Hava Kirliliği...

İzmir'de Hava Kalitesi...

İzmir'de Hava Kalitesi, kentin oldukça kontrolsuz gerçekleşmiş ve artık son noktalarına dayanmış olan büyüme biçimine; geleneksel temiz havasını borçlu olduğu deniz meltemlerinin ve kış yağışlarının etkilerinin, kentsel topoğrafyanın bile yüksek binalarla değişmesi yüzünden artık yeterli olamamasına; gittikçe yoğunlaşan kent dokusunun emisyon kaynak şiddetlerini arttırmasıyla kaynakların kirleticilik özelliklerinin artışına; trafiğin olumsuzluğuna, vb. etmenlerle ciddi biçimde bozulmuştur ve bozulmaya da devam etmektedir. Bunun kanıtları gerek çeşitli zamanlarda araştırıcıların yaptığı araştırmalarda, gerekse yıllardır günlük veri üreterek konunun anlaşılmasına katkıda bulunan 8 adet ölçüm istasyonunun verdiği bilgilere dayanarak kolayca belirlenebilir. Kentin doğal özelliklerinin dağıtıp seyreltebileceği kirlilik yükleri, 1980'li yılların ortalarında kent büyümesinin belli bir evresinde aşılmış olup bu tarihlerden itibaren kış aylarında halkın dikkatini çeken yoğunlukta hava kirlenmesi gözlenmeye başlanmıştır. Yapılaşma modelinin de etkisiyle kentin iç sokaklarına ulaşamayan temiz deniz meltemleri, kirleticilerin seyrelmesine de yardımcı olamamaktadır.

Kentte 1993 kayıtlarına göre yıl boyunca 267,500 ton yöresel linyit kömürü, 115,673 ton yüksek kükürtlü fuel-oil, 23,535 ton gazyağı, 151,341 ton LPG, 306,579 ton motorin, 153,988 ton benzin tüketilmiştir. Bunun yaklaşık karşılığı aynı yıl için 25,537 ton SO2 ve 4,168 ton partikül maddenin havaya atılması olarak hesaplanmaktadır. Bu yaklaşık emisyonların çok büyük bir kısmı linyit kömürü kökenlidir. Sanayilerin de aynı yıl boyunca bunlara ek olarak 7,750 ton SO2 ve 3,000 tondan fazla partikül maddeyi bacalarından dışarı boşalttığı tahmin edilmektedir. Ayrıca trafik kaynaklarından gelen farklı türden kirleticilerle beraber bakılırsa, İzmir kentinde hava kirlenmesinin mevsimlere göre de değişim göstermekle beraber ciddi bir sorun sayılabileceği anlaşılmıştır.

Nitekim çeşitli zamanlarda yapılan günlük dış hava kalitesi ölçümleri değerlendirdiğinde ortalama olarak SO2'nin 20-340 (ortalama 140); partikül maddelerin ise 30-538 (ortalama 115) mikrogram/m3 civarında olduğu ve bu sayıların uzun vadeli ortalamalar olduğu düşünülürse çok yüksek olduğu söylenebilir. Günlük olarak 300 mikrogram/m3'ten fazla SO2'nin, partiküllerle beraber ise çok daha düşük değerlerin gün boyu ortalamalarda sağlık bakımından istenmediği söylenmelidir. Trafiğin buna katkısı bu iki parametreye ilaveten daha da ciddi sağlık riskleri taşıyan bazı gazlar; NOx, ozon, hidrokarbonlar ve bunların etkisiyle ortaya çıktığı bilinen bazı ikincil toksik kimyasallardır. Ancak bunlarla ilgili sistemli ve sürekli ölçüm henüz pek yoktur. Sadece bazı yerel çalışmalar ve hesap sonucu tahmin edilmiş seviyeler vardır ve bunlar oldukça yüksek kirlenme risklerine işaret etmektedir.

Halen Uygulanan Hava Kirliliği Denetim ve Önlem Planları...

