Sık sık tepelerindeki “Arş”ları atan hantal yapılı
“boynuzlular” iki ay içinde İzmir sokaklarında görülemeyecek. Tesadüfe
bakın
ki, Türkiye’de ilk çalıştırıldığı Mithatpaşa Caddesi’nden sökülecek
telleri.
Sadece bir hatta sembolik olarak kalacak. Belki de üç beş ay sonra
oradan da
kaldırılacak.
14 Mayıs 1954’te Pasaport açıklarına yanaşan Alman bandıralı Walter şilebinden “FIAT” marka dört troleybüs indirilir. .Bunlar Türkiye’ye gelen “ilk” troleybüslerdir..
Zamanın belediye başkanı Rauf Onursal’ın çabalarıyla düşük faizli 900.000 liralık kredi sağlanmış ve Siemens firmasıyla işbirliğine gidilerek yoğun bir çalışma sonucu, troleybüslere güç sağlayacak havai hat çoktan tamamlanmıştır...
Ve 28 Temmuz 1954’te “Türkiye’de ilke kez” Konak-Güzelyalı hattında troleybüs çalışmaya başlar.. 11 metre boyunda, yaklaşık 100 kişi taşıyabilen bu araçlar “hızlı” gidişleriyle göz doldurmuştu o yıllarda..25 Ağustos 1954 tarihinde bu kez Alman Atlas şilebi 10 troleybüs daha getiri İzmir’e.
Bu gelişmeler, gerisinde yığınla anı bırakarak İzmir’de 74 yıllık tramvay saltanatını bir çırpıda yıkmış, yerine “taylara bağlı olmadan yolcu taşıyan” bir aracın, “troleybüs”ün dönemini başlatmıştır..İzmir’i daha sonra İstanbul ve Ankara izler..
1958 Haziranında, şu anda hala çalışmakta olan üç adet körüklü “FIAT Viberti” daha alınır. Bu arada 1962-71 yılları arasında ESHOT atölyelerinde éBussingé şasi üzerine “Brown Boveri” ekipmanları monte edilerek “yokuş tipi” 21 adet troleybüs üretilir. 1984 Kasım’ında ise İstanbul’dan alınan 75 adet 1960 model “Ansaldo” katılır ESHOT’un troleybüs filosuna..
İzmir’deki troleybüs
filosu
giderek büyümektedir..Ta ki, yıllar birbirine eklenip, tüm büyük
şehirlerde
olduğu gibi troleybüslere artık caddeler dar gelinceye kadar..Yük
olur..
Buralara sığamaz..
Genel
Müdür’ün şok açıklaması
Geçtiğimiz günlerde ESHOT Genel Müdürü Mehmet Erdül’ün yaptığı bir açıklama troleybüs çalışanlarında “şok” etkisi yaptı: “Troleybüsler seferden kaldırılıyor”..
Evet en yenisi 32 yıllık olan ve artık kullanılamaz hale gelen troleybüsler seferden çekilecekti. Ve bu sefer niyet ciddiydi. Erdül’ün açıklamasına göre “operasyon” kademelei olarak gerçekleştirilecek ve ithali yapılan otobüsler devreye girdikçe troleybüsler seferden kaldırılacaktı. Hem de iki ay gibi kısa bir süre içinde..
En yenisi 32 yaşında
Açıklamaya göre, 1957’den beri kentiçi toplu taşımacılıkta kullanılan ve en yenisi 32 yaşında olan troleybüsler öncelikle Mithatpaşa Caddesi ve Buca-Montrö hattında seferden çekilecek, daha sonra belirlenecek bir hatta sadece sembolik olarak çalışacak. Bu hatlardan alınacak troleybüslerin bir süre daha İnönü Caddesi’nde çalışmaya devam etmesi planlanmıştı..Güzelyalı’daki deponun kapatılmasından sonra da İzmir’de troleybüsle toplu taşımacalık devri kapanmış olacaktı..
Bu
gelişmeler olurken yürekleri kan ağlayan kişilerle görüştük Güzelyalı
Troleybüs
Depo’sunda çalışan..Hele bunların içinde biri var ki, troleybüslerle
birlikte
işe başlayan, onlarla birlikte emekli olmayı düşünen.
Sözünü ettiğimiz kişi Muammer Boralı.. Şu anda Troleybüs Atelye Şefi olan 60 yaşındaki Boralı, 27 yaşında elektrik teknisyeni olarak işe başlamış ve aralıksız 33 yıl troleybüslerle iç içe yaşamış…Zaten troleybüslerden söz ederken “çocuklarım” diyor Boralı..
Troleybüslerin seferden kaldırılması haberinin kendisini yıktığını söyleyen Muammer Usta, geçtiğimiz yıllarda balıklara yuva olsun diye kröfeze atılan troleybüslere öyle üzülmüş ki, günlerce işe gelmemiş, oturup ağlamış evinde..Yani böylesine duyarlı bir kişi..
“Onlardan ayrılırsam ölürüm” diyen Muammer Usta’nın 50 kişi çalışıyor yanında: elektrikçi, altakımcı, arşcı, redresörcü, havai hatçı, bobinajcı bölümlerinde çalışan personel de en az Muammer Usta kadar yıkılmış troleybüslerin emekli olacağı haberiyle..Üzüntüleri işsiz kalacaklarından değil, “Nasıl olsa başka servislere gönderiliriz. Biz, kendimizden bir parça gibi gördüğümüz araçlarımızdan ayrılacağımız için üzgünüz” diyor hepsi de.
Troleybüsleri çok yakından tanıyan bu insanların ilginç saptamaları da var: “ Bu saatten sonra yararı olacağını sanmıyoruz. Ancak “Bilinmesinde yarar var” deyip şöyle konuşuyorlar:
“Troleybüsler sanıldığı kadar yavaş araçlar değildir. 20 dakikayı bulan duruşlarla birlikte bir araç 19 kilometrelik Alsancak-Fahrettin Altay arasını yaklaşık 1 satte gider. Bu süre içinde harcanan enerji 40 Kilowattır. Bu seferler sırasında ortaya çıkan trafik sıkışıklığı ise yolun sağına soluna gelişigüzel park edilmiş sorumsuz araç sürücülerinden kaynaklanmaktadır.
Malzeme sarfiyatı çok az, taşıdığı insan sayısı çok fazla olan bu araçlar gerçek anlamda çevre dostudur. Verilen karara saygımız var fakat raylı sistemin yaygın olduğu günümüzde troleybüsleri seferden kaldırmadan önce iyice düşünmeliyiz.”
“Çevre
dostlarıydı hepsi”
İşte 1914 yılında atlı tramvayla başlayan, 1931’de elektrikli tramvaya dönüştürülen, gelişen teknolojiyle birlikte 1954 yılında da yerini “boynuzlular”a bırakan İzmir’deki toplu taşımacılık öyküsünden troleybüse ait satırbaşları..
İzmir’de raylara bağımlı tramvaylardan sonra yıldızları o
yıllarda bir anda parlayan, fakat o denli de çabuk sönen “çevre dostu”
bu sevimli araçlar yakında seferden kaldırılıp toplu taşım araçları
müzesinin bir köşesinde yerlerini alacaklar. Ancak acı tatlı anıları
belleklerimizden silinmeyecek..