Kemer İstasyonu




Kemer İstasyonu. Güneye doğru bir bakış. Foto: Orhan Berent

21 haziran günü saat 16:30 sularında Kemer istasyonunu tren trafiğine kapanmadan son bir kez görüntülemek için yola çıkıyorum. Kemer tren istasyonu belki de Türkiye'nin ilk tren istasyonlarından biri. İzmir-Aydın demiryolu inşaatına 1856 yılında başlandığına göre ve ve bina haliyle bir ara durak olarak Alsancak'tan daha mütevazi ölçülerde ve küçük olduğu için Alsancak garından daha önce tamamlanmış olma olasılığı büyük. Fakat ister Türkiye'nin ilk istasyonu olsun, isterse olmasın her yanından tarih akan bir yer Kemer istasyonu.


Kemer İstasyonu. Basmane'den gelen MT5700 Şirinyer'e gitmek üzere Kemer'den hareket halinde. Foto: Orhan Berent

    Geçtiğimiz yıl Eylül ayında da buraya gelmiştim fotoğraf çalışmaları için. Fakat ne hikmetse o zaman ki istasyon şefi yaşlı amca TCDD Genel Müdürlüğünden almış olduğum izin yazısını bir dedektif edasıyla incelemiş ve yazının üzerinden iki yıl geçtiği için zaman aşımına uğradığını iddia edip bana engel olmuştu. Bu kez cebimde hem Genel Müdürlükten hem de TCDD 3. Bölge Müdürlüğünden izin yazısı vardı. Bunun verdiği güvenceyle (!) birlikte Kemer istasyonuna girdim. Önce çevreyi bir turladım. Yakıcı güneşten kaçan yaşlı amcalar gölgelikte kalan sağlam banklara sığınmışlar oturuyorlardı. Etrafta yolcuya benzer fazla insan yoktu. Daha önceki ziyaretimde güvenlikçilerin anlattığına göre istasyon pek güvenli değildi. Tren geliş zamanlarında kapkaççıların çevrede dolaştıklarını söylemişlerdi. Şimdilik ortalıkta pek öyle tipler yoktu ama benim de platformda dolaşmam bazılarının ilgisini çekmişti. Ben de hem gölgelik bir yerde oturmak hem de bizim istasyon şefi amcayı ziyaret için istasyon binasına geri döndüm. Şeflik odası boştu ama amcayı bilet gişesine açılan odanın içinde fark edip odanın kapısına yöneldim ve içeri seslendim. Odanın bir de demir parmaklıklı kapısı vardı. Amcaya demir parmaklıkların ardından durumu anlatıp kağıdı uzattım. O da polis şefi edasıyla kağıdı uzun uzun inceleyip “siz daha önce de buraya gelmiştiniz değil mi” diye sordu. Ben daha önceki gelişimdeki tatsızlığı hatırlatmayıp amcanın bir kaç tanıdığından ve özellikle hemşehrilerinden selam ilettim kendisine.


Kemer İstasyonu. Alsancak'tan gelen MT5700 Şirinyer'e gitmek üzere yolcularını alırken. Foto: Orhan Berent

    Daha önce oldukça tiziz olduğu yolunda duyumlar aldığım ve bir hemşehrisinden “çok iyi demiryolcudur” gibi bir referans işittiğim amca ile aramızda nedense olumlu bir elektrik kurulamıyordu. Amca “aleyküm selam, aleyküm selam” gibi kısa cevaplar veriyor aramızda bir türlü yakınlık kurulamıyordu. Bana kağıdı uzatıp “buyrun fotoğraf çekebilirsiniz” dediğinde son atağımı yaptım. “Dışarısı oldukça güneşli tren gelesiye kadar odanızda oturabilir miyim” diye izin istedim. Amca da aynı zaman da bilet gişesine kendisinin baktığını ve içerde para alış verişi olduğu için odaya alamayacağını söyledi. (Halbuki bir kaç gün önce Şirinyer'de Suat bey bilet gişesine davet etmiş ve hem işini yapmış hem de bize değerli anılarını aktarmıştı.) Gerçi bende soyguncu tipi yoktu, hatta pek yumuşak bir yüz ifadem, düzgün bir kılığım ve üniversite mensubu olduğumu gösteren belgelerim vardı. Fakat sonuçta bir hak iddia etmem mümkün değildi. İster içeri alır, ister almazdı. Belki de geçmişteki asayişi bozan olaylar yüzünden böyle tedbirli davranıyor ve benimle kilitli demir parmaklıklı kapı arkasından konuşuyordu. Fazla zorlamadım ve “hadi eyvallah” deyip platforma geri döndüm.


