"Biyolojik Arıtım" ile ilgili İngilizce detay bilgi için "ana52/4ani.html" sayfasına gidiniz...
Evsel atıksuyun bünyesindeki çözünmüş organik maddelerin arıtımında genellikle aerobik
biyolojik arıtım süreçleri uygulanmaktadır. Aerobik biyolojik arıtım süreci aşağıdaki
gibi ifade edilebilir.
Aerobik biyolojik arıtımda, atıksuyun bünyesindeki organik maddeler bakterilere "besin"
olarak sunulmaktadır. Bakteriler bu maddeleri ayrıştırabilmek için çözünmüş oksijene gerek
duyarlar. Gerekli olan oksijen ya yapay olarak yada doğal havalandırma ile atmosferden
sağlanır. Bakteriler organik maddeleri ayrıştırırken enerji açığa çıkarırlar. Bu enerjinin
bir kısmı yeni hücrelerin üremesinde, bir kısmı ise hücresel faaliyetlerde kullanılır.
Aşağıdaki şekilde evsel atıksuların arıtımında yaygın bir şekilde kullanılan arıtım
sürecinin akım şeması verilmiştir. Ham atıksuyun bünyesindeki iri ve yüzücü maddeler
ızgarada (1) tutulmaktadır. Pompa ve benzeri mekanik aksama zarar verebilecek olan kum
gibi inert maddelerin giderimi ise ızgaradan hemen sonra yer alan kum tutucuda (2)
gerçekleştirilmektedir. Tüm atıksu arıtma tesislerinin tasarımında ve işletilmesinde
oldukça önemli olan iki unsur vardır; tesise gelen organik ve hidrolik yükler. Hidrolik
yük atıksu debisi bazında tanımlanır ve genelde m3 / saat olarak ifade edilir.
Tesisin bulunduğu koşulların tanımlanması açısından gelen atıksu debisinin ölçülmesi
gerekir. Bu işlem bir debi - ölçer (3) ile gerçekleştirilir. Evsel atıksu yüksek miktarda
çökelebilen katı içermektedir. Bu maddeler durağan bir ortamda yerçekimi etkisi ile
çökeltilebilmektedir. Bu işlem ön çökeltme havuzunda (4) yapılmaktadır. Çökeltme işlemi
sonucunda, 5 günlük biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOİ5) olarak tanımlanan ve
atıksuların kirlilik düzeylerinin belirlenmesinde kullanılan bu parametrede % 30'luk bir
giderim sağlanmaktadır. Bu aşamadan sonra atıksuyun bünyesindeki çözünmüş organik maddelerin
giderilmesi gerekmektedir. Bu işlem aerobik biyolojik arıtım ile gerçekleştirilir. Aşağıda
verilen şekilden de görüleceği üzere, en yaygın kullanılan dört seçenek vardır ;
Biyolojik arıtım süreçleri, organik madde gideriminin gerçekleştiği reaktör ve bakteri yumaklarının
çökeltildiği son çökeltme havuzları ile birlikte ele alınır. Bakteriler son çökeltme havuzunda (6)
tabana çökelerek sudan ayırılır ve duru su üstteki savaklar yardımı ile alınır. Çökeltme verimi
çok yüksek olsa bile bir miktar katı madde (bakteri) çıkış suyu ile sistemi terk eder. Kaçan bu
katıların tutulmasını sağlamak amacı ile yüksek hızlı bir kum filtresi (7) kullanılmaktadır.
Kum filtresinin ana amacı çıkış suyunu "cilalamaktır". Diğer bir işlevi ise, herhangi bir
işletme sorununda çökeltme havuzundan kaçan yüksek miktardaki katıların sorun giderilene kadar
tutulmasıdır. Kum filtresinde tutulamayan patojen (hastalık yapıcı) mikroorganizmaların bertaraf
edilmesi işlemi klorlama havuzunda (8) gerçekleştirilir. Bakterilerin imha edilmesi amacı ile
bol bulunuşu ve ucuz olması gibi nedenlerden dolayı genelde sodyum hipoklorit kullanılır. İyi
bir oksitleyici olan klor bakteri hücrelerini parçalayarak onların imhasını gerçekleştirilir.
