Aktif Çamur Süreci...
"Aktif Çamur Süreci" ile ilgili İngilizce detay bilgi için "ani52/ani406.html" sayfasına gidiniz...
Aktif çamur, organik ve inorganik maddeler içeren atıksu ile hem canlı hem de ölü
mikroorganizmaların karışımıdır. Aktif çamur süreci, mikroorganizmaların organik maddeyi
oksijen kullanarak ayrıştırmaları esasından yararlanılarak geliştirilen bir aerobik biyolojik
arıtma sistemidir. Bu süreç bir ikincil arıtım sürecidir ve kendinden sonra son çökeltme
havuzu tarafından izlenir. Klasik uygulamalarında ön çökeltme havuzu da kullanılmaktadır.
Klasik aktif çamur sürecinde, atıksu, mikroorganizmaların yüksek konsantrasyonlarda bulunduğu
havalandırma havuzuna verilir. Organik madde, mikrobiyal büyüme için hem karbon hem de enerji
kaynağı olarak görev alır ve yeni hücrelerin sentezinde kullanılır. Ayrışma ürünleri olarak
karbon dioksit ve su oluşur. Reaktörün içeriği "karışık sıvı askıda katı madde" (MLSS) veya
"karışık sıvı askıda uçucu katı madde" (MLVSS) olarak tanımlanır ve büyük oranda mikroorganizmalardan
ve biyolojik olarak ayrışamayan maddelerden ibarettir.
Protozoalar tek hücreli mikroorganizmalar olup, bakteri ve kolloidal yapıdaki maddeler
gibi katı besin maddeleri ile beslenirler. Atıksu arıtımında 200'ün üzerinde protozoa tipi
tanımlanmış olmakla beraber, en baskın türleri kirpikli olanlarıdır. Bakterilerden bir veya
iki kat daha büyük (10 ila 200 µm) organizmalar olduklarından ve ayrıca metabolizmaları gereği
aktif çamur süreçlerinde bir indikatör olarak kullanılırlar. Protozoaların büyük bir kısmı
mutlak aerobturlar ve bu nedenle bir aerobik ortamın en mükemmel göstergesidirler. Bazı tipleri
ise 12 saat süre ile anaerobik koşullarda yaşarlar. Protozoalar, bakterilere kıyasla toksik
koşullara daha çok duyarlıdırlar ve yoklukları veya hareketsizlikleri süreçte toksisite sorunu
olduğunu gösterir. Aktif çamur sürecinde belirli sayıda protozoanın bulunması, sürecin iyi
çalıştığının ve kararlı durumda olduğunun bir göstergesidir.
Mikroorganizmalar, genellikle, % 70 ila 90 oranında organik, % 10 ila 30 oranında ise inorganik
maddelerden meydana gelmişlerdir. Mikroorganizmaların özellikleri atıksuyun kimyasal bileşimine
ve organik maddeyi stabilize ettikleri ortamın çevresel özelliklerine bağlıdır. Düşük pH, düşük
azot, düşük oksijen, ve/veya yüksek hidrokarbonlar, aktif çamur kütlesi içerisinde mantarların
baskın oluşuna neden olur. Mantarlar, genelde ipliksi yapıda olduklarından, aktif çamurun
çökelme özelliklerini bozarlar ve son çökeltme havuzundan bakteri kaçmasına neden olurlar.
Rotiferler, protozoalardan daha büyük olan çok hücreli hayvanlardır ve belirli bakteriler kadar
yumaklı tanecikleri de yiyecek kaynağı olarak kullanırlar. Mutlak aerobturlar ve uzun çamur alıkonma
süresine sahip ve kararlı işletilen aktif çamur süreçlerinde bulunurlar. Protozoalar gibi, bakterilere
kıyasla toksik koşullara daha çok duyarlıdırlar.
