Gürültü Kirliliği...

Sorunun Tanıtılması...

Türkiye'deki endüstriyel gelişme ile birlikte şehir ve fabrikalardaki gürültü artmakta ve insanlarımız artık daha az gürültülü bir yaşam ve çalışma koşulları arzulamaktadır. Bu nedenle gürültü de artık çevre kirlenmesine katkıda bulunan faktörler arasında yer almaktadır. İzmir, Türkiye'nin üçüncü büyük kenti olarak, gürültü kirliliğinin yoğun olarak yaşandığı bir merkezi durumundadır.

Gürültünün insanlar üzerindeki olumsuz etkileri, esas olarak sağırlık ve psiko-fizyolojik bozukluklar olmak üzere ikiye ayrılır. İzmir'de endüstriyel işletmelerde çalışan makinaların yaklaşık % 50'sinin gürültü düzeylerinin 90 dB(A) ile 100 dB(A) arasında olduğu ve endüstride çalışan kesimin büyük bir yüzdesinin sağırlık tehlikesi altında bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu düzeyler, sağırlık yaratacak boyutlarda olmamakla birlikte, "Gürültü Kontrol Yönetmeliği"nde, şehir merkezindeki konut alanında, dış mekanda gündüz ve gece için öngörülen maksimum eşdeğer gürültü düzeyleri olan 65 dB(A) ve 55 dB(A)'nın üzerinde olup kişileri psikolojik ve fizyolojik olarak olumsuz etkilemektedir.

İzmir'de çevre gürültüsü ile ilgili olarak en kapsamlı araştırma 1981 yılında gerçekleştirilmiş ve İzmir'de oturulan bölgelerdeki çevre gürültüsünün, kent sakinlerince en kötü sayılan çevre faktörü olduğu belirlenmiştir. Trafik gürültüsü mevcut çevre gürültüsü içinde en dikkat çekici gürültü kaynağı olup, bunu çocuk gürültüsü, dışarıdaki insan gürültüsü ve komşu gürültüsü takip etmektedir. Diğer şehirlerimizdeki gibi İzmir'de de trafiğe çıkan motorlu araç sayısının her geçen gün artışı, trafik gürültüsünü mevcut çevre gürültüsü içinde birinci sırada tutmaktadır.

İzmir'de global olarak hissedilen trafik gürültüsünün yanında, lokal fakat yoğun yakınmalara yol açan gürültü kaynakları da bulunmaktadır. Bunlar oturma bölgelerinde bulunan fırın, kafe-bar ve odun-kömür deposu gibi gürültülü iş yerleridir. Çevre sakinleri bu iş yerlerinin yol açtığı gürültüden çok rahatsız olmakta ve sorun çözülemeyerek adli mercilere intikal ettirilmektedir.

Endüstriyel Gürültü Kontrolu...

Endüstriyel gürültü kontrolu amacı ile şu işlemler uygulanmalıdır; (a) Kaynakta gürültü kontrolü, (b) Planlama ve bakım ile gürültünün kontrol edilmesi, (c) Susturucuların kullanılması, (d) Kaynağın ses yalıtıcı ve yutucu malzeme ile kaplanması, (e) Titreşim yalıtımı, (f) Titreşen yüzeylerin titreşim sönümleyici malzeme ile kaplanması, (g) Gürültü kaynağının kapalı hücreler içine alınması, (h) Kaynakta malzeme ve tasarım değişiklikleri yapılması, (i) Yayılma alanında gürültü kontrolü, (j) Gürültü kaynağının bulunduğu bölgenin ses yalıtıcı malzeme ile kaplanması, (k) Ses bariyerlerinin kullanılması ve (l) Gürültü yayılma alanının kontrolu (duvar, tavan ve benzeri yüzeylerin ses yutucu malzeme ile kaplanması, askılı ses yutucu yüzeylerin kullanılması).

Çevre Gürültüsünün Kontrolü...

(a) Binaların ses yalıtımının iyileştirilmesi, (b) Caddelerin ağır vasıtalara kapatılması, (c) Trafik planlamasıyla trafik yoğunluğunun ayarlanması, (d) Motorlu araçların sessizleştirilmesi ve (e) Şehir oturum alanlarında gürültü kaynağı teşkil edebilecek iş yerlerinin açılmasına izin verilmemesi. Madde 2'deki önlemler, gerek endüstriyel işletme yöneticilerinin, gerekse merkezi ve yerel yönetimlerin üzerinde sabırla ve kararlılıkla çalışmasını gerektiren unsurlardır. Bununla birlikte, 2.2 - b, c ve e'deki hususlar yerel yönetimlerin kısa vadede gerçekleştirebileceği önlemler olduğundan eylem planında önceliğe sahiptir.