Damlatmalı Filtre...

"Damlatmalı Filtre Süreci" ile ilgili İngilizce detay bilgi için "ani52/ani4041.html" sayfasına gidiniz...

Temelde, sabit ortamlı filtreler veya damlatmalı filtreler, biyolojik büyümenin hareket etmeyen sabit bir ortamda gerçekleştiği ve çamur geri devir işleminin yapılmadığı süreçlerdir. Diğer taraftan, aktif çamur sürecinde olduğu gibi, biyolojik büyümenin askıda halde bulunduğu ve mikroorganizma konsantrasyonunun çamur geri çevrimi ile sabit bir değerde tutulduğu süreçler de mevcuttur. Gerek yapışık büyüme sistemlerinde olsun gerekse de askıda büyüme sistemlerinde olsun, ayrışabilir organik madde, karbon dioksit ve su gibi son ürünlere aerobik biyolojik parçalanma sonucunda dönüştürülür. Oksidasyon sırasında açığa çıkan enerjinin büyük bir kısmı yeni hücrelerin sentezinde kullanılır. Filtre işletmeye alındıktan hemen sonra, sabit filtre ortamının yüzeyinde, bakteri ve diğer biyotayı içeren viskoz, jel yapısında, yapışkan bir tabaka oluşur. Ön çökeltimden geçirilen atıksu filtre ünitesine alınır ve aşağıya doğru ortamdan geçmesi sağlanır. Organik madde giderimi adsorbsiyon ve biyota tarafından asimilasyon işlemleri sonucunda gerçekleşir.

Organik maddenin aerobik ayrışımı için gerekli oksijen, filtre ortamında gerçekleştirilen doğal hava sirkülasyonu ve atıksuyun bünyesinde bulunan çözünmüş oksijen ile sağlanır. Damlatmalı filtre işletmeye alındıktan sonra, sabit filtre ortamının üst kısımlarında aerobik, orta tabakada fakültatif ve alt tabakada ise anaerobik bakteriler gelişir. Üretilen biyolojik kütlenin miktarı mevcut besi maddesi ile kontrol edilir. Filtre ortamı üzerinde maksimum etkin kalınlığa ulaşılana kadar, artan organik madde yüklemesi bakteriyel kütlenin hızla artmasına neden olur. Maksimum büyüme, hidrolik yükleme hızı, filtre ortamı tipi, organik maddenin cinsi, mevcut gerekli nutrientlerin miktarı, sıcaklık ve biyolojik büyümenin özellikleri ile kontrol edilir. Filtre işletimi süresince, biyolojik film tabakası periyodik veya sürekli olarak yenilenecektir.

Filtre ortamından kopan bu biyolojik kütlenin çıkış suyundan uzaklaştırılması için son çökeltme havuzu inşa edilmelidir. Filtre ortamının tıkanmaması için ön çökeltme havuzu mutlaka uygulanmalıdır. Bununla birlikte, atıksu içerisindeki katı maddeler öğütücülerde küçük tanecikler haline dönüştürülüyorsa ve filtre ortamı plastik ve açıklıkları büyük olan elemanlardan oluşturulmuşsa ön çökeltme havuzu kullanılmayabilir. Damlatmalı filtre çıkış suyunun geri çevrimi, birçok durumda, atıksu arıtım veriminin arttırılması amacıyla uygulanmaktadır. Hidrolik yükleme hızının arttırılması, tesise minimum atıksu debisinin gelmesi durumunda, filtre ortamının sürekli olarak ıslak kalmasını ve biyolojik film tabakasının kurumamasını sağlar. Bu durumda arıtım kapasitesi artacaktır. Ayrıca, yüksek hidrolik yükleme hızı, artan kesme kuvveti etkisi ile aşırı kalın film tabakalarının koparılmasını ve sonuçta filtrenin tıkanmamasını da sağlar.