Kemer İstasyonu. Alsancak'tan gelen MT55000 Kemer'e giriyor. Foto: Orhan Berent


    Bir süre sonra Basmane'den gelecek olan treni müjdeleyen ikaz zilleri çalmaya başladı. Bu arada iki güvenlikçi de ortaya çıkmış istasyona göz gezdiriyorlardı. Gerçekten bu istasyon İzmir'in diğer istasyonlarına hiç benzemiyordu. Ortalıkta her cinsten gerekli, gereksiz insanlar dolaşıyordu. Ben de tren gelmeden önce güvenlikçilerden birine meramımı anlattım ve ortalıkta fotoğraf çekmek için dolaştığımı belirttim. Bir dakika sonra da tren geldi, yolcular bindi. Güneşin ters olması nedeniyle ilk trenin sadece bir pozunu alabildim ve güvenlikçilerin odasına girdim. Onlara “bir trenin resmini çektikten sonra bu odaya geri dönmek istediğimi” söyledim. Sebebi şuydu. Alışılmamış bir iş yapıyor ve istasyonun, trenlerin resmini çekiyordum. Güneşin durumunu ayarlamak ve istasyonu çeşitli mevkiilerden arka fon olarak kullanmak istediğimden sadece bir treni görüntülemem yetmiyordu. En azından buradan geçecek 5-6 treni istasyonun değişik yerlerinden görüntülemem gerekiyordu. Ama tren aralarında da hem güneşten korunup gelecek treni bekleyeceğim emniyetli bir yer gerekiyordu. Sonuçta elimdeki makinanın başına bir şey gelsin istemezdim. Bu yüzden güvenlikçilere tren beklerken odalarında oturmak için izin istedim. Sağolsunlar onlar istasyon şefi amca gibi davranmadılar ve “buyrun oturabilirsiniz” dediler. Zaten resmi belgelerimi ve üniversite kimliğimi onlara da göstermiştim. Böylece rahat çalışabileceğim bir ortam sağlanmış oldu güvenlikçilerin sayesinde. Tren beklerken de zaman zaman kendileriyle sohbet ettim. Buradan onlara teşekkürlerimi sunuyorum.


Kemer İstasyonu. Alsancak'tan gelen MT5700 Şirinyer'e gitmek üzere hareket halinde. Foto: Orhan Berent

    Kemer istasyonu bugün şehrin merkezinde kalmış , ama fazla sıkışık olmayan bir yerde konumlanmış. Burası Halkapınar'dan daha çok bir gateway yani geçiş noktası olma özelliği taşıyor. Buraya hem Alsancak'tan hem de Basmane'den trenler gelip gidiyor. Ayrıca Buca'ya, Otogar'a, Tepecik'e, Gültepe, Toros gibi mahallelere giden karayolları da bu civardan geçiyor. Özetle burada bir demiryolu olması büyük bir şans. Akıllı bir planlamayla burası bir ulaşım cennetine çevrilebilir. Üstelik Kemer'den Halkapınar'a direkt bir hattın açılması da düşünülüyor fakat şehrin ortasında kalmış Genelev bunu engelliyor. Ayrıca bu civardaki renkli insan profillerini de geneleve borçluyuz sanırım. Tinerciler, pejmürde amcalar, sürü halinde dolaşan genç kardeşlerimiz, demiryolu hattına çiş yapan insanlar, her an istasyonun önündeki hemzemin geçitten akan yoğun trafik, Hilal tarafındaki demiryolu hattında turlayan kadınlı, erkekli neşeli vatandaşlar ve tüm bunlara ilave olarak benim sevgili trenlerim.


Kemer İstasyonu. Şirinyer'den gelen MT5700 Alsancak'a gitmek üzere Kemer'e girerken. Foto: Orhan Berent

    Kemer istasyonunun anklaşman planları CTC sisteminin devreye alınmasıyla değiştirilmiş. Bugün Basmane'den gelen ve Basmane'ye gidecek trenler güneye doğru binanın sağ tarafında kalan tek hattı kullanıyor. Alsancak'tan gelen ve Alsancak'a gidecek trenler ise güney yönünü baz alırsak istasyonun sol tarafındaki iki hattı kullanıyor. Halbuki eski anklaşman planlarında böyle bir pay söz konusu değildi. Hilal'e doğru Tepecik hemzemin geçidini geçtikten sonra şimdi tantancıların olduğu mevkideki bir makasla, trenler Basmane ya da Alsancak tarafına sevk edilirdi.


Kemer İstasyonu. Şirinyer'den gelen MT5700 Alsancak'a gitmek üzere Kemer'i terk etmiş, Hilal'e gidiyor. Foto: Orhan Berent


    Kemer istasyonunu güneşin izin verdiği ölçüde görüntülerken trenleri bir çok açıdan resmetmeye çalıştım. Ancak uzak plandan istasyonun sağında güneş çok uygun olmasına rağmen bu tarafta dolmuş durağı olduğu için istasyon ve geçen trenler görünmüyordu. Geriye sol taraf kalmıştı. Ancak makinenin güneş ayarlarıyla oynayıp Alsancak'tan gelen Cumaovası banliyösünü bu şekilde görüntüleyebildim. Resim çektiğim koordinat eskiden yük trenlerinin durduğu yüksek platmformdu. Böylece güneşe karşı da olsa Kemer'i en çok fotoğraflamak istediğim alandan çekmiş oldum.


