Cuma, Aralık 30, 2005

seyreyle gümbürtüyü...

serdar robotlarla ilgili bir haber girdi, link de verdi. lafı çok dolandırmadan robotlara getireceğim... benim kuşağım açısından yıldız savaşları güçlü bir bk modeliydi, oradaki robotların ağırlığı-hantallığı bizi rahatsız etmezdi.. cyborg, android nedir bilmezdik.. küçük robotlar vardı büyük robotlar vardı... büyük robotlar canavar gibi şeylerdi... godzilla, king kong, dinozor ya da dev örümcekle o hantal, o battal robotların farkı yoktu? hiyaaaa onlar yürürken kamera sarsılırdı... güçlü ama beyinsizdi o dev robotlar (sonradan onların bir de kalbi var yaptılar). ilkokulda sinemaya gittik arkadaşlarla? bir italyan filmiydi galiba, ali ihsan okan turgut isimli bir arkadaşım vardı, filmde dev robotu görünce devrobot diye bağırarak ayağa kalkmıştı (evet devrobot da çizgiroman gibi birleşik yazılıyordu o zamanlar). filmleri seyrederdik ve sonra anlatarak seyrettiğimizi yaşatırdık birbirimize. çizgi romanlar öyle değildi, onları saklayabiliyor, tekrar tekrar bakabiliyorduk. zagorun dev robotunun hafızamda yeri olduğunu, her sarsılan kamerayı gördüğümde aklımın bir köşesinden bana kendini hatırlattığını itiraf edeyim. sonra farkına vardım ki ferri bütünüyle zamanını durdurmuş, bilim kurgu gelişmiş-dünya dönüyormuş filan umursamayıp kendi gençliğinde seyrettiği - muhtemelen korktuğu filmleri - yeniden (ve yeniden) resmediyormuş. ellili yılların b-movie filmlerinde her ne varsa zagor'da vardır. büyüdükten -başka çizgi romanlarla karşılaştıktan sonra robot ali/archie?yi gördüm kartal ve ceylan'da..ali ihsan okan turgut devrobot diye bağırdı her defasında.

Sisteki Gorillaz


Damon Albarn ve çizgi romancı Jamie Hewlett'in görsel/işitsel projesi Gorillaz, Demon Days ile bu yıl adından bol bol söz ettirdi. 2D, Murdoc, Noodle ve Russel gibi dört sanal karakterin ön plana çıktığı grup, geçenlerde Avrupa Müzik Ödülleri'nde ilginç bir şov gerçekleştirdi. Grubu simgeleyen dört karakter, üç boyutlu hologram tekniği ile sahnede canlandırıldı. Grup 2007-2008 döneminde tamamen bu yöntemin kullanılacağı bir tura çıkacakmış.

Gorillaz'ın Manchester International Festival'da verdiği konseri, grubun müziğini ve animasyonlarını beğenenlere tavsiye ederiz:

video

Perşembe, Aralık 29, 2005

Düşlerimize Giren Robotlar

Wired tüm zamanların en önemli robotlarını seçmiş. Sosyal hayatımıza giren "kanlı canlı" örneklerden popüler kültürün yıldızlarına uzanan listede, Kara Şimşek'in Kitt'i, Hal 9000, ve Gort gibi örneklerle birlikte, Astro Boy da var. Japonya'da robot tasarımcılarının yetişmesine yaptığı katkılar nedeniyle iki numarada...

Link

Kemal Tahir İmzalı Mayk Hammer Yeniden Çıkıyor

İthaki Yayıncılık Kemal Tahir Külliyatını yeniden yayınlıyor. Tahir'in mahlas kullanarak yazdığı roman ve tefrikaları da yayınlamak gibi bir tercih de bulunmuş ki bu gerçekten önemli. Ellili yıllarda Çağlayan Yayınlarından çıkan ve büyük ilgi gören Mayk Hammer dizisine Kemal Tahir- Çevirmen F.M.İkinci imzasını kullanarak yeni Mayk Hammer romanları yazmıştı. İthaki bu seriye Derini Yüzeceğim başlıklı bir kitapla başlıyor. Aslından daha iyi olduğu ve Çorum ağzıyla konuştuğu iddia edilen bu tahirî Mayk Hammer?i tavsiye ederim.

Not1: Kitabın kapağı ufak bir değişiklik ile aynen kullanılmış gibi geldi bana, evin içerisinde romanı aradım ama henüz bulamadım. Ellili yıllarda kapak ve illüstrasyon yapan çizgi romancı ve çizerler hakkında bir bahis açabileceğimi düşünmüştüm. En azından daha ayrıntılı olarka başka sefere bir şeyler karamalaya söz veriyorum.

