KÜLTÜR-POLİTİKA VE SİNEMA

Kültür Bakanlığı 1992/93 Araştırma İnceleme Ödülü, 73 sayfa.

PMP Yayıncılık, 2006, İstanbul; 2.Basım Hayalperest, İstanbul, Ekim 2012-10-04.

 

 

 

İÇİNDEKİLER:

BİRİNCİ BÖLÜM : SİNEMA VE İNSAN
• Türkiye Sinemasında İnsana Bakış
• Toplumsal Gelişme ve Sinema
• Sinema ve Çağımız

İKİNCİ BÖLÜM . SİNEMA VE YARATICILIK
• Sinemada Anlatım Sorunları ve Türkiyeli Film Yönetmeni
• Ve Senaryo, Ve Senaryo, Ve Sanatçı
• Ne? Nasıl? Neyi-Nasıl?
• Kısa Metrajlı Film Üretiminde Yaratım Sorunları

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM : SANAT VE SANAYİ
• Sinemada Alternatifsizlik Söz Konusu Olamaz
• Türkiye Sinemasının Dünya Bağlamındaki Yeri
• Bir Yatırım Alanı Olarak Sinema
• Bir Sanat Olarak Sinema ve Türkiye Sinemasının Sorunları
• Sanat Sanayi Olmanın Önkoşulu : Çağdaş Eğitim
• Sinema Okulları ve Türkiye Sinemasının Geleceği

• Sonuç Olarak : Çağdaş Sinemanın Sorunları

 

 

ÖNSÖZ

Yaşadığımız son on yıl içinde Türk toplumu radikal bir dönüşüm süreci içine girmiştir. Bu dönüşüm sürecini belirleyenlerse ne yazık ki aydınlar ve üniversiteler değil : askerler, büyük ve küçük sanayiciler, büyük ve küçük tüccar, çiftçi, esnaf ve sanatkarlar olmuştur.Bu dönemde aydınlar ve üniversiteler kızağa çekilmiştir. Bu kızağa alınmaya karşıysa ne radikal ne de yumuşak bir muhalefet oluşturulamamıştır. Çünkü bu ‘aydınların’ bir kısmı önce askeri sonra da askerlerin güdümündeki sivil iktidarı desteklemişlerdir.Gerçekte bizim sorunumuz bu değil çünkü burada kimseyi yargılamaya çalışmıyoruz.Ayrıca yargılasak kimin umurunda ?

Söylemeye çalıştığımız şey son on yıl içinde gerçekten de Türkiye'de gerek ideolojik (zihinsel) öyleyse politik, gerekse ekonomik, toplumsal ve kültürel düzeyde bir dönüşümün yaşanmış olduğu olgusudur.Çünkü işin ilginç olan yanı bu dönüşümün bir devrim ya da dışa dönük bir patlamayla (explosion) değil, içe dönük bir patlamayla (implosion) gerçekleştirilmiş olmasıdır.Politikacıların, devrimcilerin ve aydınların başaramadığı pek çok şeyi halk sessiz sedasız bir şekilde hayata geçirmiştir.Burada akla ister istemez Bela Balazs'ın su sözleri geliyor;"Proletaryanın entelektüellere ihtiyacı yoktur,entelektüellerin proletaryaya ihtiyacı vardır".

Bu değişim süreci içinde olumlu ve olumsuz tüm katkılar önemlidir. Çünkü bilinçli ya da bilinçsiz, birileri,diğerlerini güdümlemeye yardım etmiştir.”Kültür, Politika ve Sinema” başlığını taşıyan bu çalışma 1986-1992 yılları arasında yazılmış bir dizi metnin gözden geçirilerek bir bütün oluşturacak şekilde birbirlerine uyumlanmış halidir.

Aşırı politize olunmuş bir dönemden (1970'ler) aşırı depolitize olunmuş bir döneme (1980'ler) geçilmiştir.Bu metinler işte bu depolitize olunmuş dönemde : Politika, kültür, toplum ve özellikle sinema sanatı (öyleyse yaratıcılık) arasındaki ilişkilerden söz etmeye çalışmaktadırlar. Dünya bağlamıyla Türkiye'yi karşılaştırarak Türk sinemasının düzeyini,yerini ve olanaklarını saptamaya çalışmakta ve alternatif düşünceler sunma girişiminde bulunmaktadırlar. Bu önerilerinin kimileri içinde yaşadığımız günlerde gerçekleşme aşamasına gelmiş gibidir (?) Bu soru işaretinin nedeni hala global bir kültür politikasının kuramsal düzeyde bile olsa belirlenmemiş olmasıdır.Bir kaos döneminde belli bir kültür politikası oluşturulabilir mi? Yukarıda söylemiş olduğumuz gibi biz en azından kendi alanımızda yıllardır öneriler sunmaya çalışıyoruz gerisi bu toplumunun sorunudur !

Kasım 1992, İzmir

 

 

ÖNSÖZ II

Bu çalışmanın yıllardır yayınlanma olanağını bulamaması sinema sektörünün henüz oluşamamış olduğunun bir göstergesidir. Bu metinde ülke sinemasının gelişmesi konusunda öne sürülen düşünceler, sunulan önerilerden çok küçük bir kısmı gerçekleşmiş; büyük çoğunluğu ise gerçekleşmeyi beklemektedir. Bugüne kadar bir sanayi olmayı başaramamış ülke sineması amatör ligde oynamaya devam ederken rastlantısal denilebilecek parlak birkaç sonuç almıştır.

Geriye doğru baktığımızda gerçekleştirilen düşünceler arasında örneğin sinema salonu zincirleri vardır. Ancak bu sinema salonu zincirleri ülke sinemasına hizmet amacıyla gerçekleştirilmemiştir. Bu zincirlerin ülkenin ulusal sinemasına katkıda bulunmak gibi bir amaç ya da istekleri yoktur. Onlar birer ticari kuruluş olmanın ötesine geçememişlerdir.

Ülke sinemasının gelişmesine ve kalkınmasına hizmet amacıyla sunulmuş önerilerin ancak yine metinde sözü edilen bir zihniyet devrimiyle birlikte gerçekleşebileceğini düşünüyoruz. Düşünmeden yaşayan bir toplum olmayı sürdürdükçe önümüzü görme konusunda daha uzun bir süre zorlanacağımızı sanıyorum.

İzmir, Ağustos 2006

Oğuz ADANIR

 

 

«« listeye dön