İşte bir zamanlar İzmir'de
ulaşımda bütün yükü çeken troleybüslerin faal olduğu zamana ait eski
bir resim.
Yer İzmir Güzelyalı Troleybüs deposu. ( Foto Yeni Asır Gazetesi.)
Fotoğraf 1992
yılında çekilmiş. İzmir'de Troleybüslerin son zamanları. Solda 30
belediye
numaralı bir Fiat, ortada üç adet Ansaldo ve en sağda iki Fiat daha.
Yılların
yorgunluğunu üzerlerinde taşıyorlar. İşte ben size şimdi çocukluk
anılarımdan
da bahsederek İzmir Troleybüslerini anlatacağım.
Troleybüslerin de tıpkı buharlı
lokomotifler gibi çocukluğumda özel bir yeri vardı. İnsan bir şeyi
kaybetmeden
değerini anlamıyormuş. Sanki tüm o yaşadıklarımız hiç değişmeyecek
gibiydi. Ama
zamanı gelince değişim kaçınılmaz oldu. Önce buharlı lokomotifler
kayboldu,
sonra da troleybüsler. Otobüsler çoğaldı, özel otomobillerden
sokaklarda
yürüyemez hale geldik ve şehir değişti. 1960’lı ve 1970’li yılların
İzmir’i
yoktu artık. Çocuklar bile futbol takımı tutarken bizim zamanımızdaki
Altay,
Göztepe, Altınordu muhabbeti yerine 3 büyük İstanbul takımını konuşmayı
yeğliyor artık.
1992 yılıydı, Yeni Asır
gazetesinde bir haber okumuştum. Troleybüslerin birkaç ay sonra
çalışmayacağını
içeren bir haber çıkmıştı. Haberde yıllardır troleyus deposunda
çalışmış
Muammer Boralı’nın da üzüntüsünü okumuş ve o sayfayı kesip saklamıştım.
Aradan
yıllar geçti, bir gün aklıma troleybüslerle ilgili bir web sayfası
hazırlamak
geldi. Kesip sakladığım o gazete küpurunu çıkardım ve işe koyuldum.
Tanıdığım
bir iki sahaftan eski İzmir kartpostallarını taradım troleybüs
görüntüleri bulabilmek
için. Daha sonra 1970’li yıllarda ülkemizi ziyaret etmiş Robin
Lush adlı buharlı trenleri seven bir gezginin çektiği iki adet
fotoğrafın
benim gazete kesiklerinden ve kartpostallardan daha net olduğunu
gördüm. Bizim
troleybüslere göstermediğimiz ilgiyi o göstermiş ve iki güzel troleybüs
fotoğrafı çekmişti Alsancak garı önünde. Kendisinden çektiği bazı
fotoğrafları
kullanmak izin aldım. İtiraf ediyorum sitedeki en güzel iki foto ona
ait. İzin
belgesi ve copyright için tıklayınız. Robin Lush ile olan yazışmam
süresince benden değerli yardımını esirgemeyen Duke Ünivercity’de
görevli
sevgili arkadaşım Profesör Dr. Şule Özev’e de buradan teşekkürlerimi
iletiyorum.
Troleybüslerin hep çevre dostu
olduğu söylenir. Atölyenin kapanacağı haberi üzerine yapılan
röportajlarda
gerek Muammer Usta gerek diğer çalışanlar da bunun böyle olduğunu
söylemişlerdi. Çocukluğumda gürültülü otobüslerin yanında
troleybüslerin hep
sessiz olması dikkatimi çekmişti. Ayrıca İzmirlilerin boynuz dediği
teknik
deyimiyle arş denen çubukların teller üzerinde kayması ve arada ark
yapıp
kıvılcımlar çıkarması otobüslerden ziyade dikkatimi troleybüslere
çekiyordu. O
arşların zaman zaman düştüğü de oluyordu. Bu gibi durumlarda biletçi (
biletçiler kaldırıldığında şoför ) aşağı inip troleybüsün arkasına
geçiyor ve
arşları tellere yerleştirmeye çalışıyordu. Arş düşmesi makas tabir
edilen hat
ayrımlarında daha çok oluyordu. Bu makasların üstünde sarkan ters
üçgenden
küçük bir levha vardı. Beyaz üzerine kırmızı yazılı olanda “ceryan
kes”, yeşil
üzerinde beyaz yazılı olan üçgende “ceryanla geç” yazıyordu.
Troleybüsler yol
ayrımlarına geldiklerinde hızlarını azaltırlardı. Bu arş düşmesi aynı
zamanda
ufak kazalara da yol açabiliyordu. Alttaki Yeni Asır gazetesinden
alınmış
kupürde böyle bir kazanın haberi var.
17.01.2005 (İlk yayın tarihi)