Pulp romanların kapak çizerleri hakkında vakt-i zamanında Aslı (Yakın) bir çalışma yapıyordu, sonra ne oldu bilemiyorum. Akıbeti hakkında belki Orhun bir şeyler yazabilir.

Not2: İthaki kitabı Ocak ayı başlarında piyasaya sürecekmiş (Kapak resmi ideefixe'den alınmıştır)

Çarşamba, Aralık 28, 2005

Superman Yine Dönüyor


Geçen gün zap yaparken, bir televizyon kanalında, kürşat başar'ın sunduğu bir yarışma programında, yarışmacılardan biri olan Vatan Şaşmaz'ın bir projede Superman'i canlandıracağını söylediğine şahit oldum.

Internette bir araştırayım dedim ve şöyle bir habere rastladım:

"Türk sanat müziğinin güçlü seslerinden Emel Sayın'ın yeğeni Nergiz Mizanoğlu'yla 2.5 yıllık ilişkisini noktalayarak, nişanı bozan sunucu ve oyuncu Vatan Şaşmaz, rol gereği kendine yeni sevgili buldu. Senarist Tayfun Güneyer'in temmuz ayından itibaren çekeceği Yerli Süpermen dizisinde başrol oynayacak Vatan Şaşmaz'ın dizideki sevgilisini, Azeri manken Nigar Talibova canlandıracak. Filmin orijinalinde Superman, gazeteci Lois Lane ile aşk yaşıyordu. " (kaynak: gecce.com)

Haberin kaynağı bir paparazzi sitesi olduğu için yapımın ayrıntılarından çok, ileride Vatan Şaşmaz ve Nigar Talibova arasında yaşandığını söyleyecekleri aşk söylentilerine yatırım yapmışlar. Yerli Süperman gibi bir konseptle yola çıkılmış olması dizinin bir parodi olacağını göstermediği düşünülüyorsa Şans Kapıyı Kırınca ve Keloğlan Kara Prens'e Karşı filmlerinin senartist ve yönetmeni olan Tayfun Güneyer'in imzasını taşıyan bir proje olması parodi hususunda yeterli kanıt sunuyor sanırım. Elbette tutulup tutulayacağını zaman gösterir fakat bence pek şansı yok.

online çizgi romanlar ve beyaz elma üzerine..

Aramızdan doğası gereği çizgi romanın ruhuna aykırı diyenler çıkabilir, gelecek bunda diyenler de ancak görünen o ki online çizgi romanlar gün geçtikçe genişleyen bir mecra.

En son geçtiğimiz haftalarda Marvel bile web sayfası altında Digital Comics adını verdiği bir reyon açtı:

http://www.marvel.com/digitalcomics/catalog/catalog.htm

Bugünün haberi ise VideoTVisioN'ın Apple'in önce online mp3 store olarak yarattığı, şimdilerde ise NBC, ABC, vb. televizyon firmalarının dizilerinin bölümlerini bile satın alıp download etmenize olanak sağlayan programı iTunes üzerinden 12 Gauge Comics adlı bir şirketin çizgi romanını podcasting üzerinden video olarak dağıtmaya başlaması oldu:

iTunes: link

NOT: Bir de bu söyleyeceklerimin çizgi romanlarla bir alakası yok ancak yine de yazıyorum :)

Steve Jobs, Apple Computers Inc.'i kuracağı zaman isim hakkıyla ilgili bir sorun yaşamış zira The Beatles'ın albümlerini çıkardığı müzik şirketinin adı da Apple Records'muş. Ancak daha sonra her iki taraf arasında Steve Jobs'un benimkisi bir bilgisayar şirketi, müzik sektörüyle ne alakam olabilir ki diye bastırmasıyla bir antlaşma sağlanmış.

Ancak gelin görün ki Apple iTunes sayesinde şu anda yasal mp3 dağıtan şirketler arasında büyük farkla önde. Geçenlerde okuduğum bir dedikoduya göre Sir Paul McCartney buna çok bozuluyormuş ve Apple'ı dava etmek için bu imzalanan antlaşmayı incelettiriyormuş.