Yakıt Sorunlarına Yaklaşım : İzmir İli Mahalli Çevre Kurulu kararıyla her yıl yaz başlarından başlayarak kente gelecek yıl kente girişine izin verilecek olan linyit kömürü kalitesi sınırlandırılıyor. Bunu Ulusal Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliğince Valiliklere verilen "enerji kaynaklarını kentsel havayı temiz tutacak şekilde kalite sınırlaması getirme" yetkisine dayanarak yapmak mümkün olmaktadır. Yıllık kömür kalitesi sınırlamasına kömür çıkarıp pazarlayan firmaların başvurusu üzerine bir teknik heyetin ocaklarda inceleme yaparak kömür numunesi alması ve bu numunelerin yetkili laboratuvarlarda analizlenmesi ile uygulanan bu Kurul kararında izin alan firmalar ve ocaklar dışında kömürün İzmir'e girişi yasak edilmektedir.

Yakma Tesislerinin Denetimi : Kentteki küçük ölçekli kaloriferler dahil yakıcıların Makina Mühendisleri Odasının teknik denetimine alınması ve sanayi için ise Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliğine göre emisyon ölçümleri yapmaları veya yaptırmaları yoluyla denetimler getirilmektedir. Sanayi ölçümlerinden sadece duman gazı niteliğinde olanlar özellikle küçük kaynaklar itibariyle (debi nem ve tozluluk ölçümleri hariç) Belediye ekiplerince, Sağlık İl Müdürlüğü ekiplerince rahatlıkla yapılmaktadır. Ayrıca büyük ve önemli hava kirletici kaynaklar Yönetmelik uyarınca sürekli emisyon ölçümü yapmak zorunda iseler bunu yapmaya yönlendirilmekte, yapanlar için sadece ara kontrollar yerel yönetimin yetkili elemanları tarafından sağlanmaktadır.

Sanayide Emisyon Denetimleri : Sanayi kuruluşlarının hem enerji merkezleri hem de proses artıkları veya kaçakları itibariyle komple emisyon ölçümleri Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliğinin öngördüğü şekilde Üniversitenin Çevre Mühendisliği ekibince yapılmaktadır. Bunlar mevcut veya yeni kurulan tesisler için gereken emisyon iznini alabilmeyi amaçlayan ölçümlerdir. Ayrıca ara ve periyodik emisyon kontrolları Büyükşehir Belediyesi ve İl Sağlık Müdürlüğü ekiplerince de yapılmaktadır. İzmir'in önemli bir sanayi merkezi ve çekim alanı oluşturduğu düşünüldüğünde bu emizyon izinlerinin ve ölçüm/tespit çalışmalarının kentin hava kalitesinde taşıdığı rol daha iyi ortaya çıkar. Yönetmelik kirlilik denetimini, sanayi sektörleri, yakıt/yakıcı türleri ve büyüklükler itibariyle kategorilere ayırarak yapmayı öngörmüştür. Bu nedenle denetlenen parametreler konsantrasyon birimleriyle verilmekle birlikte, basamaklı olarak tür ve büyüklükler de hesaba alınmaktadır. Konu edilen kirleticiler ise en temel duman gazı artıklarından (kuru bazda tozluluk, karbon monoksit ve dioksit, azot oksitler ve kükürt dioksit), tehlikeli ve zararlı madde niteliklerine sahip toz ve gaz/buhar bileşenlerin büyük çaplı listelerine kadar değişmektedir. Üniversite bu kirletici toz ve buhar/gazların konsantrasyonlarını tespit edecek imkanların yanısıra, özel olarak atıkgaz debisi ölçebildiğinden İzmir'de Yönetmeliğe tam uyumlu emisyon çalışmaları yaygın olarak yapılmaktadır.

Dış Hava Kalitesi (Emisyon) Denetlemesi : Emisyon ölçmeleri için İzmir'de Sağlık Bakanlığı Merkez teşkilatınca yönetilen 8 istasyonluk sabit bir ölçüm ağı mevcuttur. 1990 yılından bu yana sürekli çalışan bu istasyonlarda 24 saatlik entegre (yani o günü temsil eden tek bir değer üreterek) ölçümler yaparak kükürt dioksit ve tozluluk (partikül madde) tespitleri yıl boyu yapılmaktadır. Bu şebekeden elde edilen veriler (ülkedeki diğer bazı merkezlerde olduğu gibi) Devlet İstatistik Enstitüsünce saklanarak aylık bültenler halinde yayınlanmaktadır. Sınırlı sayıdaki (sadece 2) parametre için ve sınırlı kalitedeki (24 saatlik entegre) bu ölçümler dışında İzmir Büyükşehir Belediyesi de bu yıl yaptığı bir alımla sürekli ölçüm yapabilen cihazlar getirtmektedir. Bunların da gelmesiyle hem trafiğe bağlı kirletici türleri de ölçümlenebilecek, hem de kirliliğin gün içinde zamana bağlı değişmeleri de görülebilecektir. Bütün bu sürekli çalışmalara ek olarak çok sayıda kirletici kaynak emisyon envanterlemesi çalışmaları, belirli zaman dilimlerinde yapılmış bazı dış hava kalitesi ölçümleri yapılmış ve yapılmaktadır.

