Kuşadası Eski ve Yeni Çöp Depolama Yerlinin Akut Yeraltısuyu Kontaminasyonu Potansiyeli
Deponi Islah Çalışması ve Düzenli Deponi
Yıllardır kullanıldıktan sonra 1-2 yıldır terkedilmiş bulunan ve Söke yolu üzerinde olan, artık kent içinde sayılabilecek olan eski çöplük (deponi) bu hali ile bırakılamaz. Mutlaka çevresel etkileri açısından bilimsel olarak incelenmeli ve irdelenmelidir. Sonra da mutlaka deponi biyogazı zararsızlaştırılma zorundaysa bunun için teknik önlemler alınmalıdır. Her türlü yüzeysel suyun ve yeraltı suyunun deponi kütlesine etki etmesi, girmesi çıkması önlenmelidir. Bu da ciddi bir ıslah çalışması gerektirmektedir. Deponi basitce yüzeyden kapsüllenerek yüzey sularının deponiye girmesi engellenir ve ayrıca da deponinin üstü doğaya kazandırılmak için ağaçlandırılabilir, yeşillendirilebilir.
Yeni deponinin de tekrar elden geçirilmesi ve hatta Çevresel Etki Değerlendirilmesinin Yapılması ve bu çalışma kapsamında da bu yerin kullanılabiriliğinin ortaya konulması gerekmektedir. Hangi eksikliklerinin olduğu ve nasıl tamamlanabileceği de bu yapılacak çalışmlarda ortaya konulmalıdır.
Burada düzenli bir deponin mutlaka nasıl olması gerektiği özellikle vurgulanacaktır.
Eski çöp ve katı artık depolama yerlerine depolanan maddelerin yapısı, türü ve miktarları çok farklı farklıdır. Özellikle içerdiği organik madde miktarı fazla ise 30-40 yıl boyunca bu organik maddeler anaerobik koşullarda ayrışacağından ve biyogaz oluşturacağından sürekli bir potansiyel tehlike oluşturmaktadır.Gelişi güzel depolandığı için ve izolasyonsuz olduğundan dolayı da toprak, su ve hava için tehlike kaynağı oluşturmaktadır. Eski deponilerin potansiyel tehlikesinin ortaya konulması için önce hidrojeolojik durumu belirleyip ön teşhisi koymak gerekir. İlk 1.Analitik Adım'da eski artık depolama yerlerinden yeraltısuyunun etkilenip etkilenmediği yeraltısuyu kimyasal analizleri ile "Screening" (=eleme) yapılır. Olumlu sonuç çıkarsa 2. Analitik Adım atılır. Burada sık görülen ve önemli olan prablemli maddeler araştırılır. Bu adım yeterli değilse 3. Analitik Adım atılır. Bu çok masraflı ve zaman alıcı olan araştırma ile detaylar ortaya konulur.
Çöp ve katı atıklardan örnekler alınıp analizlendiğinde; Bor'un varlığı evsel çöplere, sülfat'ın varlığı inşaat molozlarına, A0X ise halojen içerikli organik problem maddelerine, GC-Finger-prints ise toplam organik kontaminasyona itaret eder.
Anorganik problem maddeleri As, Pb, Cd, Cr, Ni gibi toksik metaller ve CN gibi anyonlardır. F, Co, Sr, Ni, Hg, Se, vd. gibi metaller ve maddeler yok veya çok az denebilecek düzeyde bulunmaktadırlar.
Anorganik maddelerin bulunması halinde, radyonuklidler de araştırılarak radyoaktif madde depolamasının olup olmadığı araştırılır. Özel organik madde kontaminasyonunun belirlemek için GC-MS cihazları kullanılmalıdır. Ayrıca sediment analizleri de yapılarak suda çözünmeyen, fakat partikel veya sedimentlerde tutunmaya büyük afinite gösteren kontaminasyon maddeleri de belirlenebilir. Bütün bu bulgulardan sonra kontrol ve sanitasyon önlemleri alabilmek için daha detaylı değerlendirmelerin yapılması gerekir.
Atıklarca Kirlenmiş Toprağı Temizlemek Çok Pahalı Olabilir
Bu gün Türkiye'de genel atıklar gelişigüzel depolanmakta veya yerel yöneticiler tarafından uygun görüldüğü bir yere (kum ocağı, dere kıyısı, deniz kıyısı akarsu yatağı, vadi v.b) atılmaktadır. Bu atıklar evsel esnaf ve endüstri artıklarından oluşmaktadır. Endüstri artıkları tehlikeli olanıymış gibi düşünebilir. Aslında evsel artıklar da tehlikeli olabilir pil, akü yağlıboya kutuları, her türlü ilaç artıkları vs. artıkların evsel kaynaklarından çöplüklere geldiğini düşündüğümüzde işin boyutu ve önemi değişmektedir. Bu gün için tehlikesiz gibi görünen bu yaptığımız işler binlerce sentetik organik artıkların ve diğer maddelerin toprağı kirletmesi mümkündür. Gelişmiş ülkelerde gerek ABD'de gerekse Batı Avrupa Ülkelerinde özellikle de Batı Almanya'da yüz yüzelli yıllık sanayi faaliyetlerinin ve sanayi toplumu olarak yaşamanın verdiği artıkların gelişigüzel depolanması veya toprağa bulaşması sonucu çok sayıda kirlenmiş toprak ortamı mevcuttur. Bunların arıtılması için hem teknoloji geliştirilmekte hem de milyarlar bu sahaya yatırılmaktadır. Bu bir bakıma yeni yeni iş sahalarının açılması anlamına da gelmektedir.
