SİMGESEL DEĞİŞ TOKUŞ VE ÖLÜM

Jean Baudrillard

Birinci Basım: Boğaziçi Yayınları İstanbul 2002.
İkinci Basım: Gözden geçirilmiş metin. Boğaziçi Yayınları İstanbul Kasım 2008.

 

Çevirmenin önsözünden birkaç tümce :

Bu olağanüstü metinde, Baudrillard tüm bilenmişliği ve bilgi birikimiyle Batılı toplumlar ya da demokrasilere yüklenmekte ve son iki yüz yılda bu toplumlarda Gelişme, Çağdaşlaşma, Uygarlaşma, vb şekilde nitelendirilen tüm toplumsal, politik, ekonomik, kültürel, tarihsel, teknolojik, vb olgu, veri ve girişimlerin genel bir muhasebesini yaparak bu toplumların : (dünyanın geri kalan kesimlerine oranla) Başarı, Üstünlük, Servet, Refah vb şekilde sundukları sonuçların (bu sonuçların hepsini tersine çevirip, onlara sahip olduklarının tam tersi bir anlam vererek) aslında büyük bir başarısızlığı simgelemekten başka bir işe yaramadığını kanıtlamaya çalışmaktadır...

...Baudrillard bambaşka bir dünyada yaşanabileceği konusunda bize, belki de kendine rağmen, bazı ipuçları sunmaktadır. Bu ipuçlarını tersine çevirmeyi başardığınız zaman yeni, yepyeni bir dünya oluşturulabileceği gibi bir hisse kapılıyorsunuz. Çünkü Baudrillard, içinde yaşamakta olduğu evrene -Batılı toplumlar- salt ironik bir şekilde bakmaktadır. Bu umutsuz ve yaşama sevincinden yoksun bir yorum değildir. Tam tersine Batı ve Batılılara hak ettiklerine inandığı dersi, keyif alarak veren bir çözümlemedir. Bu çözümleme ve eleştirileri tersine çevirmeyi başarabildiğiniz takdirde, düş ya da soyutlama düzeyinde bile kalsalar, yeni perspektiflerle karşılaşılabileceğini kavrıyorsunuz.

"Simgesel Değiş Tokuş ve Ölüm" tüm diğer Baudrillard metinleri gibi radikal bir sistem eleştirisi olma özelliğine sahiptir. Diğerlerinden farkı, temel bir yaklaşım mantığı ya da sistematiğini ilk kez çok net ve ayrıntılı bir şekilde sunmasındadır. Bu metinle sistemin elinden tüm silahlarını almakta ve insanları yaşamakta oldukları evren konusunda derinlemesine düşünmeye itmektedir. Baudrillard, içinde yaşamakta olduğu evren konusunda düşünce üretmekle -bu düşünceler yüzde yüz doğru olsa bile!- bu evreni değiştirebilmenin mümkün olmadığını düşünmektedir. Onun nihilist olarak nitelendirilmesine yol açan gerekçelerden biri de budur. Çünkü düşüncelerden yola çıkılarak (çünkü simülasyon evreninde düşüncelerin artık Marx'ın yaşadığı gerçeklik dönemindeki güç ve prestije sahip olamayacağını düşünmektedir) yok edilemeyeceğine inandığı bu düzenden toplumun ancak kendi kendini yok ederek kurtulabileceğini düşünmekte ancak bunu bizzat uygulamamaktadır! Çünkü amacı insanların toplu halde intihar etmeleri ve Batılı toplumların yeryüzü haritasından silinmesi değildir. Amacı, (benim anlayabildiğim kadarıyla) yüzyıldan uzun bir süredir dünyayı aşağılayan, küçümseyen, sömüren ve kendini bir şey sanan Batılı toplumlara, dünyanın geri kalanından pek de bir farkları olmadığını, zannettikleri gibi çok daha iyi, çok daha doğru ve güzel şeyler yapmamış olduklarını yani az gidip, uz gidip ancak bir arpa boyu yol almış olduklarını gösterebilmektir. Bu metinde Baudrillard kesinlikle ilkel (simgesel değiş tokuş ya da potlaç toplulukları) toplumun yanında yer almakta ve onu modern toplumlara karşı savunmakta (kullanmakta) daha doğrusu toplumsal, kültürel, ekonomik ve politik alandaki gelişmelerle ilkel düzende bu dört alana ait özellikleri karşılaştırarak, bu sonuncunun batılı toplumlardan çok daha dengeli, huzurlu, mutlu ve doğayla uyum içinde, dünyayı kurutmak, yok etmekten uzak bir kültüre sahip olduğunu kanıtlamaya çalışmakta ve bu işi, Batının son yüzyıl içinde ortaya atmış olduğu en önemli kuramları (ekonomi politik, psikanaliz, dilbilim/göstergebilim, vs) mat ederek yapmaktadır. Doğal olarak bu hezimeti kabul etmeyen Douglas Kellner, Alex Callinicos, Christopher Norris, Kantçı ya da Marksist geleneğe sadık başka yazarlar Christopher Horrocks'a göre : "Baudrillard'ı eleştirmeyi kendilerine görev bilmiş, Baudrillard'ın kuramlarına çöplük kuramı yakıştırmasını uygun görmüş ve onu felsefenin yerine sanatı, hakikatin yerine değeri, gerçekliğin yerine imgeyi, yani Kant'ın yerine Baudelaire'i koyan modernist duyarlılığın parçası olmakla suçlamışlardır... Ancak Baudrillard, bu iyi niyetli eleştirilerin aslında bir hor görmeyi gizlemeye çalıştığını fark edecek kadar ileri görüşlüdür... Kendisini eleştirenlerin saf ve geri zekalı olduklarını iddia eder ve bu aşağılamanın, gerçeklik propagandacılarının kendi hayatlarını olgular, olaylar, sebepler ve sonuçlar toplamına indirgeme arzusundan kaynaklandığını savunur..." (Baudrillard ve Milenyum, s. 69-70, Everest Yay. İstanbul, 2000)

