Hilal İstasyonu
Hilal mevkiinde Alsancak'a doğru bir bakış
sırtımız
Kemer'e dönük. Foto: Orhan Berent
Geçen hafta
sonu Ayhan'la cumartesi günü buluşup Basmane
çevresini görüntüledik. Orada çok
güzel fotoğraflar çektik. Basmane'deki eski makas
kulübesine çıkıp ilginç açılardan
fotoğraflar aldık ve oradaki manevracı arkadaşlarla bol bol
sohbet etmiştik. Tek eksik yer Hilal kalmıştı. Basmane ve
Alsancak'tan
gelen demiryolunun kesiştiği yer olan Hilal mevkii dünyada iki
tane olan yerden biriydi. Bir benzeri de sanırım İngiltere'de
bulunuyordu. Raylar birbirini dik açıyla kesiyor ve
demiryolcu dilinde buraya tekatu halk arasında da “takatuka”
deniyordu. Daha önce 1976 ve 1977 yıllarında, buharlı
lokomotiflerin İzmir banliyölerinde çalıştığı
sırada İngiliz gezgin Robin Lush burada çok güzel
fotoğraflar çekmişti. Daha sonra 1979 yılında Karabük
takma adını kullanan bir Alman demiryolu sevdalısı da Hilal'de
fotoğraflar çekmişti. Bize düşen buradaki demiryolu
trafiği durmadan önce son görüntüleri
yakalamaktı.
Hilal mevkiinde Alsancak ve Basmane'den gelen hat
birbirini dik olarak kesiyor. Foto: Orhan Berent
Hilal'in anlamı
şuradan geliyordu. Cumhuriyetten önce
İzmir-Aydın demiryolunun yapılmasından sonra Fransız'lar da
emperyal amaçlarla İzmir'de bir demiryolu hattı çalıştırmak
isterler. Bu amaçla İngiliz'lerin Alsancak Garına karşılık
onlar da Basmane Garını inşa ederler. Hedef İzmir'den kasabaya
yani Salihli, Turgutlu'ya ulaşmak oradan da Balıkesir yoluyla
Bandırma üzerinden Marmara denizine inmekti. Alsancak'tan
yaklaşık 20 sene sonra Basmane Garı inşa edilir ve İzmir iki
büyük anıtsal tren istasyonuna sahip olur. İki demiryolu
hattı ise bugünkü Hilal bölgesinde birbirini dik
açıyla keser. O yıllarda bu çevrede oturan Rum'lar
hattın birbirini dik açıyla kesmesi Hıristiyan'ların
haçına benzetirler ve bu mevkiye Stavria adı verilir.
İzmir'in kurtuluşundan sonra “Hıristiyanların haçı
varsa Müslüman'ların da Hilal'i vardır” düşüncesiyle
buraya Hilal adı verilir.
Hilal mevkiinden geçen dandik İzmir metrosu
Halkapınar'a doğru giderken. Foto: Orhan Berent
24 Haziran'da
Ayhan Sinal'la
birlikte Hilal'e de uğrayalım dedik. Hilal'deki takatuka'dan
tren geçişini görüntülemeden olmazdı.
Ayhan'la gittik gölgelik bir yer bulup oturduk, bekle Allah
bekle depodan Basmane'ye doğru bir tren geçmedi. Bu arada
ilerde de bir ekip arabası fark etmiştik devriye gezen. Arada
yanımızdan o mahallede oturan vatandaşlar falan geçiyor.
Bizde o kadar iddiasız bir halimiz olmasına rağmen Ayhan'la
birlikte haliyle dikkati çekiyoruz. Öyle ya
İzmir'de oturup da sohbet etmek için düşünülecek
en son yerlerden biri Hilal geçişi. Aslında çevre
yabancı değil bana, gençken bu civardaki Tariş depolarında
çalıştığım için bölgeyi iyi tanıyorum. Hatta
o yıllarda bu mahallede oturup da Tariş'te beraber çalıştığımız
insanlar da var. Geçen sene buraları Şafak Aktaş'la
gezdiğimizde bir iki tanıdıkla karşılaşmıştık. Ama
aksilik işte Halkapınar tarafından Basmane'ye hiç bir
hareket olmadığı için orada yarım saat ya da kırk dakka
orada oturduk. Kimi zaman yanımızdan geçenler "selamın
aleyküm" falan çekiyor biz de selamlarını alıyoruz.
