Basmane - Aydın Yolculuğu


Basmane Garı. 3. yoldan binaya doğru bir bakış. Foto: Orhan Berent

    22 Mart günü yeni bir tren seyahatı yapmak için Dr. Acar ve Ahmet Besim Çavuşoğlu ile buluşacaktık. Pazar günü 10.25 treni ile Aydın'a hareket edecek  daha sonra da dolmuş ile Aydın'dan Ortaklar ya da Germencik tarafına geçecektik. Böylece yeni Hyundai DM15000'leri görecek bir miktar da fotoğraf çekecektim. İşte bu amaçla Pazar günü Acar'ın arabasına atlayıp Basmane garına doğru yola çıktık. Hava oldukça bulutluydu ve gece yağmur yağmıştı. Bir ara Acar geziyi iptal edelim mi diye bir öneride bulunmuştu ama ben kabul etmemiştim. Hem yağmurlu havada çektiğimiz fotoğraflar daha net çıkıyordu hem de kış gezisi hava ne olursa olsun yapılmalıydı. Üstelik bir gece öncesinde başlayan diş ağrıma rağmen bu yolculuğa çıkıyorduk. Mutlaka gidilmeliydi! Basmane'ye vardığımızda arabayı yakınlardaki bir otoparka bırakıp gara doğru yollandık. Gardan içeri girdiğimizde ise tüm yollar bomboştu. Anlaşılan dizel set daha depodan gelmemişti.Ahmet abiyi gelinceye kadar 1. yolun başındaki çay ocağında oturmak üzere oraya doğru yöneldik.


Basmane Garı. Dm15000 peronlardan bir bakış. Foto: Orhan Berent

    Çay ocağında oturup çayımızı içerken ilerde Ahmet Besim abiyi gördük. Yanımıza geldiğinde elindeki torbada börek, simit ve boyoz olduğunu söyledi. Biz kahvaltımızı evde yaptığımızdan ona sadece çay içerek eşlik ettik. Kalan börekleri yolluk yaptık. Trenimizi beklerken kaçamak birkaç fotoğraf çektik. Kapalı ve bulutlu havada Basmane Garı ayrı bir güzeldi. Bir 10 dakika sonra uzaklardan DM15000'nin düdüğünü işittik. Bakışlarımızı gar sahasının sonuna doğru çevirdiğimizde  haşmetli tasarımıyla Hyundai DM15000'i fark ettik. Yavaş yavaş 3. yola doğru geliyordu. Ahmet abi ve Acar onu yakından görmek için peron boyunca ilerlerken ben de fotoğraf çekecek güzel bir köşe arıyordum.  Trenin kalkışına kadar biletleri almak ve uygun bir köşeden fotoğraf çekmek için oyalandık. Sonra trene binip yerlerimize oturduk. Biletler numaralı olduğu ve sistem rastgele yer seçtiği için "ters koltuk" olmamasına dua ettik. Çünkü DM15000'lerin koltukları çevrilmiyordu.


Basmane Garı. Dm15000 peronlardan bir bakış. Foto: Orhan Berent

    Tren hareket ettiğinde yavaş yavaş Basmane Gar sahasını geride bırakıp Kapılar hemzemin geçidini geçtik. "İngiliz Makas"ına girdikten sonra askeriyenin oradaki kurptan Kemer'e doğru saptık. Bu andan itibaren dikkatimi soldaki pencerelere verdim. Çünkü Kemer istasyonunda yeni banliyö peronları inşa ediliyordu. Bir müdder sonra trenimiz Kemer istasyonuna gelince yeni platformları fark ettim. Bunlar banliyöler için yüksek tutulmuş peronlardı. Alsancak'a gidecek olan banliyö trenleri bu peronlarda yolcu indirip bindirecekti. Trenimiz Kemer istasyonunu geçtikten sonra aynı yavaşlıkta devam etti. Çünkü ilerdeki hemzemin geçidin orada pazar kurulmuştu ve trenimiz bir kazaya sebebiyet vermemek için bu mevkiden çok yavaş geçti. Pazaryerini geride bıraktıktan sonra ise makinist gaz verdi ve hızla Gürçeşme rampasını tırmanmaya başladık. Gürçeşme rampasını tırmandıktan sonra trenimizin yeraltına gireceği mevkiye geldi. Burada iyice hızımızı düşürmüştük. Bir süre sonra tren yavaş yavaş yeraltına inmeye başladı. Bir-iki dakika içinde yeraltındaki yeni Şirinyer istasyonunu düşük bir hızla geçtik. İstasyonu geçtikten sonra trenimizi tekrar yerüsütne çıkmak için hafif bir rampaya girdi.


