Basmane'den Tire'ye




Basmane 4. yolda MT55000 Foto: Orhan Berent

    11 Ekim günü Dr. Acar'la birlikte Karşıyaka'dan vapurla Konak'a oradan da metroyla Basmane Garına ulaştık ve Ahmet abiyi beklemeye başladık. Bugün 16:10 mototreni ile Tire'ye gidecektik. Gerçi bir ara "Gaziemir'de ya da Torbalı'da kalalım uzağa gitmeyelim" diye bir düşünce aklımdan geçtiyse de Ahmet abinin gelişiyle bu fikrim kabul görmedi ve Tire işini kesinleştirdik. Tire'ye gidecek olan tren MT55000'dü. 4. yolda bizi bekliyordu. Mototrenin ve garın birkaç fotoğrafını çektikten sonra trende yerimizi aldık. Tren fazla dolu değildi. Kalkışla birlikte yavaş bir şekilde Kemer'e giden kurba saptık, askeriyenin oradan İngiliz makasına girdik. Eski Kemer İstasyonunu geçip Yeşildere yokuşunu tırmanmaya başladık. 1961 yapımı MT55000 bu yokuşu iyi bir performansla tırmanıyordu. Daha sonra Şirinyer tüneline girdik ve hızlı bir şekilde yeraltındaki Şirinyer İstasyonunu geride bıraktıktan sonra daha da hızlanarak Gaziemir'e doğru seyretmeye başladık. Arada yeni inşa edilen Egeray duraklarını pas geçtikten sonra Gaziemir'de durduk. Gaziemir'den sonra ikinci duruş Cumaovası'ydı. Eski istasyonun karşısında Egeray istasyonu inşaat halindeydi. Hareket ettikten sonra livrenin izin verdiği ölçüde Adnan Menderes Hava Meydanına doğru ilerlemeye devam ettik. Aslında Torbalı'ya kadar livre hızı fazla yüksek değildi. Ama Torbalı'dan sonra Ödemiş-Tire ayrımında hızımız epey arttı. Bu arada Torbalı girişe 10 km kala sanırım 120'yi gördü MT55000.


Bayındır-Tire arası kapalı bir istasyon. Foto: Orhan Berent

    Ödemiş-Tire yolunda sanırım iki adet terk edilmiş istasyon binası var. Bunlar köy durakları ama vaktiyle İngilizler buraya istasyon binası inşa ettiklerine göre vardır bir sebebi. Solumuzda sonbahar güneşinin eşliğinde Bayındır'a doğru gidiyorduk. Bazı yerlerde MT55000 sarsılıyordu. Ama yine de rahat bir yolculuktu. Bakım görmüş dizel setin ivmelenmesi epey iyiydi. Çatal'a vardığımızda kalkışımızdan bu yana bir buçuk saat geçmişti. Çatal'da kısa bir duruşun ardından Tire'ye giden makasa girdik. Zaten Çatal-Tire arası çok kısaydı. 8 dakika sonra yeşillikler içindeki Tire istasyonuna giriyorduk. İner inmez Tire istasyonunun trenli bir fotoğrafını almak maksadıyla cadde tarafına yürüdük. Burada birkaç fotoğraf çektikten sonra hatta paralel sokaktan ilerleyip ilerdeki çocuk parkının oradan tekrar hatta girdik. Şimdi güneşi arkamıza almış ve istasyonu karşıdan daha net görüntüleyebiliyorduk. Yürüye yürüye istasyonun baş tarafına geldik ve oradaki çay bahçesine oturduk. Bu arada bizi getiren tren tekrar Çatal'a doğru yola çıktı. Tire'den İzmir'e gidecek yolcular Çatal'da Ödemiş'ten gelecek trene aktarma yapacaklardı. Tren onları bıraktıktan sonra tekrar Tire'ye gelecekti. Tabii Ödemiş'ten Tire'ye gelecek yolcularla birlikte. Anlaşılan akşam saatlerinde bir tren dizisi Çatal-Tire arasında mekik seferi yapıyordu. Güzel bir uygulamaydı.


Tire Tren İstasyonu cadde tarafından. Foto: Orhan Berent

    Çaylarımızı bitirdikten sonra karnımızı doyurmak için istasyondan yukarı meydana doğru olan caddede ilerlemeye başladık. İzmir'e avdetimiz 1,5 saat sonraki trenle olacaktı. Rahat rahat yemeğimizi yiyebilirdik. Fakat caddede henüz bir lokanta görememiştik. Meydanı ve parkı geçtikten sonra gözümüze bir lokanta ilişti. Hemen daldık ve birer Tire kebabı söyledik. Bu arada ortalığı kornalarla birbirine katan bir sünnet konvoyunun geçişini de izledik. Yemeklerimiz geldikten sonra ne yalan söyleyeyim pek hoşuma gitmedi. Köfteler hem çok inceydi hem de hamurunda ekmeğin ya da katkı maddesinin oranı epey fazlaydı. Bu sözüm ona otantik ama epey uyduruk yemeği yedikten sonra tekrar aşağıya inmek üzere yola koyulduk. İstasyona avdet ettiğimizde hava kararmıştı ve trenimizi bizi beklerken bulduk. Bir çay daha içmeye vaktimiz vardı. 15 dakika sonra İzmir'e gitmek üzere MT55000'de yerimizi aldık. Çatal'a kadar bu trenle gidecek orada Ödemiş trenine aktarma yapacaktık. Kalkış saati geldiğinde trenimiz Çatal'a doğru yola çıktı. Bizi Çatal'da bırakacak sonra tekrar Tire'ye geri dönüp geceyi orada geçirecekti. İnşallah makinist ve diğer personelin kalacağı yer yeterince konforludur. Gerçekten demiryolculuk gördüğüm kadarıyla epey meşakkatli bir iş.


Tire Tren İstasyonuna Çatal tarafından bir bakış. Foto: Orhan Berent

    Çatal'a girerken Ödemiş yönüne doğru bir MT5700 farkettik. İstasyonda trenden indik ve diğer platforma geçtik. Bir sigara içimlik süreden sonra Ödemiş'ten başka bir MT5700 Çatal'a geldi. Bu İzmir treniydi. MT5700 elbette daha yeni olduğu için MT55000'den konforluydu. Süspansiyonları daha güzeldi. Yolda Acar uyurken ben Ahmet abiyle sohbet ettim. Bir ara MT5700'ün daha çok hız yapıp yapmadığı konusunda hasbıhal ettik. Sanki İzmir'e daha mı hızlı gidiyorduk ne? Basmane'ye girdiğimizde saat 9'a geliyordu. Gidişimiz de gelişimiz de tehirsiz olmuştu. Hep birlikte metro istasyonuna indik, Ahmet abi Bornova'ya Acar'la ben Konak'a giden metroya bindik. Konak'taki vapur iskelesinden vapurla karşıya geçtikten sonra çarşı boyunca yürüdk ve Acar'ı dolmuş duraklarının orada bıraktıktan sonra eve yürüdüm. Bir tren gezisini daha bitirmiştik.