmane’ye doğru yolumuza devam ettik.
Hilal'den
Basmane'ye doğru Şafak'la yürüyoruz. Metronun tam yer altına girdiği
kısma gelince uzaktan bir düdük sesi duyduk ve bekledik. Gelen 17:07
Basmane Çiğli banliyö treniydi. Tren yakınımıza gelince ard arda düdk
çalmaya başladı. Kabine dikkatlice bakınce Önder abiyi fark ettik ve el
salladık. Yukardaki fotoğrafta Önder abinin kullandığı MT5700
Basmane gar sahasından çıkmış ve eski emektar A kulesinin yanından
Hilal'e doğru yol almakta. Basmane'ye doğru
yaklaşırken kısmetimiz açılmıştı. 17:07 Çiğli treninden sonra 17:10
Ödemiş mototrenini de gördük. O da Fiat MT5700 idi. Resimde
Ödemiş mototreni Kapılar hemzemin geçidine doğru yol almakta. Birazdan
sağa giden bir kurpla Kemer istasyonuna doğru sapacak Gezimizin sonu Basmane Garında noktalanıyor.
Bekleyen bir DE11000'i fotoğraflıyor ve 18:15 Ankara Mavi Trenini
uğurladıktan sonra Şafak'la vedalaşıyoruz. Bitti. İzmir Basmane
Alsancak Demiryolu Hilal Kemer İstasyon İstasyonu Steam Diesel Dampflok
Lokomotiven Historische Bahn Eisenbahn zırt pırt cırt. Aslında orada
olmaması gereken İzmir Metronun şekilsiz
yer altına giriş kapısını ve emektar A kulesini geçtikten sonra uzaktan
bir düdük sesi duyduk. Bu Basmane – Çiğli akşam treniydi. Hemen
Şafak’la beraber makinelerimizi hazırladık. Tren geçerken garip bir
şekilde düdük çalmaya başladı bize. Biraz dikkatlice baktık kabine. Bu
Önder ağabeydi evet bu makinist Önder ağabeydi. MT 5700 kabininden bize
gülümseyerek el salıyordu. Tanıdık ve güler yüzlü biriyle selamlaşmak
moralimi düzeltmişti. Şafak’la beraber cefakar bir TCDD çalışanı olan
makinist Önder ağabeye el salladık. Ondan 5 dakika sonra
yine MT 5700 Ödemiş mototreni
geçti biz peron başlangıcına varırken. Peronları geçerken bir 11000
gördük.Yorulmuştuk. Bir süre
Basmane peronlarında oturduk.
Birer gevrek yeyip su içtik. Ankara Maviyi uğurladık. Sonra Şafak’la
vedalaştık, o metroya bindi, ben de Pasaport iskelesine doğru yola
çıktım. Birkaç yıldır “acaba
iyi bir yazar olabilir miyim” diye
bir vehme kapıldığımdan oturup bunları yazdım, bir web sayfası
oluşturdum. Böyle işte, ne diyeyim.
Trenler Ana Sayfa