Klorlanan su artık alıcı ortama verilebilir.
Yukarıda verilen biyolojik arıtma süreçlerinin hepsinde bakteri üremesi gerçekleşir. Daha önce
de değinildiği gibi, bakteriler organik maddeleri ayrıştırırken enerji açığa çıkarırlar ve bu
enerjinin büyük bir kısmı yeni hücrelerin üremesinde kullanılır. Biyolojik süreçte aşırı bakteri
kitlesi nedeni ile bir işletme sorunu çıkmaması için bakteri konsantrasyonunun belirli bir
düzeyde tutulması gerekir. Bu nedenle son çökeltme havuzunda tutulan katıların (bakteri yumakları)
bir kısmı zaman zaman sistemden uzaklaştırılır. Böylelikle istenen aktif biyokütle miktarı sabit
tutulmuş olur. Sistemden atılan çamurun bertarafı en az atıksu arıtımı kadar önemlidir. Atılan
çamurun su içeriği arıtma sürecinin tipine bağlı olmakla birlikte ortalama olarak % 98.5
düzeyindedir. Çamurun su içeriğinin düşürülmesi amacı ile atılan çamur önce bir çamur yoğunlaştırıcıya
(9) alınır. Gravite çamur yoğunlaştırıcılar genelde çökeltme havuzlarına benzer. Yoğunlaştırıcıya
alınan katılar sıkışarak daha konsantre hale gelirler.
Yoğunlaştırıcının tabanından alınan bakteriler
organik yapıdadır ve bunların nihai işlemden önce stabilize edilmeleri gerekir. Başka bir ifade
ile bakteriler kendi kendilerini oksitlemelidir. Bu işlem ya aerobik yada anaerobik çürütücülerde
(10) gerçekleştirilir. Nispeten inorganik yapıya dönüştürülen katıların su içeriği halen oldukça
yüksektir. Bu katıların kentsel katı atık deponilerine gönderilebilmesi için, "Katı Atıkların
Kontrolü Yönetmeliği"ne göre olması gereken minimum katı madde içeriği % 30 ila 35 arasındadır.
Atıksu arıtma tesislerinde oluşan çamurların bertarafında kullanılan işlemlerden birisi de
anaerobik çürütmedir. Anaerobik çürütmenin amaçları; (a) çamurun içeriğindeki organik maddenin
kararlı son ürünlere dönüştürülmesi, (b) çamurun kütle ve hacminin azaltılması, (c) kullanılabilir
ara ürünlerin eldesi ve (d) patojenik organizmaların bertarafı olarak sıralanabilir. Çamurun
anaerobik olarak çürütülmesinde iki tür bakteri rol oynar; asit ve metan oluşturanlar. Asit
oluşturan bakteriler organik maddeleri uçucu asitlere dönüştürür. Metan bakterileri bunları
kullanarak son ürün olan metan gazına dönüştürürler.
Çürütücüden alınan katıların katı madde içeriğinin bu sınıra çekilebilmesi için ilave bir işlem
gerekir; çamurun susuzlaştırılması. Bu amaçla çok değişik yöntemler kullanılmaktadır; pres filtre,
belt filtre, santrifüj filtre gibi. Basınçlı filtrasyon tüm su ve atıksu arıtma çamurlarına
uygulanabilir. Çamur, özel bir filtre bezi ile kaplanmış plakalar arasına pompalanır. Uygulanan
sıkıştırma ile su filtre bezini terkederken plakalar arasında içerdiği katıları bırakır. İşlem
sonunda uygulanan basınç kaldırılır ve plakalar arasındaki kek temizlenir. Yukarıdaki şekilde
çamurun su içeriğini azaltmak amacı ile kurutma yatakları (11) şematize edilmiştir. Çamur,
kalınlığı oldukça az olan bir kum tabakası üzerine serilir ve suyunun yerçekimi etkisi ve
güneşten gelen ısı ile uzaklaştırılması sağlanır. Çamur kurutma yataklarından alınan ve artık
"kek" olarak tanımlanan katılar ya düzenli deponiye gönderilir yada yakılır.