19 Kasım 2006 Pazar günü dostumuz Doktor Acar Hamşioğlu ile birlikte bir demiryolu gezisi daha yapmayı planladık. Saat 13 gibi Karşıyaka'da buluştuğumuzda nereye gideceğimizi epey düşündük. Çünkü Aliağa-Menderes projesi yüzünden İzmir içine tren girmiyor ve bu gidişle de bir daha da gireceğe benzemiyordu. Bir ara eski kayıp Çimentaş Demiryolu güzergahına gitmeyi düşündük. Ancak uzun yıllar önce demiryoluna asfalt dökülüp karayolu yapıldığı için Altındağ ve Yeşilova'da yolların fotoğrafını çekmek işimize gelmedi. Belki sağda solda eskiden kalma kırık bir ray parçası bulabilirdik ama biz bugün tren görmek istiyorduk. Bir süre daha kararsız kaldıktan sonra Çiğli'ye gitmeye karar verdik. Hem bize yakındı hem de dispeçer abimiz Erdal Uslu oradaydı.
Menemen Gardan Çiğli'ye hareket eden
22000'likler ve vagonlar. Foto: Orhan Berent
Çiğli'ye gittiğimizde bomboş bir istasyon ile karşılaştık, çevrede de tren falan yoktu. Trenler akşam 17 gibi kalkacağı için yollar bomboştu. Bir süre gar sahasında dolaştıktan sonra istasyon binasına girdik. Günlerden pazar olduğu için Erdal abi yoktu. Biz de nöbetçi istasyon şefi arkadaşla sohbet ettik. Kendisi oldukça iyimserdi. Yeni Aliağa-Menderes projesinin İzmir'e yeni bir soluk getireceğini söylüyordu. İkram ettiği çayları içip bir süre daha sohbet ettikten sonra Menemen'e Eral abinin yanına gitmeye karar verdik. Arabaya atlayıp Menemen'e doğru yollandık. Menemen'e geldiğimizde garda iki tane 22000'lik lokomotif ve ekspreslerin vagon dizilerini gördük. Birkaç resim çektikten sonra cep telefonundan Erdal abiyi aradık. 5 dakika içinde geleceğini söylüyordu. Nitekim birkaç dakika sonra uzaktan Erdal abi göründü. Bize Menemen gar sahasını gezdirirken koyu bir demiryolu sohbetine daldık. Çiğli'de duyduğumuz istasyonun yer altına alınma meselesini sorduk. Böyle bir projenin olduğunu yeni kalkış durağının ise Ulukent ya da Menemen olacağını söyledi.
Yürüye yürüye Erdal abinin lojmanın yanına kadar gelmiştik. Burada bize ikram ettiği kahveleri içerken eski bir buharlı tren cd'sinin olduğunu söyledi. Kahvelerimizi bitirdikten sonra yukarı çıktık ve 1980'lerin sonuna doğru Alman'ların Ege bölgesinde çekmiş olduğu 35 dakikalık bir filmi izledik. Bu filmin önemli bir özelliği de Erdal abinin doğduğu köyün yakınlarındaki bir demiryolu köprüsünün de görüntülenmesiydi. Ayrıca yakın zamanlarda Erdal abi bu köprüde aynı koordianatlarda fotoğraf çekimi yapmıştı. Bunların dışında duyarlı bir TCDD çalışanı olarak Erdal abi Naldöken'den Şemikler'e kadar olan bölümü hat kapanmadan iki gün önce görüntülemişti. Bugün tünel inşaatı nedeniyle bu kesimde demiryolunun kaldırıldığı düşünülürse gelecek kuşaklara güzel bir belge bırakmıştı. Karşıyaka'dan geçen demiryolu 150 yıla yakın bir süre milyonlarca insanı taşımıştı. Şimdi ise metor projesi uyarınca hat yer altına alınacak Karşıyaka demiryolu ile birlikte anılar da kaybolacaktı.
Menemen Garda bekleyen 11000'likler . Foto: Orhan
Berent
Erdal abinin
yanından ayrıldığımızda
güneş batmıştı. Onun misafirperverliği
ve demiryolu ile ilgili anlattığı kıymetli
hatıraları düşünürken Acar ile birlikte
istasyon kenarına bıraktığımız arabaya
doğru yürüyorduk. Daha İzmir Mavi ve Karesi'nin
hareket saati gelmemişti. Zaten ortalık karanlık
olduğu için düzgün çekim yapma olanağı
da yoktu. Issız Menemen garının yolları bomboştu.
Tıpkı iki hafta önce ziyaret ettiğimiz Cumaovası
gibi.