Öneriler...

Hava kirlenmesini tespit ve önleme çalışmaları külfetli ve pahalı projeler gerektirir. Ancak kent yerleşim alanında bu çalışmalar yapılmadan hava kalitesi denetiminden ve düzenleme projelerinden bir sonuç almak ta mümkün değildir. Ancak oldukça dağınık ve kıyaslanabilirliği kuşkulu metodlarla yapılan bu çalışmalar İzmir'de hava kalitesi Tablosunu gereken kalitede tamamlamaya yeterli değildir. Bu nedenle İzmir'de acilen sistemli bir "Temiz Hava Planı" hazırlanması şarttır. Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliğine göre Valilikler "Temiz Hava Planı" hazırlamakla yükümlüdürler. Bundan kasıt yukarıda sıralanan denetim ve kontrolları, kirlenme tespit ve kaynak envanterleme çalışmalarıyla coğrafi boyutta ve zaman içerisindeki gelişimiyle beraber ele alabilmektir. Ülkemizde hiç bir örneği bulunmayan Temiz Hava Planı, kentlerdeki hava kalitesini yönetirken yerel idarenin ihtiyaç duyduğu kararlara hava kirlenmesi verilerinin sayısal değerlerini kullanma imkanını el altında hazır bulundurmaktır. Örneğin hangi semtte hangi kalitede yakıta izin verilmelidir; anlık gelişmeler itibariyle trafiği hızlandırmak ya da durdurmak gereken cadde ve sokak var mıdır; yılın hangi ayında daha özenli olunmalıdır; meteorolojik tahminlere göre gelecek gün ve hafta boyunca ne gibi yaptırımlar getirilmelidir gibi sorular bilimsel esaslara göre hazırlanıp, bilgisayarda hazır tutulacak olan "Temiz Hava Planları" yarıdımıyla karar alma konumundaki yönetimlere aksettirilmelidir.

Çalışır durumda bir bilgisayar gösterimiyle alarm halleri, yerel hatta cadde/sokak boyutundaki sorunlar, trafiğe veya sanayie ya da yakıt kullanımına saatler ve günler itibariyle getirilmesi gerekebilen tahditler kolayca yürürlüğe konacaktır. Daha uzun vadede kentin gelecekteki yerleşme alanları, kamuoyunu sık sık rahatsız eden yeşil alanları imara açma dedikoduları, kent büyümesi stratejilerinin gelecekteki etkileri kolayca ortaya çıkarılabilecektir.

Böyle bir çalışma İzmir'de mevcut bilgi ve veri birikimiyle hemen yapılmaya başlanabilir. Kendisinin gerektireceği masraflar ihmal edilebilir olmakla beraber, gerek ilgili personelin ve kamuoyunun eğitilmesi anlamında, gerek kirlenmeyi önleyici eylem planları hazırlar ve kararları alırken ve gerekse imar planlarındaki tadilatın gelecekte kenti bekleyen hava kalitesi sorunları açısından ne anlama geleceğini gösteren "İzmir Temiz Hava Planı" hazırlanması şarttır. Bu plan hava kalitesinin yükseltilmesi için gereken Hava Kalitesi Yönetimi Projesinin esasını teşkil edecek; kent sakinlerine, sanayicilere, trafik düzenlemelerine, imar planlamacılara vb. hemen tüm aktörlere yol gösterecek muhtemelen yeni hedefler verecektir.

