Basmane Günleri



Basmane Garına bir bakış. Foto: Orhan Berent

Bugün Doktor Acar ile birlikte Hilal İstasyonu'na gitmeye niyetlenmiştik. Basmane'ye Acar'ı beklemeye gittiğimde eski dostumuz emektar makinistlerden Ahmet Tuğral abimizle karşılaştık. Biraz sohbet ettikten sonra ona Acar'ı beklediğimi ve Hilal'e gideceğimizi söyledim. Yeni yapılan inşaatı inceleyeceğimizi ve denk gelirse tekatüden geçecek bir treni görüntülemek istediğimizi söyledim. Ahmet abi de peronda bekleyen katarı Kemer'de torna yapıp Halkapınar Depo'ya gidecekmiş. Bunun üzerine bir mahzuru yoksa onunla birlikte gelip gelemeyeceğimizi sordum. Nasılsa hem benim, hem de Acar'ın 3. bölge müdürlüğünden alınmış yazılı izinleri vardı. Ayrıca ne olur ne olmaz herhangi bir kontrola karşı resmi müsadeyi de yanımda taşıyordum. Gerekli emniyet kurallarına uyulduğu takdirde neden olmasındı ki?

Basmane'yi terk ediyoruz. Foto: Orhan Berent

Hareketi beklerken bir süre sohbet edip demiryollarımızın durumunu konuştuk. Eski seneleri ve fedekar demiryolu çalışanları hayırla yad ettik. Bir müddet sonra da hareket emrimiz geldi. Vazifeli personelin çalışmasını engellemeyecek müsait bir yerde konuşlanıp tarihi ortamın fotolarını çekmeye hazırlandık. Alsancak'ın revizyona girmesi sebebiyle Basmane'nin yükü artmıştı. Güney trenlerine ilave olarak kuzey trenleri de buradan kalkıyordu. Bu yüzden tren trafiği epey fazlaydı. Basmane gar sahasında ilerlerken bu sene yazımına katkıda bulunduğum iki kitap aklıma geldi. Memleket Garları ve Tren Bir Hayattır. Bir tanesini babası da demiyolcu olan şair Kemal Varol derlemişti, diğerini de sevgili dostumuz Tanıl Bora. O kitaplarda Basmane ve Alsancak Garları'nı, eski buharlı lokomotifleri, babamla gittiğimiz at yarışlarını ve banliyö trenlerinde yaptığım yolculukları anlatmıştım. Şimdi 50 yaşına yaklaşmama rağmen demiryollarına ve trenlere karşı aynı heyecan ve sevgiyi duyuyorum.

Gürçeşme rampası başında beklerken. Foto: Orhan Berent

Basmane'yi terk ettikten sonra katar müsellesten Kemer'e doğru saptı. Torna için ya limana ya da Kemer'e gidiliyordu. Merkezdeki idareciler bizi Kemer'e sevk etmişti. Geçerken Anadolu'nun ilk tren istasyonu olan Kemer'in de fotoğrafını çektim. Trenimiz Kemer çıkışındaki makasları geçtikten sonra durdu ve sinyal beklemeye başladı. Bir banliyö treni geçtikten sonra beklediğimiz sinyal geldi ve Alsancak'a doğru hareket ettik. Sonra Halkapınar'a direkt giden yeni kuşak hattına girdik. Hilal metro istasyonunun yanında geçerken inşaat çalışmalarının epey ilerlemiş olduğunu fark ettim. Bu istasyon bittikten sonra Cumaovası'ndan gelen yolcular Halkapınar'a gitmeden İzmir Metro'ya aktarma yapabilecek ve zamandan tasarruf edilecekti.

Halkapınar Lokomotif Deposuna girerken. Foto: Orhan Berent

Kuşak hattını geçtikten sonra Basmane'den Halkapınar'a giden yola girdik. Deponun yakınlarına geldiğimizde bol bol MT5700 gördük hazırda bekleyen. Halkapınar Lokomotif Deposu'nu son yıllarda bir çok kez ziyaret etmiştim. 2006 senesinde Ankara'dan Yardımcı Doçent Ergin Tönük ve birkaç arkadaşımızdan oluşan bir grupla buraya yaptığımız gezide de depoyu Ahmet Tuğral abimiz gezdirmişti. Aradan 6 sene geçmiş. Eski Çimentaş demiryolu güzergahından geçerken Ahmet Abi bu hatta tren çalıştırdığını söyledi. O zamanlar buharlı lokomotiflerin kazanlarındaki kömürden arta kalan curufları bir çöp treni teşkil ederek Çimentaş'ın oraya götürürlermiş. Çok eski yıllarda Sanayi Sitesi'nin oralarda bir durak varmış ve adı Kartal Durağı imiş. TCDD çok kısa bir süre o hatta banliyö işletmesi yapmış.

Halkapınar Lokomotif Deposu: Foto: Orhan Berent

Depoda Ahmet abi makinayı teslim ettikten sonra aynı trenle Basmane'ye geri döndük. Güzel bir gün geçirmiştik. Ahmet abiye bize gösterdiği sıcak ilgi vesilesiyle teşekkürler ettik. Özellikle son yıllarda demiryollarına verilen önem bizi de mutlu ediyordu. Sonuçta bu memleketin kalkınması için hep beraber durmamacasına çalışmalı ve ortaya yeni eserler çıkarmalıydık. Hızlı trenin İzmir'e geleceği ve İzkaray'ın da İzmir'i çepeçevre kuşatacağı günleri de inşallah sıhhat ve afiyet içinde görürüz.