Alsancak Garı 08 March2012



Alsancak Gar havzası ve uzaktan görünen eski TEKEL binaları.

Bugün Alsancak Stadı'nda Altay'ın Balıkesir maçı öncesindeki "perşembe idmanı" vardı. Stada geldiğimde eski futbolcularımızdan Feridun Öztürk abinin yanında stad görevlimiz Fuat Bey'i gördüm. Ondan balkon tribününden bir fotoğraf çalışması daha yapmanın mümkün olup olamayacağını sordum. O da balkonun açık olduğunu ve yukarı çıkıp çekim yapabileceğimi söyledi. Böylece daha geniş bir ortamda rahatlıkla çevrenin fotoğrafını çekebilecektim. Bir süre antrenmanı seyrettikten sonra Feridun abi ile birlikte balkon tribününe tırmandık. Antrenmandaki futbolcularımızın sesleri buradan da rahatlıkla duyuluyordu. Eski seyirciler daha iyi bilir. Alsancak Stadı'nda garip bir akustik vardır. Balkon tribününde sahadaki bazı sesler kapalıdan daha iyi işitilir. Geçen sezon başındaki Samsunspor maçını buradan seyretmiştim.
 
Tribün girişinden yeni peron başlangıcına bir bakış.

Güneş yine problemdi. Ama bu kez geçen seferkinin aksine yanıma yakın gözlüğümü de almıştım. Makinayı sakin sakin ayarlayıp, pozlama parametrelerine yeterince vakit ayarlayabilecektim. Ancak bu sefer de başka güçlükler ortaya çıktı. Hava bulutlu olduğu için uzak mekanlar psulu bir görünüm veriyordu. Diyaframı mümkün olduğunca açıp, pozlama süresini uzun ttutmak gerekebilirdi. Gerçi makina Nikon'du ama back-light olayında ne denli bunun altından kalkabilirdi meçhuldü. En iyisi mümkün olduğunca değişik ayarlarla çekmek idü. (taking photograph) Ben de öyle yaptım. Tariş tarafında ve bölge binası tarafında yan duvarın oradan da çevreyi görüntüledim. Bölge binası tarafında cadde öbür tarafta da TCDD atelyesi vardı. Geçen akşam rüyamda burayı görmüştüm. Zaten zaman zaman bu çok sevdiğim stad rüyalarıma girer. Bu kez duvar tarafındaki kalenin arkasında çok sevimli ve daha önce hiç görmediğim evleri görmüştüm. (Aşağı baktım gerçek hayatta öyle değildi. TCDD atölyesi pek bakımsız idü)

Alsancak Garı yeni ve eski tarihi peronlara üstten bir bakış.

Bu sefer balkon tribünü tamamıyla benimdi. Her iki uçtan fotoğraf çekebilirdim. Çünkü misafir takım tribününü ayıran tel örgünün ucunda ufak bir açıklık vardı. O tarafa rahatlıkla geçilebilirdi. Ben de öyle yaptım. Önce Tariş tarafından hem stadı hem de Alsancak Gar havzasını çektim. Daha sonra orta tarafa geldim. Stad çekimini bitirip duvarın üzerinden havzayı görüntülemek istediğimde de ilginç bir sürprizle karşılaştım. Bu kesimde duvarın boyu neredeyse benimkine eşitti. Bu yüzden makinayı kayışını koluma dolayıp duvardan sarkıtmakla yetindim. Duvarın üzerine çıkmaya götüm yemedi. Harbiden yüksekti. Aşağı ile en az 20 metre vardı. Ne yapalım. Ne kadar köfte o kadar ekmek. Ben de elimde olanla yetindim. Bir daha ki seferi zaten olmayacak. Stadımızı rant uğruna yıkacaklar, buraya AVM dikecekler. Medeniyet sahnesine çıktığından beri şehir inşa etmemiş...... (auto censored) Çalışmamı bitirdiğimde memnundum. Bir zamanlar Basmane Garı için de böyle bir çalışma yapmamış kimsenin çekmediği açılardan fotoğraflamıştım.

Arka planda yeni banliyö binası ve TMO silosu.