İzmir'in geleceğe yönelik enerji ihtiyacının ve tüketiminin belirlenmesi, ihtiyacın karşılanması için planlama yapılması, enerji kaynaklarında ve enerji üretimininde çevresel faktörlerin dikkate alınması gerekmektedir. Bölgedeki hava kirletici kaynakların ve kirleticilerin çok iyi bir envanter çalışması ile türleri ve miktarları tam olarak belirlenmelidir. Evsel ve endüstriyel alanda enerji savurganlığının belirlenmesi ve önlenmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Yakma sistemlerinin verimlerinin arttırılması için yakıcı kişilere yönelik eğitim çalışmaları ve yeni yüksek verimli yakma teknolojilerinin geliştirilmesi için araştırmalar arttırılmalıdır. İzmir'de kullanılacak yakıtların kaliteli yakıtlar olması için çalışma yapılmalı, Aliağa Rafinerisinden bölgeye düşük kükürtlü fuel-oil verilmesi sağlanmalıdır. Büyük toplu konut ve sanayi alanlarında merkezi ısıtma ve enerji sistemlerinin bulunmaması, geleceğe yönelik endişeleri arttırmaktadır. Alternatif enerji sistemleri araştırmaları yaygınlaştırılmalıdır.

İzmir'de Enerji Kullanımı...

İzmir'de tüketilen enerjinin tamamına yakını fosil yakıtlardan sağlanmaktadır. Sanayileşme ve artan yaşam standartı ile paralel olarak artan enerji tüketimi beraberinde hava kirliliği problemlerini de arttırmaktadır. Bunun nedeni, kullanılan linyitlerin kalitesinin düşük olması, petrol kökenli yakıtların üretiminde de çevre faktörünün dikkate alınmamasıdır. İzmir'de ısınma, sanayi ve ulaşım sektörlerinde büyük miktarlarda kullanılan fosil yakıtlar İzmir'in hava kalitesini de olumsuz etkilemektedir. Yapılan hava kalitesi ölçüm sonuçları hava kalitesinin kötüleştiğini doğrulamaktadır.

İzmir'de tüketilen enerjinin kaynaklarını kömür ve petrol ürünleri oluşturmaktadır. Büyükşehir Belediye sınırlarında 1995 yılı itibariyle tüketilen kömür miktarı 1,200,000 ton'dur. Bunun 800,000 tonu sanayide, 400,000 tonu evsel ısınmada tüketilmektedir. Konut sektöründe tüketilen kömürün yaklaşık 100,000 tonu kaloriferli binalarda yakılmaktadır. Petrol ürünlerinin 1993 yılı itibariyle tüketimleri ise fuel-oil 115,673 ton, gazyağı 23,535 ton, LPG 151,341 ton, motorin 306,579 ton ve benzin 153,988 ton'dur. Bunların sektörel dağılımları tam olarak bilinmemektedir. Araç sayısı hızla artmasına rağmen kurşunsuz benzin tüketimi paralel hızla artmamaktadır.

Bu fosil yakıtların dışında ikincil enerji olarak doğrudan elektrik enerjisi tüketimi de, bu enerjinin üretilmesi sırasında hava kirlenmesine neden olduğundan önemli olmaktadır. Çünkü, İzmir genel olarak yöredeki termik santrallardan beslenmektedir ve bu santrallarda hava kirleticilere karşı yeterli kontrol sistemleri bulunmamaktadır. Yakıtların kalitesizliği ile birlikte kullanılan yakma sistemleri de hem enerji üretiminde hem de hava kirliliğinde önemli rol oynamaktadır. Kötü yakma koşullarında kayıp ve dolayısıyla kirletici miktarları artmakta, eksik yanma ürünleri olan karbon monoksit (CO), çoklu halkalı aromatik hidrokarbonlar (PAH) ve değişik organik kirleticiler oluşmaktadır. Bunların birçoğunun kanserojen özellikleri bilinmektedir.

Bu yakıtlar hava kirliliği açısından olumsuz özelikler taşımaktadır. Kömürlerin kül ve kükürt içerikleri yüksek, ısıl değerleri düşüktür. Yakılan residüel petrol ürünü fuel oilin kükürtü çok yüksek, benzinler ise kurşunlu benzindir. Bu çevresel özellikler dikkate alınarak merkezi bir yapılmış bir enerji planlaması mevcut değildir. İzmir Mahalli Çevre Kurulu kış sezonunda evsel ısınmada kullanılan kömürler için kalite sınırlaması getirmekte, kent girişlerinde kömür kontrolleri yaptırmakta ise de bu uygulama çok başarılı olamamaktadır.