Karbonlu maddelerin giderimi için gerekli olan oksijen gereksinimi, genelde 5 günlük
"biyokimyasal oksijen ihtiyacı, (BOİ5)" deneyi ile saptanır. 5 günden daha büyük
bir süreç için (örneğin 20 gün) sadece karbonlu maddelerin ayrışımında gerekli olan oksijen
gereksiniminin saptanmasında, nitrifikasyon sürecinin inhibe edilmesi gerekir. Bu amaçla
"allythiourea" kullanılır. Ön arıtımdan geçmiş veya geçmemiş atıksudaki BOİ5 giderim
hızı, BOİ'nin çözünmüş, kolloidal ve askıdaki fraksiyonlarına bağlıdır. Evsel atıksu, genelde,
% 30 ila 40 oranında çökelebilir BOİ5, aynı oranlarda kolloidal BOİ5, %
20 ila 40 oranında ise çözünmüş BOİ5 içerir. Bu oranlar, belde eğer, sıcak iklime
sahipse ve kanalizasyon şebekesi içerisinde akan atıksuyun alıkonma süresi yüksekse değişecektir.
Sıcaklık ile artan bakteriyel faaliyet, çökelebilir ve kolloidal BOİ5'in ayrışımını
hızlandırır ve BOİ5'in çözünmüş fraksiyonu artar. Organik madde yükleme hızı sıcaklık
ve istenen arıtım kalitesine bağlıdır. Genelde, birçok aktif çamur süreci, 0.15 ila 0.50 kg
BOİ5 / kg MLSS . gün'lük karbonlu organik madde yükleme hızına ve 3 ila 30 gün'lük
katı alıkonma süresine göre tasarımlanır. Çıkış suyu kalitesini bozan en önemli unsur yüksek
askıda katı madde (AKM) konsantrasyonudur.
Çıkış suyu içerisindeki mikrobiyal kütle BOİ5 konsantrasyonunu arttırır. Bu değer,
süreç tasarımına bağlı olarak, toplam BOİ5'in % 10 ila 70'ine karşılık gelir. Bu
nedenle, aktif çamur çıkış suyu mutlaka iyi bir çökeltimden geçirilmelidir. Çıkış suyu
kalitesinin azalmasına neden olan diğer etmenler ise, yetersiz alıkonma süresi ve karışım,
geri çevrim oranının düşük olması ve düşük oksijenlendirme kapasitesidir. Tipik evsel
atıksuların arıtımı amacı ile iyi tasarımlanmış bir aktif çamur süreci, 5 mg/L veya daha
düşük bir BOİ5 çıkış konsantrasyonu sağlayabilir. Maksimum debiye hizmet verecek
şekilde tasarımlanmış son çökeltme havuzu çıkışında maksimum AKM konsantrasyonu 15 mg/L
mertebesindedir. Özet olarak, sürecin potansiyel kapasitesi 10 mg/L BOİ5 ve 15
mg/L AKM'dir.
Havalandırma havuzunun tasarımında aşağıdaki kademeler izlenmelidir :
- Atıksu nicelik ve niteliğinin belirlenmesi. Ortalama, minimum ve maksimum atıksu debilerinin
saptanması. (Evsel nitelikli ham atıksuyun 200'er mg/L BOİ5 ve AKM içerdiği gözönüne
alınabilir. Ayrıca, toplam BOİ5'in % 70'inin çözünmüş BOİ5 olduğu ve
toplam AKM'nin % 30 ila 40'lık kısmının inert olduğu ve biyolojik olarak ayrıştırılamadığı
kabul edilebilir.) Yaz ve kış aylarında uç sıcaklık değerlerinin belirlenmesi.
- Atıksuyun arıtım derecesini belirleyecek alıcı ortam standartlarının ortaya konulması.
- Umulan çamur hacim indeksi ve tasarım sıcaklığının bir fonksiyonu olarak tasarım MLSS
değerinin saptanması.
- Kış aylarındaki giderim veriminin dikkate alınarak katı alıkonma süresinin (KAS) seçilmesi.
- KAS, sıcaklık ve ön arıtım verimi bazında net çamur üretim hızının belirlenmesi.