Salı, Aralık 27, 2005

2005 Yılının En Çok Satan Çizgi Romanları

http://www.ideefixe.com dan aldığımız verilere göre 2005 yılının en çok satan çizgi romanı Ahmet Ümit-İsmail Gülgeç işbirliğinin ürünü olan Başkomser Nevzat oldu. Bir dizi olarak tasarlanan Başkomser Nevzat?ın Ekim ayında çıkan ilk albümünün kısa süre içerisinde bütün yıl yayınlanan çizgi romanlardan çok satması önemli bir başarı. En çok satan ikinci çizgi romanın Jean-Christophe Grangé ın kaleminden çıkması da ilginç bir başka veri. Ahmet Ümit ve Grangé isimlerinin albümlerin satışını etkilediği açıkça görülüyor. Doğan Kitaptan çıkan iki albümün tanıtım ve reklâmının çok yapılması da bir başka önemli etken.

Aşağıda http://www.ideefixe.com kitap satış sitesinde yıl boyunca en çok satan yirmibeş çizgi romanının listesini bulacaksanız. İdeefixe yetkililerinden aldığımız veriler çerçevesinde olusan liste hakkında bir açıklama yapalım. Öncelikle birkaç kitabı bir araya getirerek indirimli satılan üç ayrı çizgi roman seti listeden çıkarılmıştır. Buna göre Renkli Tommiks 1-7 seti 2., Renkli Teksas 1-7 seti 13. ve Helboy 5 li takım 5.sıradaydı, dileyenler listeyi bu biçimde de okuyabilir.

1- Başkomser Nevzat, Çiçekçinin Ölümü
2- Zener'in Laneti Cilt: 1 Sibylle
3- Rüyalar Lordu Sandman 4. Kitap, Sisler Mevsimi
4- Günah Şehri, Buruk Veda 1
5- Efsanevi Martin Mystere Maceraları 2
6- Efsanevi Zagor Maceraları Sayı: 6
7- Constantine: İlk Günahlar Cilt 1
8- Tex / Maxi Tex 3 ve 4
9- Zagor Maxi Zagor 3 ve 4
10- Zagor Klasik Maceralar Dizisi 4
11- Hellboy, 5. Cilt: Fatih Kurtçuk
12- Ölümsüzler Panayırı , Nikopol Üçlemesi 1
13- Zagor Klasik Maceralar Dizisi 3
14- Zagor Klasik Maceralar Dizisi 2
15- Günah Şehri, Uğruna Öldürülecek Hatun
16- Zagor Klasik Maceralar Dizisi: 5
17- Conan Klasik Maceralar Cilt 4, Red Sonya ve Diğer Hikayeler
18- Rüyalar Lordu Sandman, Bebek Evi 2. Kitap
19- Tehlikeli Kadın, Nikopol Üçlemesi 2
20- Batman: İlk Yıl
21- Sandman, Sen Oyunu 5. Kitap
22- Superman Batman / Halk Düşmanları
23- Efsanevi Mister No Maceraları: 2
24- Atlantis (Özel Seri) Cilt: 1
25- Wolverine Yerli'nin Dönüşü

Comics As Philosophy

Bugün karıştırdığım web sayfalarından birinde rastladım bu kitabın adına, sonra da hemen amazon.com'un yolunu tuttum. Jeff McLaughlin editörlüğünde çeşitli üniversitelerin felsefe bölümlerinden insanların yazılarından oluşan kitapta bazı çizgi romanlar felsefi metinler olarak incelenmiş. Aşağıya kitabın amazon.com'daki ve yayıncısındaki sayfalarının linklerini iliştiriyorum, merak edenler daha ayrıntılı bilgiye oralardan ulaşabilirler:

amazon.com link
Uni Press of Missisippi link

Naif Not: Matrix'in Felsefesi, Simpsons'un Felsefesi ve hatta Seinfeld'in Felsefesi türü kitapları ülkemizde çıkaranlar bu kitabi da bassalar da alıp okusak..

kaç tane?

koloni-blog açılınca sayfanın en üstünde koloni logosunu içeren ve çeşitli çizgi romanlardan seçilmiş resimlerden oluşan bir dikdörtgen ile karşılaşıyorsunuz. aykut ve erkut'un fikriydi, sayfa her yenilendiğinde bu resim değişiyor. merak konusu oldu, kaç resim var ve ne eksik diye? kaç resim olduğunu bizim bülent (tellan) saydı, 57 taneymiş, ben olsam o kadar emin olmazdım ve şimdilik ya da bugünlük derdim. nelerin eksik olduğuna gelince yerlilerden epey eksik var, golden age döneminden de bir o kadar. yakında yeni ilaveler olur mutlaka..

