Denizli Ekspresi Basmane'den gelen kurptan çıkmış Kemer
istasyonuna girmek üzere. Foto: Orhan Berent
Ancak hattan uzaklaştığımız bir sırada bir düdük sesi duyduk. Sanırım MT55000’i yakalayamamıştık. Bunun üzerine Acar cep telefonu ile Basmane’yi arayıp Denizli Ekspresinin gelip gelmediğin sordu. Maalesef biz daha Kemer’e varmadan tren Basmane’ye varmıştı. Ne yapalım sağlık olsun. Yaklaşık bir 10 dakikalık yürüyüşten sonra Kemer’e geldik. Çevremize bakınırken uzaklardan bir düdük sesi daha duyduk. Geriye dönüp uzaklardaki Hilal tarafına baktığımızda Basmane’den Halkapınar depoya dönen Denizli Ekspresini Hilal geçidinden geçerken gördük. Yine kaçırmıştık
Kemer istasyonunda saat 15:15’te Basmane’den kalkan Denizli Ekspresini beklerken istasyonun güvenlikçisiyle görüştük. Güvenlikçi saat 15:15’te gelecek trenle birlikte kapkaç ekiplerinin de ortalıkta dolaşmaya başladığını söyledi ve fazla dikkat çekmemizi söyledi. Zaten güneş ters taraftaydı ve istasyondaki ağaçlar platformdaki treni düzgün görüntülememizi engelliyordu. Biz de Acar’la bir süre banklarda oturduktan sonra Kemer hemzemin geçidinin kenarındaki eski ambarları gözümüze kestirdik. Hem böylece Basmane’den gelen kurptan çıkacak olan Denizli Ekspresini ağaç ve güneş engeli olmadan görüntüleyecektik. Acar’la birlikte ambara doğru yürürken Kemer istasyonundan çıkan koltuk değnekli yaşlı bir adam gözüme ilişti. Platformdan inip demiryolunun karşısına geçmek istiyordu. Bir an koşuğ yaşlı adama yardım etmek geçti içimden. Ancak sonra iyi ki bunu yapmamışım diye düşündüm. Çünkü zorlukla platformdan inip demiryolunu atlayan yaşlı adam eliyle karşı platforma abanıp pantolunun önünü çözdü ve şar şar işemeye başladı karşı platformun kenarına. Dumur olmuştum, Acar’la öylece bakakaldık herkesin ortasına platforma çiş yapan amcaya.
Denizli Ekspresi Kemer hemzemin geçit üzerinde Kemer
istasyonuna girmek üzere. Foto: Orhan Berent
Ambar’ın yüksek
platformuna çıktık ve Basmane’den gelecek treni beklemeye
başladık. Bu arada çakmağımın gazı bitmiş ve bana
azizlik yapıyordu. Bu sırada ambarın üzerinde bizim olduğumuz
tarafa doğru yürüyen bir genç de bize yaklaşıyordu.
Yanımızdan geçerken ondan ateş istedim ama olmadığını
söyledi ve bizden uzaklaştı. Halbuki göğüs cebi
şişkindi ve büyük olasılıkla sigara içiyordu.
Ama nedense bizden çekinmişti işte.
Basmane Garı
Basmane Garı 1. yol üzerinde MT5700 hareket etmeye
hazır. Foto: Orhan Berent
Yaklaşık 7-8 dakika sonra Denizli Ekspresi Basmane’den gelen kurptan kendini gösterdi. Geçerken birkaç poz çektim Kemer istasyonuna girerken. Karşımızdaki Trafik Müdürlüğünde görev yapan polisler için de seyirlik malzeme olmuştuk. Belki de adamlar yan yana geçen trenin fotoğrafı çeken iki kişiyi hayatlarında görmemişlerdi. İşimiz bitmişti. Gaziler geçidi kenarından Basmane’ye doğru geri dönerken Kemer istasyonunda içtiğimiz şişe suyu aklıma geldi. Şişe suyu 50 kuruşken çocuklar 25 kuruşa satıyordu. Ancak açıp içtiğinizde tadından bunun musluk suyu olduğunu anlıyordunuz. Keratalar herhalde istasyonunun tuvaletinden dolduruyorlardı şişeleri. Zaten trenlerin gelip gittiği saatlerde çöp kutularında bolca da pet şişe bulunabiliyordu.
Fiat MT5700 Basmane'den çıkmış Kemer'e sapacak olan
müsellese girmeden önce, Basmane'ye doğru bakıyoruz. Foto: Orhan Berent
Sıcak altında dolaşmaktan hem yorulmuş, hem acıkmış hem de hararetimiz geri gelmişti. Basmane garındaki büfeden birer kaşarlı tost alıp gardaki çay bahçesine oturduk. Bir 45 dakika dinlendikten sonra yeni hareket trenleri en uygun nerede görüntüleyeceğimizi düşünmeye başladık ve akıl yürüttük. Aklıma Yeşildere’ye sapan viyadük geldi. Burada Basmane’den hareket eden trenler tam altımızdan geçecekti. Hemen Acar’la oraya doğru yola koyulduk. Yeşildere viyadüğüne vardık ve yolu iyi gören bir mevkide mevzilendik. Arkamızdan vızır vızır arabalar geçiyordu ve biz viyaüğün korkuluğuna tutunup fotoğraf makinelerimizle gelecek treni bekliyorduk. Ayrıca tam bulunduğumuz yerin altında dandik İzmir metrosu yeraltına giriyordu. Ödemiş trenini beklerken tünelden çıkan bir metro dizisini de görüntüledik.
Nihayet beklediğimiz an gelmişti. Basmane’den kalkan bir MT5700 Kemer’e sapacak olan kurba doğru yaklaşıyordu. Burada güneşi iyi ayarlayıp onun birkaç pozunu çektim ve tam altımızdan geçerken bende geri dönüp hızla karayolunun karşısına viyadüğün güneye bakan kısmına geçtim. Allahtan o sırada araba falan yoktu. Bu sayede Kemer kurbuna sapan MT5700’i birkaç poz daha görüntüledim. Ayrıca o sırada Meles köprüsünden geçen bir metro dizisini daha yakaladım. Sonunda burada işimiz bitmişti. Acar’la son kez Basmane’ye döndük ve merdivenlerden metro durağına indik. Yeni hedefimiz eski Bornova tren istasyonuydu.
Fiat MT5700 Kemer kurbuna girmiş. Solda kalan iki yol
ise Halkapınar'a devam ediyor. Hilal tarafına bakıyoruz. Foto: Orhan
Berent
Bornova Tren İstasyonu batıdan görünüş. Foto: Orhan
Berent
Bornova Tren İstasyonundaki eski su deposu. Foto: Orhan
Berent
Bornova Tren İstasyonu doğuya Ege kampüs tarafına doğru
bir bakış. Foto: Orhan Berent