 

 

 

İÇİNDEKİLER

I. ÜRETİMİN SONU
• Değerle gelen yapısal devrim
• Üretimin Sonu
• Emek (Çalışma)
• Ücret
• Para
• Grev
• Bir Simülasyon Modeli Olarak Ekonomi Politik
• Emek ve Ölüm

II. SİMÜLAKRLAR DÜZEN
• Üç Basamaklı Simülakrlar Düzeni
• Alçıdan (kartonpiyer) Heykel
• Otomat ve Robot
• Sınai Simülakr
• Kod Metafiziği
• Dokunulabilen ve Dijital Olan
• Simülasyonun Hipergerçekliği
• Kool Killer ya da Göstergeler Aracılığıyla Başkaldırı

III. MODA YA DA KODUN MASALSI DÜNYASI
• Bilinenin Anlamsızlığı
• Modanın "Yapısı"
• Boşlukta Yüzen Göstergeler
• "İçtepiye"ye Dönüşen Moda
• Tadilat Görmüş Cinsellik
• Yıkılması Olanaksız Bir Şey

IV. GÖSTERGE MEZARLIĞINA DÖNÜŞEN BİR VÜCUT
• Kopyası Çıkartılmış Bir Vücut
• İkinci Bir Çıplaklık Biçimi : "Strip-Tease"
• Yönlendirilen Narsislik
• Yasak İlişki Özelliği Taşıyan Güdümleme
• Vücut Modelleri
• Phallus Exchange Standard : "Fallus Değiş Tokuş Standardı"
• Vücut Üzerine Demagoji
• Apolog
• Çang-Se'li Kasap

V. EKONOMİ POLİTİK VE ÖLÜM
• Ölülerin İhracı/İadesi
• Hayatta Kalmanın Eşdeğerlisi Olarak Ölüm (Ha Ölü Ha Canlı)
• Mezar-Ötesi Ghetto
• Death Power [Ölü-mün Gü(ç)ü]
• İlkel Düzendeki Ölüm Değiş Tokuşu
• Simgesel / Gerçek / Düşsel
• Kendinden Kaçılması Olanaksız Değiş Tokuş
• Bilinçaltı ve İlkel Düzen
• Suret ve Suretini Çıkarma
• Ekonomi Politik ve Ölüm
• Ölüm İçtepisi
• Bataille'ın Ölüm Anlayışı
• Nereye Baksam Kendi Ölü-mümü Görüyorum - Nereye Baksam Ölüm Beni Düşlüyor
• Düzenli Ölüm - Biyolojik Ölüm
• Kaza ve Felâket
• "Doğal" Ölüm
• Yaşlılık ve Üçüncü Yaş Kuşağı
• Doğal ve Kurban Edilme Şeklinde Ölüm
• Ölüm Cezası
• Güvenlik Şantajı
Funeral Homes ve Katakomblar
İşe Yaramaz Ölüm
Hastalık Değiş Tokuşu
Cinselleştirilen Ölüm, Ölümcül Cinsellik
Nereye Baksam Kendi Ölü-mümü Görüyorum-Nereye Baksam Ölüm Beni Düşlüyor

VI. TANRININ İSMİNİ YOK ETMEK
• Çevrik-Söz (Anagramme)
• Değeri Yok Etme Biçimi Olarak Şiir Sanatı
• Gövde Sözcüğün Sonu
• Tanrının Dokuz Milyar İsmi
• Dilbilimin Düşgücü
• Söz Oyunu (Witz) ya da Freud'da Ekonomi Fantazmı
• Antimateryalist Bir Dil Kuramı
• Bilinçaltının Ötesi

 

«« listeye dön