Pazartesi, Aralık 26, 2005

2005'in Web Güzelleri


Çizgi romancılar için alternatif bir platform olan web siteleri aynı zamanda farklı denemeler yapmak isteyen sanatçılar için de benzersiz olanaklar yaratıyor. Scott Mccloud'un Zot!'u gibi örnekler web çalışmalarını rahat okunabilen "beleş" işler olmaktan çıkarıyor ve çizgi romanın geleceğini şekillendiren alanlardan birine dönüştürüyor. Bu noktada 2005'in güzelleri arasına katılan online çalışmalara yakından bakalım istedik. Webcomicsreview adresinde uzun listeyi linkleriyle inceleyebilirsiniz. Farklı listelere de girmeyi başaran Salamander Dreams (Hope Larson) özellikle Blankets'ı bayılarak okuyanların fazlasıyla ilgisini çekecektir. Web işleri arasında dikkatimizi çeken bir diğer başyapıt James Kochalka'nın American Elf'i ise ücretliler arasında yer alıyor.
Kalite açısından basılı güzellerle rekabet eden bu işler monitör karşısında gözleri bozmak için birebir...

60 gün, gerçekçilik saplantısı ve patricia...

birçoğunuzun bildiği gibi seruven.org sayfasında oku-yorum adlı yeni bir köşeye başladık (14 aralık). köşenin amacı yerli-yabancı, eski-yeni yayınlanmış çizgi romanlar hakkında kısa olabildiğince fikir verici yorumlar yazmak. inatçı ve takıntılı adamlar olarak bu köşeye her gün en az bir yorum girmeye çalışıyoruz. benim takıntım bu iddiayı aralıksız en az 60 gün sürdürmek. niyesi bana kalsın, inat işte diyeyim.

az evvel can oku-yoruma yeni bir metin girmiş, the beast of chicago adlı bir grafik romanı tanıtmış, rick geary albümde bir seri katili (çizgi romandan çok belgeselciliğe yaklaşan bir tarzda) anlatıyormuş. klasik sayılabilecek bir takıntıdır, dramatik anlatıya yüklenilirse gerçekçiliğin yitirileceği düşünülür. özellikle pulp anlatıcıları kimi zaman kendilerine, yaptıkları işe bir ciddiyet katma sevdasına kapılıyorlar (elbette genelleme yapıyorum). gerçekçi olma adına belge fetişizmi öne çıkıyor, eklektik bir metin oluşuyor: fotoğraflar, ayrıntılar, benzetme çabaları falan derken yürüyen öykü duruveriyor?üstelik yapılan bol yazı, bol hamaset ve bol fotoğraf dolu bir şey oluyor..ironik bulduğum ise özellikle bizdeki karikatüristlerin gerçekçilik sevdasıyla (kendilerini ve sanatlarını geri çekerek) anlattıkları önemli karakterleri foto-realistik bir çizgiyle çizmeleri. hem alışık olmadıkları için acemice-birbirine benzemeyen tiplemeler yapıyorlar hem de niye o insanı yorumlamayıp (hep yaptıkları gibi karikatürize etmeyip) fotoğraf gibi çizmeye çalışıyorlar anlamıyorum..yani o adam (belgesele konu edilen) fotoğraf gibi çizilmezse o öykü daha mı az inandırıcı oluyor?

not: can, a treasury of victorian murder?dan bahsetmiş. bir alan moore meselesi daha açayım, patricia cornwell'in bir katilin anatomisi kitabını okuyan moore fanatiği var mı acaba?

şimdi geldim

user name'imi sonunda kabul ettirmeyi başararak blog alemine girebildim. bakalım nasıl gidecek? görüşmek üzere..

orhun

Pazar, Aralık 25, 2005

hikâye yarım kalır mı?


aylık lombak dergisinde memo tembelçizer'in hazırladığı lombak şehitleri-feza cengâverleri serüveni tamamlanmadan, herhangi bir açıklama yapılmadan yayından kaldırıldı. yeni haber değil ki kaç ay oldu diyenler olabilir, biraz gecikerek yazıyorum ne bileyim belki kısa bir ara verilmiştir, tekrar başlar diye bu kadar zaman bekledim. yine hatırlayanlar olabilir, daha önce bir sayı gecikmişti, o arada memo ile konuşmuştum. mizah dergilerinde bu kadar uzun süren hikâyeler anlatılmıyor artık demiş, geçmişte yayınlanan uzun hikâyelerden bahsetmiştik. memo çok uzun olacak diye ısrar ediyor ben de buna inanmıyor ya sen sıkılırsın ya bahadır (editör) okuyucu ucunu kaçırdı, izleyemiyor vs diyerek bitirmeni ister diye öngörüde bulunmuştum. sonra konuşmadık, ama sonuçta ben haklı çıktım. mesele benim haklı çıkmam değil yerli üretimin aynı sayıda başlayıp biten hikâyeciliğe sıkıştırılması. okuyucuyu takip edemiyor yargısının baskıya dönüşmesi vs vs.