Sonuç olarak, filtre ortamından ilk geçişte tam olarak arıtılamayan organik madde ikinci geçişinde daha yüksek oranda ayrıştırılabilir. Damlatmalı filtreler, uygulanan hidrolik ve organik yükleme hızına göre sınıflandırılırlar. Hidrolik yükleme, birim filtre alanına birim zamanda verilen geri çevrim debisini de içeren sıvı hacmi olarak tanımlanabilir. Birimi, genelde m3 / m2.gün'dür. Organik yükleme hızı ise, birim filtre hacmine birim zamanda verilen organik madde miktarıdır ve birimi kg BOİ / m3.gün'dür. Atıksuyun geri çevrimi sözkonusu ise, hidrolik ve organik yükleme değerlerinin düzeltilmesi gerekebilir. İlk düşük ve yüksek hızlı damlatmalı filtreler 1936 yılında ABD'nde uygulanmıştır. "Düşük hızlı" damlatmalı filtrelerin hidrolik yükleme hızları 1.9 ila 3.7 m3 / m2.gün arasında değişirken, "yüksek hızlı"larınki ise 9.4 m3 / m2.gün'den daha büyük değerlere ulaşmıştır. Tıkanma sorununun 3.8 ila 9.4 m3 / m2.gün'lük hidrolik yükleme hızlarında ortaya çıkmadığı gözlenmiştir. Bu aralıktaki hidrolik yükleme hızlarında çalıştırılan damlatmalı filtreler "orta hızlı" olarak tanımlanmışlardır. Bazı filtreler "kaba arıtımı sağlayan damlatmalı filtreler" olarak da tanımlanmaktadır. Bu tip filtrelerde uygulanan hidrolik ve organik yükleme hızları oldukça yüksektir. Küçük bir hacim içerisinde yüksek oranda organik madde giderimi sağlamalarına karşın, çıkış sularında hala yüksek oranda BOİ mevcuttur. Kaba ön arıtım amacı ile veya çok kademeli biyolojik arıtma sistemlerinin ilk üniteleri olarak uygulanmaktadırlar. Plastik filtre ortamlarının geliştirilmesi sonucunda "süper hızlı" damlatmalı filtreler uygulanmıştır. Bunların kullanım amacı ya kaba arıtımı sağlamak ya da çok kirli atıksuların arıtımlarının tamamlanmasını gerçekleştirmek içindir.

Sentetik ortamlı filtreler bazen "oksidasyon kuleleri" olarak da adlandırılmaktadır. Yüksek ve süper hızlı damlatmalı filtrelerin büyük bir kısmında geri çevrim uygulanır. Geri çevrim çıkış suyunun filtreye geri verilmesi şeklinde yürütülür. Geri çevrilen debinin atıksu debisine oranı geri çevrim oranı olarak tanımlanır. Bazı damlatmalı filtreler birbiri ardına seri olarak bağlanmaktadır. İlk kademede yüksek ikinci kademede ise düşük hızlı tip kullanılabilir. Bu tip sistemler iki veya çok kademeli üniteler olarak adlandırılır. Damlatmalı filtreler aerobik biyolojik arıtıma tabi tutulabilecek tüm atıksular için ikincil arıtım süreci olarak kullanılırlar.

Çıkış suyu BOİ konsantrasyonunun 20 ila 30 mg/L olarak istendiği durumlarda, evsel atıksuyun arıtımı için cazip bir seçenektir. Damlatmalı filtreler, yukarıdan sisteme verilen atıksu damlacıklarının yüksek bir hacim içerisinde dış hava sıcaklığı ile temas etmesinden ötürü sıcaklığa oldukça duyarlıdırlar. Yaz ve kış sıcaklık değerleri arasında büyük fark olan bölgelerde inşa edilen damlatmalı filtrelerin arıtma verimleri büyük değişim arzeder. Sıcaklık etkisi özellikle geri çevrim durumunda daha da önem kazanır. Damlatmalı filtreler geçmişte kaba arıtım yapan üniteler olarak kullanılmışlardır. Özellikle yüksek kirlilik içeren endüstriyel atıksuların ön arıtımında uygundurlar. Yukarıda tanımlanan filtre tiplerinin tamamı herhangi bir atıksu için kullanılabilir. Ancak, günümüzde en yaygın kullanılan tip, plastik ortamlı yüksek hızlı damlatmalı filtrelerdir. Organik yüklemenin arttırılması zorunluluğu karşısında, düşük hızlı filtrenin geri çevrimli yüksek hızlı filtre olarak çalıştırılması en pratik ve ekonomik çözüm yöntemidir.

Atıksuyun damlatmalı filtrede arıtımı, temelde bir biyokimyasal oksidasyon süreci olduğundan, BOİ5-20 °C ölçümleri hem giriş suyunun kirlilik şiddeti hem de son çökeltme havuzundan çıkan arıtılmış suyun kalitesi hakkında kesin bilgi veren bir parametredir. Filtreye uygulanan organik yükleme hızının ve filtrenin veriminin saptanmasında debi ile birlikte kullanılır. Atıksu arıtma tesisine gelen atıksuyun nicelik ve niteliğinde saatlik, günlük ve mevsimsel salınımlar olduğu açıktır. Bu salınımların elimine edilmesinde, giriş suyu ve geri çevrim debisini değiştirmek için pompaj yapılması, sürecin önünde dengeleme havuzunun inşa edilmesi veya atıksuyun niteliğindeki salınımları azaltmak için geri çevrimin yapılması gibi işlemler uygulanabilir. Oldukça kirli endüstriyel atıksuların arıtımında ortaya çıkan bu tip sorunlar karşısında, tasarım, atıksuyun nicelik ve niteliğinin gün içerisindeki 8 ila 16 saatlik bir periyot için sabit kaldığı kabulüne dayandırılmalıdır.