Bir ara iki genç yanımıza gelip, burada neden
oturduğumuzu sordu. Ulen şimdi tren fotoğrafı çekmek
için geldik desek, dünyada söylenilecek en son
bahane, komik bir şey. Genç kardeşlerimiz de bitirim
bitirim bakıyor. Bize oradan uzaklaşmamızı, burada
gasp olaylarının çok olduğunu falan söylediler. Ben
de yıllar önce Kuruçay'da tanıştığım ve çeribaşı
olduğundan nüfuzunun buralarda da geçerli olacağını
tahmin ettiğim birinin adını verip, bizlere dokunmamasını ve
raconu bildiğimizi söyledim. Gençlerden biri bu sefer,
polis ekibinin ortalarda dolaştığını ve üstümüzde
bir şey varsa dikkatli olmamızı söyledi. Ayrılırken de bir
emrim olursa yakınlarda olacağını söyledi. Eh şimdi gelde tren
fotoğrafı çek yani. :))) Bir taraftan mahallenin
gençleri, bir taraftan devriye gezen polis arabası, bir
taraftan da oradaki askeri birlikte nöbet tutan askerin bizi
dikkatli dikkatli izlemesi.
Hilal mevkiinden sırtımız Basmane'ye dönük
Halkapınar'a
doğru bir bakış. Foto: Orhan Berent
Hilal mevkiindeyken Halkapınar tarafından gelen
MT5500
Basmane'ye doğru gidiyor. Foto: Orhan Berent
Ama Hilal'i son bir kez
görüntüleyememek, hem de iki taraftan tren geçerken
görüntüleyememeyi kafama takmıştım. İyi de nasıl
yapacaktım, oradan yürü geç birşey olmaz. Ama
iş fotoğraf çekmeye gelince haliyle dikkat çekiyor,
yanımızda mahallede tanınan, bilinen biri olsa bir nebze rahat
edilebilirdi. Alsancak'ta, Murteka'da (Ege Mahallesi) yakın
çevredeki bir kaç kahveye uğradım o civarda oturan
bir iki tanıdığa rastlayabilir miyim diye, şansım yoktu kimseyi
bulamadım. Bu arada bizim Doktor Acar aradı hafta içi
Çarşamba müsaitmiş, fotoğraf çekecek miyiz"
diye soruyor. Mutlaka Hilal'i görüntülemek lazım ama
öyle elinde fotoğraf makinesiyle fink atıp tren beklenecek bir
yer de değil. Bizim üniversitedeki odacılardan birisi
o civarda oturuyordu ona da ulaşamadım. TCDD'ye gidip Hilal B
kulesine girmek için izin istedim, kule CTC'nin devreye
girmesi yüzünden terk edilmiş durumda merdiveni sökmüşler
yukarı çıkmak imkansız. Yanınızda merdiven götürün
diye abuk subuk bir fikir ileri süren de oldu. Ara sıra o
civarda ekip arabası dolaşırken, yan tarafta bir askeri birlik
varken ben merdiveni TCDD'nin malı olan bir binaya dayayıp
pencereden girmeye çalışacağım. Birisi “ne yapıyorsun
sen kardeşim merdiven dayamış” dese ne bahane ileri süreceksin. Ne
yapalım artık kendi başımızı kendimiz kaşıyacaktık.
Hilal mevkiindeyken Halkapınar tarafından gelen
MT5500
Basmane Garına gidiyor. Foto: Orhan Berent
28 Haziran günü
Hilal'i ve çevresini, geçen trenleri son bir kez
görüntülemek için oraya gittik. Eski hemzemin
geçitte ekip arabası bekliyordu. Ekipler amirliğine orada
fotoğraf çekmek istediğimi o günün öğleninde
belirtmiştim, onlar da sağolsunlar bizim saat 17'de orada bir
ekibimiz var sizlere nezaret ederiz demişlerdi. Sayelerinde bu
önemli yerin bol bol görüntüsünü aldık.
Bir ara nöbet bekleyen asker bizi elimizde fotoğraf makinesiyle
görünce telaşlanıp hareketlendi ama ortada dolaşan polis
memurunu görünce bir şey demedi. Bir de başımızın
silahlı kuvvetlerle derde girmesini hiç istemezdik. Amacımız
dünyada bir tek İngiltere'de örneği olan bir demiryolu
geçişini görüntülemekti. Bundan daha masum bir
şey olabilir miydi.
Hilal mevkiindeyken Alsancak tarafından gelen
MT5700
Hilal'e girmeden önce. Foto: Orhan Berent
Alsancak Garından gelen MT5700 Hilal'i geride
bırakmış
Kemer'e doğru gidiyor. Foto: Orhan Berent