Cumartesi, Aralık 24, 2005

2005'in Güzellerine Ek...

Serdar 2005'in en iyileri listelerini sıralamaya baslamış. Ben de birkaç ilave yapayım:

Time dergisininin köşe yazarı Andrew Arnold'a göre 2005'in en iyi comix'leri:

1. Black Hole
2. Epileptic
3. Little Nemo in Slumberland: So Many Splendid Sundays!
4. Walt & Skeezix
5. Or Else
6. Concrete: The Human Dilemma
7. Pyongyang: a Journey in North Korea
8. Dungeon vol. 2
9. Night Fisher
10. Mome vols. 1 + 2

IGN.com'un genelde mainstream comics'ler üzerinden oluşturduğu listeye ise http://bestof.ign.com/2005/comics/ adresinden erişebilirsiniz.

Bu listede merakımı en çok uyandıran şey çıkarttığı siyah beyaz çizgi romanlarla bilinen Top Shelf Comics'in ilk başta mainstream gibi duran The Surrogates adlı serisi oldu. İlk sayısını okuduktan sonra şunu diyebilirim ki William Gibson ve Philip K. Dick'in eserlerini takip eden herkesin kaçırmak istemeyeceği bir seri bu. Kısaca konusundan da bahsedeyim bu 5 sayılık serinin:

Sanal gerçeklik ve sibernetik bilimindeki ilerlemeler Surrogates Çağını başlatmıştır. 2054 yılında insanlar Surrogates adı verilen robotlara sanal gerçeklik vasıtasıyla bağlanarak yaşamlarını evlerinden çıkmadan sürdürebilmektedirler. Seri bu kusursuz gibi gözüken dünyada bir katilin peşinde koşan iki dedektifin üzerine kurulu. Aslında katil demek de ne kadar doğru olur pek emin değilim, Surrogate'leri etkisiz hale getiren bir tekno-terörist demek daha doğru olur herhalde.

Saldım Çayıra Mevla Kayıra

Çizgi romanın edebiyatla ilgisi olmadığı söylenir, okurlarının-üretenlerinin az okudukları iddia edilir. Hayır, iddia dahi edilmez, edilmeyecek kadar kabul gören bir yargıdır. Okuduk, Atilla Dorsay çizgi roman için yüzeyselliği aşikâr bir yan tür demiş. Tür de değil, yan tür. Soldaki kare İlban Ertem'in Küstah'ta yayınlanan son çalışmasından. Balonlara bir bakın! Konuşma diline yaklaşan, argoyla harmanlanmış üsluptan söz etmiyorum, çok açık de/da ayrımı dahi yapılmamış. Hadi Ertem atladı (!), derginin editörleri niye atlıyor? Oğuz Aral da atlar mıydı acaba? Yan tür denmesine kızalım, haksızlık bilelim, okur olarak sevdiğimize küfür sayalım ama bu tür özensizliklere ne diyeceğiz? Kendime eşeğe bindin de ayağını sallaması mı kaldı diyorum. Sabırla koruğun helva olacağı günleri bekliyorum.

Not: Yazdığım metinler admin arkadaşlar tarafından sayfaya yüklenmektedir. Kendilerine teşekkürü borç bilirim. Emredin fındıkkabuğuna gireyim.

Çizgi roman, edebiyat ve Tempo

Tempo dergisinin, 16 Aralık tarihli, 418 sayfalık 2006 özel sayısında dikkatimi çeken bir şeyle karşılaştım. Sinemaya ayrılmış olan bölümde, 2006 senesinde gösterime girecek olan filmler çeşitli alt başlıklara göre kategorilendirilmişti ve bu edebiyat uyarlamaları başlığında V For Vendetta'ya da yer verilmişti.

Bir an için bunun bilinçli bir tercih olduğu izlenimine kapıldım. Çizgi romanı edebiyata yaklaştırma çabasının bir parçası olabileceğini düşündüm. Sonra filmle ilgili yazılmış özeti okudum:

"David Llyod'un [sic] romanından uyarlandı. Natalie Portman, John Hurt oynuyor. Totaliter bir topluma karşı mücadele eden gölge kahramanın öyküsü." (vurgu bana ait)

V For Vendetta'nın yazarı Alan Moore'un, eserlerinden daha önce uyarlanmış olan filmlerden pek haz etmediği ve bu yüzden yeni uyarlamalara da pek sıcak bakmadığı biliniyor. Hatta bu uyarlamalrda artık isminin geçmesini istemiyor. Aykut Erdem arkadaşımızın, Koloni mail grubuna attığı bir mail'de yazdığı gibi V For Vendetta filmi sadece "David Lloyd'un resimlediği bir grafik romandan uyarlanmıştır" şeklinde tanıtılıyor.