Damlatmalı filtrenin bir kısmının anaerobik olmasına rağmen, temelde aerobik arıtım gerçekleşir. Septik hale geçmemiş atıksuyun arıtımı için zaten bu gereklidir. Bunun için, kanalizasyon sistemi içerisinde düşük akım hızları nedeni ile çökelmeye izin verilmemelidir. Ayrıca, muayene bacaları içerisinde ve ön çökeltme havuzunda aşırı alıkonma süresi yaratılmamalı ve ön çökeltme havuzunda tabana çökelen çamur, anaerobik ayrışıma izin vermemek amacı ile belirli aralıklarla çekilmelidir. Askıda katı madde konsantrasyonu düşük olan bazı tip endüstriyel atıksular ön çökeltme havuzuna alınmadan damlatmalı filtreye verilebilir. Damlatmalı filtrelerde oluşan reaksiyonlar bakımından, belirli bir atıksuyun arıtılabilirliği, kolloidal madde konsantrasyonunun çözünmüş organik madde konsantrasyonuna oranına bağlıdır. Filtre süreci, sadece biyolojik oksidasyon ve sentez ile değil, biyolojik yumaklaşma, adsorbsiyon ve enzim kompleksleşmesi ile de önemli ölçüde kolloidal madde tutumu sağlar.

Çözünmüş organiklerin tutulması, filtre içerisindeki kısa alıkonma süresi nedeni ile gerçekleşemez. Bu nedenle, damlatmalı filtre süreci, yüksek oranda çözünmüı organik madde içeren endüstriyel atıksuların arıtımında pek kullanılmaz. Ön arıtımın uygulanması filtre tasarımını ve verimini önemli ölçüde etkiler. Kimyasal arıtma, dengeleme, yüksüzleştirme, ön klorlama ve ön havalandırma süreç verimini arttıran ön arıtma sistemleridir. Filtre ortamının tıkanması sorununu ortadan kaldırmak amacı ile ön arıtımın uygulanması birçok durumda gereklidir. Ön arıtma sistemlerinin verimi doğrudan süreç verimini etkiler. Plastik dolgu malzemelerinin kullanılmaya başlanması ile, kaya ortamlı filtrelere nazaran daha geniş bir aralığa sahip olan hidrolik ve organik yükleme hızları uygulanabilmiştir. İki önemli fiziksel parametre vardır; özgül yüzey alanı ve boşluk oranı. Yüksek birim yüzey alanı birim hacim içerisinde daha fazla biyolojik film tutunmasına neden olur. Bunun yanında, büyük boşluk oranı daha yüksek hidrolik yükleme hızlarının uygulanmasına ve daha fazla hava sirkülasyonuna olanak tanır.

Filtrelerde hava sirkülasyonunun sağlanması, aerobik biyolojik arıtım için gerekli oksijenin transferi bakımından son derece önemlidir. Eğer yeterli boşluk oranı sağlanmışsa, hava ve atıksu sıcaklığına bağlı olarak ortam içerisinde bir sirkülasyonun oluşacağı açıktır. Bazı durumlarda, örneğin filtre duvarları zemin üzerinde teşkil edilmişse, sirkülasyon rüzgar tarafından etkilenebilir. Filtrelerin tabanları iyi bir sirkülasyon sağlayacak özellikte olmalıdır. Filtrenin yukarısından verilen suyun aşağıdan toplanması için düzenlenecek drenaj yapısı gerekli havalanmayı temin etmelidir. Havalandırma, genelde, filtre çevresi boyunca hava deliklerinin düzenlenmesi ile sağlanmaktadır. Plastik dolgu malzemesi üreten firmalar, evsel atıksu arıtan damlatmalı filtrelerde, her 3 ila 4.6 m'lik çevre boyunca 0.1 m2'lik boşlukların bırakılmasını önermektedirler. Diğer bir kriter ise, yan duvarlarda filtre yüzey alanının % 15'i oranında boşluk bırakılması gereğini vurgulamaktadır. Drenaj yapısındaki boru veya kanallardaki doluluk oranı, tasarım hidrolik yükleme hızı için % 50'yi aşmamalıdır.