KARNAVAL VE YAMYAM, J ean BAUDRİLLARD

I. Basım, Boğaziçi yayınları, İstanbul, Mayıs, 2012

Özgün başlık: Carnaval et Cannibale
Editions de L’Herne
Paris 2008

İçindekiler:

1. KARNAVAL VE YAMYAM

2. KARNINDAN KONUŞAN KÖTÜLÜK (ilk kez yayınlanıyor)

Bu metin bizim daha önce ürettiğimiz Eski Dünyaya Yeni Bir Bakış, Kitap I-II-III, Osmanlı ve Ötekiler gibi
çalışmalarımızın bir devamı olarak nitelendirilebilir. Her ne kadar bu metnin okuyucusu kendisini çok şaşırtacak
ve ilgisini çekecek verilerle karşılaşacak olsa da adı geçen metinleri ya da onlardan en azından birini okuduktan
sonra bu metni okuması durumunda alacağı keyfin katlanarak artacağını düşünüyoruz. Çünkü böyle bir okuma
süreci sonrasında çizmeye çalıştığımız genel manzara konusunda çok daha net bir düşünceye sahip olabilecektir.
Eski Dünyaya Yeni Bir Bakış Kitap I ile başlayan bu kuramsal deneme süreci art arda gelen yeni metinlerle
okuyucuya konu hakkında daha derinlemesine bilgiler sunarak kuramsal yaklaşımın giderek daha net bir şekilde
kavranmasını amaçlamaktadır.

KARNAVAL VE YAMYAM
YA DA
KÜRESEL REKABET OYUNU

Marx’ın önce özgün bir gerçekliğe sahip olan sonra da bu gerçekliğin bir tür komik
taklidine benzeyen o ünlü tarih formülünden yola çıkabiliriz. Bu yönteme başvurarak
modernleşmeyi önce Batı Avrupa’nın yaşadığı özgün bir serüven olarak görebilir sonra da
dünyanın dört bir yanına ihraç edilmiş bu Batıya özgü dini, teknolojik, ekonomik ve politik
değerlerin küresel düzeyde tekrarlanarak muazzam boyutlara varan komik bir taklidinden söz
edebiliriz. Bir “karnavala” dönüştürülen bu sürecin Hıristiyanlaştırma, kolonizasyon,
dekolonizasyon ve küreselleşme gibi tarihsel evrelerden geçtiğini artık bilmeyen yok.
Teknolojik ve askeri olanların yanı sıra kültürel ve ideolojik modellere de dünya boyutlarında
boyun eğilmiş olunmasına ve etkilenilmesine, herkesin bu modellerin cazibesine kapılmış
olmasına karşın, bu sürecin dünyayı etkileyen gücün birer karnaval düzeni/kendi komik
taklidine indirgediği toplumlar tarafından bizzat yavaş yavaş tahrip edildiği,
yutulup, “yenildiği” ve olağanüstü bir tersine çevrilme sürecinden geçirildiğini nedense
herkes görememektedir. Bu sessiz sedasız bir şekilde gerçekleştirilen yamyamlık eyleminin
tipik bir örneği yada ilk örneğinin XVI. Yüzyılda Portekiz’den Yerlilerin hiç direnmeden
Hıristiyanlığa geçişini kutlamak üzere özellikle gelen baş rahiplerin aşırı boyutlara varan bir
Hıristiyanlık aşkıyla yanıp tutuşan o yerliler tarafından kızartılıp yenmeleri (konukseverliğin
en uç örneği olarak yamyamlık) ile ilgili olarak Brezilya’da gerçekleştirilen şaşaalı dini
Recife tören(ler)i olduğunu söyleyebiliriz. Hıristiyanlar tarafından düzenlenen bu
maskaralığın ilk kurbanları olan Yerliler işi neredeyse kendiliğinden denilebilecek bir şekilde
kendi ruhlarını ele geçirenlerin bedenlerini yutmaya kadar götürmüşlerdir.

Ahlaki değerlerimiz (insan hakları, demokrasi), ekonomik akılcılık, gelişme,
performans ve gösteri ilkelerimizin küresel boyutlara varan ihracı sonucunda karşımıza az
önce sözünü ettiğimiz karnaval ve yamyamlık özellikleri taşıyan ikili bir biçimin çıktığı
görülmektedir. Herkes bu değerlerden az yada çok etkilenmiş görünmekle birlikte, neredeyse
bir din haline dönüştürülmüş bu evrensel söylevi dünya halkları tam olarak kavrayamamış
ve her şeyi birbirine karıştırmışlardır. “Az gelişmiş” olarak nitelendirilen bu toplumlar
modernleşmenin misyonerleri açısından modernleşmeye zorlama konusunda en uygun alanlar
olmakla kalmamış, üstüne üstlük sömürülmüş ve ezilmişler; başka bir deyişle gülünç hale
getirilerek Beyazlara ait düzenin birer karikatürüne dönüştürülmüşlerdir. Tıpkı eskiden
fuarlarda kendisine amiral kostümü giydirilerek gösterilen maymunlar gibi….

 

 

«« listeye dön