Tempo'daki bölüm hazırlanırken muhtemelen yukarıdaki ibareden yola çıkılarak bir tanıtım hazırlanmış. Olsun, yine de, anaakım bir dergi içinde V For Vendetta adını Grange, Dan Brown, Melissa P. gibi usta edebiyatçıların (!) eserlerinden uyarlanacak filmlerin arasında görmek güzel.

2005'in Güzelleri

2005'in en iyileri listeleri yavaş yavaş belli olmaya başladı. Farklı kaynaklara göre yılın en iyi çizgi ve grafik roman örnekleri:

Now Playing Magazine yılın zombi fırtınasının çizgi romandaki ilginç örneği The Walking Dead'i yılın en önemli serisi seçmiş. 28 Gün Sonra benzeri bir girişe sahip olan öykü, zombileşen bir dünyada bir polisin ailesiyle birlikte hayatta kalma çabasını anlatıyor.

Publishers Weekly ise uzun bir liste hazırlamış:
Epileptic
Ex-Machina: The First Hundred
The Rabbi's Cat
Scott Pilgrim vs. The World
Ghost in the Shell 2: Man-Machine Interface
WE3
Black Hole
King
MBQ vol. 1
The Genshiken vol. 1
Gemma Bovery
Teenagers from Mars
Why Are You Doing This
Yotsuba&!
Walt and Skeezix : Book One
Salamander Dream
Tricked
Night Fisher
Dramacon
Astonishing X-Men Volume 1: Gifted
Street Angel

Amazon editörlerinin listesi
Amazon müşterilerinin listesi

Devam edecek...

Cuma, Aralık 23, 2005

www.ep.tc


Ethan Persoff'un kendi koleksiyonundan çeşitli örnekleri paylaştığı www.ep.tc adlı web sitesi çizgi romanın alternatif kullanım alanlarını göstermesi bakımından oldukça zengin bir içerik sağlıyor.

Bu çizgi romanlardan en ilginci yanda bir karesini de gördüğünüz Grenada: Rescued From Rape & Slavery adını taşıyan çizgi roman. CIA tarafından üretilen ve 1983 yılında Amerika'nın Greneda Adası'nı(Karayip Adaları'ndan biri) işgali sırasında uçaklardan bırakılan bu çizgi roman yerel halka komunizm karşıtı mesajlar iletmekte.

Sitede yeralan çizgi romanlar arasında öne çıkan diğer çizgi romanlar 1950-60'lı yıllarda basılan, madde ve alkol bağımlılığını ele alan Hooked! ve Trapped! ile 1957 yılında basılmış atom teknolojisi'nin tarihçesini ele alan The Atomic Revolution adlı çizgi roman.

Clowes Ramones'a "Kıyak" Çekmiş

Punk'ın en her dem taze gruplarından Ramones'un çizgi romana yakınlığı biliniyor. (Spiderman... Spiderman!) Grubun bu yıl çıkan ve Weird Tales Of The Ramones adını yaşıyan box seti içerdiği müzik ve konser kayıtlarının yanı sıra 25 çizerin katkıda bulunduğu çizgi romanlarıyla da dikkat çekici. Bu vesileyle grubun ilginç bir çizgi roman buluşmasını hatırlatalım dedik. "Hayalet çizer" Daniel Clowes animasyonlarını üstlendiği I Don't Wanna Grow Up klibinde çatlak karakterlerini pek güzel canlandırmış:
Link

milazzo'nun mitchum yorumu...

büyülü rüzgâr, birkaç kez yazdım tek takip ettiğim süreli- yabancı çizgi roman. yeni bir yayının tutma şansının çok az olduğu, özellikle western türünün yaşlanan (zor beğenen, geçmişi arayan) okuyucuları düşünülürse büyülü rüzgâr türkiye ölçülerinde başarılı olmuş bir çizgi roman (yayıncısı rüzgar demeyi tercih etmiş, â harfini kullanmamış). elbette büyülü rüzgâr bu ilgiyi hak ediyor, her şeyden önce çini mürekkebi kullanan herkesin izlemesi gerek. italyanlar renk kullanan rakiplerine karşı siyah beyaza ilişkin ustalık gösterilerine o denli önem verdiler ki son yıllarda anlatılan çizgi roman kadar çizgiye yoğunlaşmaya mecbur kaldık. kare içi derinliği, akıp giden gölgelerle kurulan sahneleri izlemeye başladık.. klasik fumetti de çizgi bu denli öne çıkmazdı, şöyle de söylenebilir: çizime bu kadar zaman harcanmazdı, baskıya yetişmek, nefes almak için bir an evvel bitirmek işin kalitesinden öncelikli olabiliyordu. bugün vakit harcandığı anlaşılan, nasıl çizileceği iyi hesaplanmış sayfalarla, kareler arası devamlılıkla daha çok karşılaşıyoruz artık.