Aydın Garı. Üst yoldaki köprü üstünden istasyona bir bakış. Foto: Orhan Berent

    Yerüstüne çıktığımızda ise hipodromun oralarda bir yerdeydik. Bu gereksiz tünelin bitiminde yeni Koşu Durağı vardı. Orada da durmayıp Gaziemir'e doğru yola çıktık. Arada İnkilap ve Semt Garajı istasyonlarını geçtikten sonra Gaziemir'e vardık. Gaziemir bomboştu.  Burada da banliyö için yeni peronlar yapılmıştı. Fakat onun dışında ortada bir vagon ya da makina yoktu. Halbuki 2006 Temmuz'undan beri Basmane kapalı olduğu için güney trenlerinin ilk kalkış yeri burasıydı. Gaziemir'i geçtikten sonra Adnan Menderes hava limanı ve Cumaovası istasyonlarını geçtik. Bundan sonra trenimiz iyice hızlandı. Aslında düz yerler 120 km/h üzerine çıkabilirdik. Ancak sanırım livrelerde tedbirli davranıldığı için makinistin zaman zaman gaz kestiği de gözümüzden kaçmadı. Torbalı ve Tepeköy'ü geçtikten sonra Selçuk'a kadar iyi gittik. Selçuk'tan sonra Çamlık rampalarında da trenimiz hiç zorlanmadı. Gayet güzel Çamlık'a geldik ve Çamlık-Ortaklar arasında keçi yoluna benzeyen kısımlarda da gayet kaliteli bir yolculuk yaptık.


Germencik İStasyonu. DM15000 istasyona yaklaşırken. Foto: Ahmet Besim Çavuşoğlu


    Yolculuğumuz yağmurlu bir havada gerçekleştiği için kimi yerde yağmura yakalandık. Ancak en güzel manzara hiç şüphesiz Ortaklar'a kadar olan orman içindeki yoldu. Mevsim sebebiyle her tarafta yeşilin binbir tonu hüküm sürüyordu. Ortaklar'dan sonra Aydın'a kadar yol dümdüz olduğu için bu kesimde trenimiz epey bir sürat yaptı. Kimi yerde hemzemin geçitler nedeniyle zaman zaman hızını düşürse de Aydın'a kadar süratli geldik. Aydın'da trenden inip köprü üstünden treni fotoğrafladık. Yerel seçim olduğu için her taraf parti bayraklarıyla doluydu. Garın üst tarafındaki caddeye yönelip yolluklarımızı yemek için bir kahve aradık. Caddeye paralel bir sokağın içinde orta halli bir kahve bulup çay söyledik ve Ahmet abinin yanında getirdiği böreklerden atıştırdık. Fakat karnımız doymamış olacak Dr. Acar'ın gözüne aynı sokaktaki "Kosova Börekçisi" takıldı. Oradan iki porsiyon börek söyledi. Aslınad doymuştuk ama oburluk edip börekçinin enfes böreklerini de mideye indirdik. Bundan sonraki programımız dolmuşla Germencik'e geçmek ve orayı görüntüledikten sonra 14:28'de gelecek trenle Basmane'ye geri dönmekti. Bu amaçla bir dolmuşla atlayıp Aydın Otogarına doğru yola çıktık. Aydın sakin bir şehirdi. Otogar da fazla hareketli değildi.


Basmane Garı. Aydın seferini bitiren DM15000 Halkapınar depoya dönüyor. Foto: Orhan Berent


    Aydın'daki minibüslerde bile havalı korna mevcuttu. Bu bize garip gelmişti ama şehirde pek hareketli bir trafik olmadığı için yine de dayanılır gibiydi. Otogar'dan Germencik'e yola çıktığımızda Aydın yakınlarındaki bir hemzemin geçitte geçit görevlisinin hareketlendiğini fark ettim. Anlaşılan arkamızdan bir tren geliyordu. Bu bineceğimiz express olamazdı ama neydi? Bir an önce Germencik'e varıp yol kenarında mevzi alıp gelen treni görüntülemeye heveslendik. Ancak trenden önce Germencik'e yetişebilecek miydik? Dolmuş fena yol almıyordu. Nihayet Germencik'e varıp da istasyon civarında indiğimizde bir DE24000'liğin çektiği bir yük treni önümüzdeki, demiryolundan geçip Ortaklar'a doğru gözden kayboldu. Treni kaçırmıştık. Yeşillikler içinde bir DE24000 görüntüsü güzel olacaktı. Ne yapalım artık başka sefere. Biz de birkaç çay içip treni beklemek için istasyonun karşı tarafındaki kahveye girdik. 40 dakika sonra bizi Basmane'ye götürecek olan trenimiz geldi ve ona binip geri döndük.