- Yaz ve kış aylarındaki koşulların dikkate alınarak, alıkonma süresinin saptanması için
KAS, MLSS ve hücre verim ilişkilerinin ortaya konulması. (Yaz ve kış aylarında farklı KAS
değerleri uygulanacaksa, oksijen gereksinimleri ve atık çamur hacimleri ayrı ayrı hesaplanmalıdır.)
- Yaz ve kış aylarında gerekli oksijen gereksinimlerinin hesaplanması.
- İstenen KAS'ni sağlayacak çamur atım hızının belirlenmesi.
Aktif çamur mikroorganizmaları, fiziksel ve kimyasal inhibisyona olduğu kadar biyolojik
etkilere de oldukça duyarlıdırlar. Evsel atıksulara karışan endüstriyel atıksuların içerisindeki
bazı toksik ve inhibe edici kimyasal maddeler tasarım mühendisi tarafından dikkate alınmalıdır.
Toksik maddelerin varlığı istenen çıkış suyu kalitesinin eldesini olanaksız kılabilir. Bakır,
çinko, nikel, kadmiyum ve krom gibi ağır metaller mikrobiyal enzimler ile reaksiyona girer ve
metabolizmayı olumsuz yönde etkiler. Bu ağır metallerin inhibe edici etkisi, onların çözünmüş
iyonik yapıda olmaları ile artar. Ayrıca, ağır metallerin toksisitesi bazı çevresel özelliklerin,
örneğin pH'ın değişimi ile de artabilir. Siyanür, NTA ve humik asit gibi organik lijandların
biyolojik olarak ayrışımı, çözünmüş komplekslerden toksik metallerin serbest kalmasına neden
olabilir.
Organik bileşikleri içeren metalik olmayan atıklar da toksik olabilir. Bu maddeler, eğer
yeterli adaptasyon süresi sağlanmışsa, bakteriler tarafından ayrıştırılabilirler. Bu işlem
yapılmamışsa, geçici verim azalmaları oluşabilir. Belirli konsantrasyonlara sahip toksik
organik maddeler, sadece tam karışımlı aktif çamur sürecinde (TKAÇS) arıtılabilirler. Bu
maddeler TKAÇS'ne girdiği anda hızla disperse olurlar ve havuz içeriğine tam karışırlar ve
böylelikle maksimum seyrelme sağlanmış olur. Herhangi bir bölgede konsantrasyon nispeten
sabit olduğundan, piston akımlı reaktörlerde olduğu gibi bakteriler şok toksik yüklere maruz
kalmazlar. Genel bir kural olarak, tasarım mühendisi, ağır metallerin ve diğer toksik
maddelerin arıtım sorumluluğunu kabullenmemelidir. Genelde, giriş atıksuyunda toksik madde
varlığı, onun çıkışta ve arıtma çamurunda da varlığı demektir.
Evsel atıksu, biyolojik arıtıma olumsuz etki yapan nutrient (azot ve fosfor) eksikliğini
genelde sergilemez. İnorganik nutrientler ve iz elementler, yeterli oksijen sağlanmışsa
maksimum büyümeyi sağlayacak mertebededir. Evsel atıksuya önemli miktarlarda endüstriyel
atıksu karışıyorsa, nutrient gereksinimleri kontrol edilmelidir. Bazı atıksu tiplerinde
ise, mevcut gibi gözüken nutrientler kimyasal olarak bağlıdır ve mikroorganizmaların
kullanımlarına hazır değildir. Belirli oranda endüstriyel atıksu ile karışmış evsel atıksuyun
biyolojik arıtımı için gerekli BOİ5 : N : P oranı 100 : 5 : 1 olarak verilmektedir.
Yüksek KAS değerine sahip süreçler (uzun havalandırmalı aktif çamur süreci) daha düşük miktarda
nutrient gerektirirler. Çünkü, iç solunum ile ayrışan bakteriler suya azot ve fosfor bırakırlar.