büyülü rüzgâr'da zevaco tarzı tefrika mantığıyla yürüyen bir öykü anlatılıyor, buna bir intikam-hesaplaşma öyküsü de denebilir, baba-oğul kavgası da.

ivo milazzo'ya memleket okurunun gösterdiği sitayiş ken parker geçmişinden.. ken parker kimi zaman kırık, edebi, bazen yürümeyen, durup düşünen öykülere sahipse eğer onun hüzünlü olduğunu düşündüğüm çizgileri sayesindedir (bunu bir berardi sempatizanı olarak yazıyorum) . milazzo, büyülü rüzgâr'ın 30.sayısında yer almıştı ilk kez, onu sonra 36.sayıda da gördük?

kaçak adlı öyküde büyülü rüzgâr'ı ilginç, beklenmedik, abartmış olmam sanıyorum dylan dog tarzı umutsuz bir aşka düşmüş biri olarak görüyoruz. mutlaka tekrar karşılaşılacağı belli olan bir kadın çıkıyor karşımıza, italyan olduğunu öğreniyoruz (bir tebessüm bırakıyorum şuraya). kaçak aslında hızlı anlatılmış, her şey pat diye gelişiyor, o derin aşk, o tutku (hatta o saplantı) nasıl birdenbire oluştu, gelişti iyi anlatılamamış...

milazzo ilk kez 30.sayıda çizdi demiştim ya... bu kez daha farklı çizmiş büyülü rüzgâr'ı.. daha yaşlı, daha yıpranmış biri olmuş çıkmış. aşktan mı, öyküden mi bilemem ama gözlerinin altı torbalanmış ned ellis, handiyse robert mitchum olmuş. malum büyülü rüzgâr, daniel day lewis?in 1992 tarihli the last of the mohicans filmindeki hawkeye rolünden esinlenilmiştir

(not: hawkeye'nin romandaki/filmdeki diğer/asıl adı nathaniel poe'dur. nat, çizgi romanda ned, soyadı da başka bir isme büyülü rüzgâr'da poe adıyla dolaşan willy richards'a ilham olmuş.. filme adapte edilen romanın yazarı james fenimore cooper ile poe?nin aynı dönemde yaşamış olmaları da ilginç...)

Perşembe, Aralık 22, 2005

hangi rüzgar attı derseniz eğer...

koloni e-posta grubunu kapatırken açılış sayfasına küçük bir not düştük: "koloni, çizgi roman ve saire tartışan bir e-mail grubuydu. çizgi roman dünyasındaki kirlenmeden, çizgi roman severler arasındaki nezaketsiz konuşma biçiminden duyduğu rahatsızlık nedeniyle uyumaya karar verdi".

bu uyuma kararını grubun moderatörleri ve yakın çevremizdeki arkadaşlarımızla oturup konuştuk. az değil 5,5 yıla varan bir emeği, onca yazıyı-konuşulmuş ayrıntıyı, hatırayı, paylaşılan sempatiyi, dostlarımızı geride bırakıyorduk.

önce yeni moderatör arkadaşlar bulalım, biz ayrılalım onlar devam etsinler dedik, serüven'in ikizleri aykut ve erkut bizi kırmadılar, önerimizi kabul ettiler ama şartları da vardı..diğer arkadaşlar bize bir süre yardımcı olsun dediler, özellikle ihtiyar orhan'dan katkı bekliyorlardı...

o arada iki gelişme daha oldu..birincisi moderatör arkadaşlar pek gönüllü değildi devam etmek için..sonra bizi üzen nezaketsiz mailler grubu kapatmamıza rağmen sürüyordu, oyunbozan arkadaşlar grupta kaldıkça yeni moderatölerlerin ileride de üzüleceğini farkettik..koloni'de bulunduğum sürece yapmadığım bir şeyi yaptım ve iki arkadaşı gruptan çıkardım...bunlar ayrıntı gibi duruyor ama insanı üzüyor...