Toprak kirlenmit ise onu iyilettirmek için jeolojik ve hidrolojik koşullarını bilmek ve ona göre yöntem uygulamak zorundayız. Bunun için de toprak numuneleri, - sondajörnekleri,
- Toprak profil örnekleri,
- Jeofiziksel analizleri gerekmektedir. Ayrıca bu toprak katlarında bulunan zararlı organik ve anorganik biletiklerin
- Alifatik hidrokarbonların
- Aromatik hidrokarbonların
- Klorlu hidrokarbonların
- Fenollerin
- Polisiklik aromatik hidrokarbonların
- Ağır metallerin
- Anyonların
analizlenmesi gerekmektedir. Bütün bu analizlerin yapılması için de teknik açıdan donanıma ihtiyaç vardır:
- İnce tabaka kromatografisi
- Gaz kromatoğrafisi (FİD/ECD)
- Yüksek basınçlı sıvı kromatografisi
- İnfrarotspektroskopisi
- İyon kromatografisi
- Kütle spektrometresi
- Fotometre
Kirlenmiş bu ortamları, toprak ve yeri o yere yıllardır uymuş oluşmuş ve orada yaşayan mikropları teşvik etmekle, daha iyi yaşatmakla arıtmak, iyileştirmek mümkündür.
Yerinde "in-situ" mikroorganizmalardan yararlanarak iyileştirme terimi uluslararası bir kavram olarak kullanılmaktadır. Böylece kirlenmiş toprakları biyoteknolojik yöntemlerle arıtmak mümkün olmaktadır. Benzin istasyonları, petrol rafinerileri ve petrokimya sanayinin alanlarında toprak kirlenmesi mutlaka olmakta yeraltı ve yüzey suları tehdit edilmektedir.
Benzin istasyonlarındaki yeraltı tankları (Depoları) sızdırır hale geldiğinde, sızan mazot, benzin, gazyağı, fueloil gibi petrol ürünleri toprağı kirletmektedir. Organaleptik test yöntemi ile sondaj örneklerinde 10 metreye kadar toprak kirliliğini ilk adımda ortaya koymak araştırmak mümkündür. Böyle bir benzin istasyonunda kaçak belirlenmesi halinde yapılacak iş belki yaklaşık 10x10x10=1000 m3 toprağın taşınması ve özel olarak depolanması akla gelebilir. Ancak bu işe:
- Benzin istasyonunun kapatılması
- Hafriyat çevresinin emniyete alınması
- Yoğun bagar (kepce) işi
- Kirlenmiş 1000 m3 toprağın depolama yerine taşınması
- Temiz kumla doldurulması
- Benzin istasyonunun yeniden inşaası
Bu çok pahalı bir olay ve yöntem, o halde çok büyük aktivitesi olan örneğin mazotu gıda olarak kullanıp yiyen mikroorganizma kültürünü yerleştirmek ve ihtiyacı olan havayı da toprağa basmak daha ekonomik olabilmektedir. Toprak kirlenmesi olgusu her yerde kendi koşullarında ele almak ve ona göre çözüm bulunmaktır. Çünkü her şeyden önce her yerin jeolojik yapısı farklıdır; zararlı maddeler farklıdır. Yeraltısuyu durumları ayrıdır. Arazinin kullanım şekli değişiktir. Böyle bir sorunun çözümüne inter disipliner bir anlayışla yaklaşmak gerekir.
Manüpüle edilen bu tür bakterilerle kirlenmit ortamı temizlerken çevreye herhangi bir zarar gelmesi söz konusu olmamaktadır. Ancak iyi ve teşkilatlı mikrobiyolojik bir laboratuvarla durumları belirlemek gerekmektedir. Böyle bir laboratuvarda ise;
- Mikropların populasyon dağılımının belirlenmesi
- Mikrobların bilinçli olarak toprağı kirletmiş maddelerin bulunduğu yerde çoğaltılması
- Uyum sağlamıy mikroorganizmaların aktivitelerinin belirlenmesi
- Biyotoksisite testlerinin yapılması
- Biyolojik ayrışma için gerekli olan ekolojik koşulların belirlenmesi
- Biolaboratuvar ve teknik düzeyde biyolojik parçalanmanın olup olmadığının deneylerde belirlenmesi yapılmalıdır.
Yapılan bir araştırmaya göre Batı Almanya da 50 000 civarında kirletilmiş yer vardır. Bunun 5.500 ü acil olarak çözüm beklemektedir. Bu toprakların yerinden alınıp özel depolama yerlerinde depolanması gerekmektedir. Ancak bu bir yerden bir yere taşınmasıdır. Kesin çözüm ise kirlenmiş toprakları arıtmak için yeni teknolojilerin geliştirilmesindedir. Bu teknolojiler içinde ise çevre anlayışına uygun en iyi yöntemin "Mikrobiyolojik toprak arıtma yöntemi" olduğudur.
Toprağı kirleten kaynaklarda herhangi bir önlem almadığımız takdirde, biz de ilerde milyarlarca lirayı iyileştirme arıtma yatırımlarına kullanmak zorunda olabiliriz. Bu nedenle yerel yöneticilerimiz ve yeterli idarecilerimiz şimdiden konunun olayın bilincinde olup ileriye bakarak hareket etmeleri yararlı olur. Torunlarımıza sağlam toprak ve tehlikeli madde bulaşmamış su bırakalım.
Ülkemizde de bu konuda uygulamaya yönelik çalışmalara hız vermek ve kendi toprak, ekolojik koşullarımıza uygun olarak gelişen kirli toprakları arıtan mikroorga-nizma türlerini bulmamız gerekir.