Geri çevrimin amacı, aktif çamur havalandırma havuzundaki mikroorganizma konsantrasyonunu
belirli bir değerde tutmaktır. Geri çevrim oranını kontrol etmek için kullanılan yöntemlerden
birisi amprik ölçüm yöntemi olan çamur hacim indeksidir (ÇHİ). ÇHİ, çamurun çökelme özelliklerinin
bir ölçüsüdür ve bu nedenle geri çevrim oranını ve MLSS konsantrasyonunu etkiler. 2,000 ila
3,000 mg/L'lik MLSS konsantrasyonlarına sahip aktif çamur süreçlerinde sık rastlanan ÇHİ
değerleri 80 ila 150 mL/g arasındadır. MLSS konsantrasyonu 3,000 ila 5,000 mg/L arasında
ise çökeltme havuzuna daha fazla katı yüklemesi uygulanıyor demektir ve sonuçta mikroorganizmaların
sistemden yıkanarak kaçmasını engellemek için daha düşük ÇHİ veya daha büyük çökeltme havuzu
hacmi uygulanmalıdır.
Şişkin çamur, çökelme özellikleri kötü ve sıkışma yeteneği az olan çamur
tipidir. Şişkin çamura neden olan iki etmen vardır; ipliksi bakterilerin gelişimi ve çamur
yumakları içerisinde suyun hapis olması. İpliksi bakteriler nedeni ile oluşan şişkin çamura
daha sık rastlanır. Bunlar organik maddeyi gidermekle beraber, çökelme özellikleri kötü olan
yumak oluşumuna neden olurlar. Aktinomisetler ve bazı tip mantarlar da şişkin çamurun nedenleridir.
Ham atıksuyun organik yükü fazla ise ve özellikle karbonhidratlar yüksek oranda ise, ipliksi
bakteriler kısa sürede gelişir ve sonuçta şişkin çamur oluşur. Şişkin çamurun nedenleri
arasında, yüksek organik yükleme hızında düşük amonyak konsantrasyonu, asitli ortamı seven
mantarların üremesini hızlandıran düşük pH, ipliksi bakterilerin üremesini hızlandıran
makro nutrientlerin (N ve P) eksikliği de sayılabilir.
Azotun eksikliği, her ne kadar ipliksi olmasalar bile, yapışkan salgı üreten bakterilerin üremesini teşvik eder. Çok
hücreli mantarlar, normal olarak, bakteriler ile rekabete giremezler. Bununla beraber,
düşük pH, düşük azot, düşük oksijen ve yüksek karbonhidrat konsantrasyonları gibi bazı özel
çevresel şartlar altında rekabete girerler. pH'ın 6.0'ın altına düşmesi, bakterileri
mantarlara kıyasla daha fazla etkiler ve mantarlar baskın tür haline gelir. BOİ5 :
N oranının 20 : 1'den daha düşük seviyelere düşmesi, bakteriler azot eksikliğine sahip
protoplazma üretirken, bakterilere kıyasla daha az miktarda protein içeren mantarların
normal protoplazma üretmelerine neden olur. Düşük çözünmüş oksijen içeriği şişkin çamurun
diğer bir nedenidir.
Çözünmüş oksijen konsantrasyonu 0.2 ila 0.3 mg/L'nin altına düştüğünde,
ipliksi bakteriler daha büyük yüzey alanına sahip olduklarından, diğer normal bakterilere
kıyasla daha fazla oksijen kullanırlar. Diğer taraftan, ipliksi bakteriler anaerobik şartlara
daha duyarlıdırlar. Bazı F:M oranları da şişkin çamura neden olur. İyi bir işletim için ÇHİ'nin
80 ila 120 mL/g arasında olması gerekir. ÇHİ'nin bu değerler arasında tutulması için, çok
kademeli havalandırma havuzları uygulanabilir veya geri çevrim hattı klorlanabilir. Ayrıca
havalandırma havuzuna yumak oluşturucu kimyasal maddeler de atılmaktadır.