ikinci gelişme kosta'nın önerisi oldu...yeni bir grup açalım, davet üzerine çağrılan üyelerden oluşan yeni bir oluşum yapalım dedi...rağbet görmedi, çünkü grup açmak değil sürdürmek zor...yorgun ve bıkkın olduğumuz da ortadaydı...

o arada-bu olaylardan kısa bir süre önce biz seruven.org sayfası için yeni bir şey yapalım diyorduk..serdar kökçeoğlu, aykut-erkut ve daha çok bendenizin arasında gelişen bir fikir cimnastiğiydi bu...blog sayfaları türkiye'de henüz yaygınlaşmadı ama yakın gelecekte popüler olacakları aşikar..seruven.org'un hemen altına blog sayfası açalım diyorsuk...ne yapalım nasıl yapalım diye düşünürken bizi soğutan tartışmalar yaşandı..

koloni'ye devam etmeme kararımız kesinleşince aykut, isim aradığımız blog sayfasına koloni diyelim, koloni'ye bu şekilde devam edelim dedi..

yeni hikayeye de böylece başlamış olduk..92 yılında fanzin olarak başladığımız üstte sayfalarından birini gördüğünüz koloni bu kez dergi, e-zine, forum, günlük ve saire karışımı yeni biçimiyle huzurlarınızda...

henüz tasarım aşamasındayız..ufak ufak ilerleyeceğiz...

meraklısına not: koloni e-posta grubu arşivini download edip Orhan'ın (Berent) katkılarıyla Dokuz Eylül Üniversitesi adresinde belirlenecek bir yere yeniden yükleyeceğiz, isteyen tüm arşivi oradan indirebilecek...

Dan Clowes@Mocca2005


Ed Piskor (American Splendor: Our Movie Year), geçtiğimiz yaz Mocca Art Festival 2005'de Jonathan Lethem'in Dan Clowes'la birlikte gerçekleştirdiği paneli videoya kaydetmiş:

link

Kaynak: FLOG!

Çarşamba, Aralık 21, 2005

Renaissance


Avrupa'dan Frank Miller'in Sin City'sini anımsatan bir animasyon geliyor. 1999 yılında kısa animasyon dalında Oscar adaylığı olan Fransız yönetmen Christian Volckman'ın önderliğinde gerçekleşen filmin 15 milyon$'a malolduğu söylenmekte.

Filmin web sitesinde yayınlanan fragmanda olayların 2054 yılının Paris'inde geçtiğinin dışında başka bilgi edinemedik..

Renaissance Resmi Web Sitesi

Fragman [quicktime]

hımm demek işin bir de sosyolojik boyutu var...

mehmet çağçağın limon ve leman dergilerinde yayınlanan çizgi romanı daral & timsah on beş yaşına girmiş. bir başka deyişle 15 yıl önce ilk kez yayınlanmaya başlamış; bu yayının kesintisiz olmadığını, gerek limon gerekse daha kısa süreli olarak leman döneminde diziye ara verildiğini belirtelim. haftalık dergisi, bu yıldönümünü en iyi öyküler başlığı altında verdiği bir ilave ile kutladı. gerçi haftalık sadece daral & timsah değil yaz aylarında mizah dergileri (karikatür ve çizgi roman) kaynaklı epey ilave verdi. daral & timsah ilavesi ise 15. yıla denk gelmiş, hoş bir tesadüf olmuş. can dündar?ın bir yorumu, çağçağ ile yapılan röportaj, dizi hakkında görüşler ve öyküler ilavenin içeriğini oluşturuyor. ilgi çekici olan daral & timsah için yapılan yorumlara ayrılmış sayfa. bu bölümde dergi bir sanat galerisi yöneticisine, yazar nihat genç ve bir cinsel psikiyatra başvurmuş (aynen öyle yazılmış, psikanalizi masaya yatıracak değiliz, bizdeki de cehalet işte...). asıl önemlisi ise berna öztürk adlı bir oyuncu ve manken tuğba özayın daral & timsah hakkında yorumlar yapması. birinin -oyuncu olanın- köpükler içinde mayolu, diğerinin göğüs dekolteli bir fotoğrafı kullanılmış. neden bir manken ve bir oyuncunun görüşlerine başvurulmuş belirsiz. her ikisi de 'nice yıllara' diyerek hoş temennilerde bulunmuşlar. tuğba özay şöyle demiş: karikatür, sadece eğlence değildir. mutlaka içinde bir mesaj olur, bu mesaj yeri gelir ekonomiktir yeri gelir aşktır. daral ve timsah?ın gerçekten sosyolojik bir boyutu var (...). pek güzel, pek leziz laflar bunlar ve elbette bir sosyolojik boyutu var.