Kemer İstasyonu. Alsancak'tan gelen MT5700  Kemer'e girmek üzere. Foto: Orhan Berent

    Bu tarafta işim bitmiş sayılırdı. Sağdaki Basmane platformundan geçen treni ve soldaki Alsancak tarafından gelen ve giden iki treni görüntülemiştim. Sıra değişik yerlere gelmişti. Bu amaçla hemzemin geçidin Hilal'e doğru olan tarafındaki tantancı kulubesine gittim. Buradaki görevliyle tanışıp derdimi anlattıktan sonra beraberce gelecek trenleri beklemeye başladık. Tantancı tam karşımızdaki eski depo binasının İngiliz'lerden kalmış olduğunu ama buna rağmen hala sapasağlam ayakta durduğunu söyledi. Gerçekten de haklıydı. Eskiden Basmane ambarına bağlı olan bu depo uzun yıllardır boş duruyordu. Tantancı deponun kiraya verildiği gibi bir duyum aldığını belirtti.


Kemer İstasyonu. Basmane'den gelen MT55000  Kemer'e girmek üzere. Foto: Orhan Berent

    Tantan kulübesi yeşillikler içinde bakımlıydı ve çevresinde lükstrumlar vardı. Burada tantancı abiyle oturup gelip geçen trenlerin fotoğrafını çektim. Karşılıklı nescafe ve sigara içip sohbet ettik. Bana zaman zaman çevredeki insanlar hakkında bilgi veriyordu. Gerçekten de burası oldukça renkli bir yerdi. Çişi gelen insanlar şehrin ortasında hiç çekinmeden bir duvar dibine yanaşıp işlerini görebiliyordu. Buna daha evvel de şahit olmuştum. Ancak kimi zaman insanın ironik bakış açısını bile etkisiz bırakacak dramatik olayları da gözleme fırsatını buldum. Tantancı, deponun karşısında zorlukla yürüyen, 40-50 yaşları arasında üstü başı dökülen, sakallı bir adamı işaret etti. Adam titreye titreye yürüyorken birden durdu ve pantolonunu beceriksizce çözmeye çalıştı. Fakat başarılı olamadı ve altına işemeye başladı. Tantancı bu adamı tanıyordu. Söylediğine göre ileri derecede alkolikmiş ve parasızlıktan ispirto içiyormuş. Tüm bu anlattıklarım bizim 6-7 metre ilerimizde olup bitiyordu. İspirtocu abiden sonra saçları sıfır numara traşlı ve üstünde pijama olan yaşlı bir adam peydah oldu deponun yüksek platformunda. O da zorlukla bacakları titreye titreye yürüyor ve deponun kuytu bölgesini işemek amacıyla kullanıyordu. Giydiği kirli pijamalar ve yüzündeki hasta maskesi yakınlardaki bir hastaneden kaçan kimsesiz bir hastayı aklıma getirdi. İnsan manzaraları çeşitliydi. Bir süre sonra önümüzden yaşlı bir kadınla 16-17 yaşında bir kız geçti. Tantancı, yaşlı kadının genç kızı fuhuş maksadıyla pazarlıyor rolü yaptığını ve müşteriden parayı aldıktan sonra bir şekilde kızla birlikte ortalıktan kaybolmanın ustası olduğunu söyledi. Aslında bu tür şehir efsanelerini çok duymuştum. Gençliğimde Ege Mahallesindeki Tariş Deposunda işçi olarak çalışırken de bu tür öyküleri dinlemiştim. Çevrede keriz bol oldukça bu tür olaylar da her zaman olacaktı.


Kemer İstasyonu. Basmane'den gelen MT55000 Şirinyer'e gitmek üzere Kemer'e girerken. Foto: Orhan Berent

    Kemer istasyonunun Aliağa-Cumaovası projesi için ilerde tadilat göreceği söyleniyor. Gerçekten de gerek istasyon binası, gerekse paltformların iyice elden geçmesi lazım. Fakat proje devreye girip buradan 5 dakikada bir tren geçmesiyle birlikte hemzemin geçidin durumu nasıl olur düşünemiyorum. Alt-üst geçit yapıp karayolu ve demiryolunun birbirini kesmeden ulaşımı sağlamasının şekli nedir burada henüz belli değil. Akla gelen en uygun çözüm karayolunun alttan gitmesi. Karayolunun yükseltilmesi de başka bir çözüm olabilir ama fazla ihtimal vermemek lazım. Bakalım ilerdeki aylar ne gösterecek.



MT55000 Kemer'den çıkmış, Alsancak'a gitmek üzere Hilal'e yol alırken. Foto: Orhan Berent